BIST 9.911
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.962,68
HABER /  GÜNCEL

Politikanın iki cambazı

Yaşar Nuri Öztürk ve Yaşar Okuyan'ın parti kurma çalışmalarını değerlendiren S. Yüksel Cebeci bu iki isme hiç şans tanımadı. Yazara göre bu iki isim de 'cambaz'

Abone ol

Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi yazarlarından Sırrı Yüksel Cebeci, Yaşar Nuri Öztürk ve Yaşar Okuyan'ın politika sahnesinde hiç şanslarının olmadığını iddia etti.

İki politikacıyı da 'cambaz' olarak niteleyen Sırrı Yüksel Cebeci'nin yazısı bir solukta okunuyor:

Yaşar Nuri Öztürk ve Yaşar Okuyan

Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır diyen Anayasa'nın 68. maddesine göre, vatandaşlar, siyasi parti kurmak, usulüne göre partilere girmek ve partilerden ayrılmak hakkına sahiptir.

Sayın Yaşar Okuyan ve Yaşar Nuri Öztürk de, bu anayasal haktan yararlanmak amacıyla kolları sıvadılar.

Cem Boyner, Hasan Celal Güzel, Murat Karayalçın, Besim Tibük, İsmail Cem parti kurar da, Yaşar Okuyan ile Yaşar Nuri Öztürk kuramaz mı?

Şeker var, un var, öyleyse neden helva yapmasınlar ki?
Ancak bir atasözümüzü unutmayalım:

- Politikacı yüzünden değil, gözünden anlaşılır.
Siyasi parti kurmak için kolları sıvayan iki politikacıdan birinin gözü ülkücülere, diğerininki sosyal demokratlara doğru seğiriyor. Yani, gözlerde özgün bir bakış yok.

Türkeş'i evinde saklamıştı

YAŞAR Okuyan MHP kökenli bir politikacı. Eski ülkücülerden yani. MHP Genel Sekreter Yardımcısı iken 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi olmuş, Genel Başkan Alparslan Türkeş'i Turhan Koçal ile birlikte evinde o saklamıştı. Mamak'taki Sıkıyönetim Mahkemesi'nde Türkeş ile birlikte idam talebiyle yargılananlar arasında o da vardı.

12 Eylül'den sonra MHP ve Türkeş ile yolları ayrılanlardan biriydi Okuyan. Mesut Yılmaz'ın ANAP Genel Başkanı olmasıyla bu partiden milletvekili seçilmiş, Ecevit'in başkanlığındaki 55. Hükümet'te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na getirilmişti.

Yılmaz ile de ters düşünce, bakanlık görevinden istifa etmiş, daha sonra getirildiği ANAP Genel Başkan Başdanışmanlığı görevini de bırakarak, MHP'ye girmişti. MHP'ye girerken, '1980 öncesinden kalan yürüyüşe yeniden katılmaktan memnuniyet duyuyorum. Artık MHP'nin zaferi için çalışacağım' diyordu.

3 Kasım 2002 seçimlerine MHP'den Yalova milletvekili adayı olarak katılan, fakat barajı aşamayan partisiyle birlikte Meclis dışında kalan Okuyan, geçen Mart ayında yapılan yerel seçimlerde bu kez DYP'nin Yalova Belediye Başkanı adayıydı. Ancak oy yerine nal toplamıştı.
Şimdi ise öncülük ettiği Demokratik Birlik Platformu adlı hareketi sonbaharda siyasi partiye dönüştürmeyi planlıyor.

Kuracağı partinin ne kadar şansı var derseniz, Yaşar Okuyan'ın siyasi geçmişindeki zikzaklara ve yüzüne değil gözlerine bakmanız yeterli...

Bir ipte iki cambaz

BÜYÜK din bilgini ve tasavvuf felsefecisi Prof. Yaşar Nuri Öztük'e gelince... O da Halkın Yükseliş Hareketi'ni muhtemelen önümüzdeki ay siyasi parti olarak resmileştirecek.

Yaşar Nuri Hoca, 3 Kasım 2002 seçimlerinden önceye CHP'ye girmiş ve milletvekili olmuş, o andan itibaren de Baykal ile zıtlaşmaya başlamıştı. Büyük bir ihtimalle Baykal'ı saf dışı ederek CHP'nin başına geçmeyi düşlüyordu.

Bir ipte iki cambaz oynar mı? Öztürk baktı ki Baykal çetin ceviz, din ve laiklik anlayışındaki farklılık, partideki ağır demokrasi noksanı, CHP'deki Atatürk'ün partisi söyleminin Atatürk'ü yıpratıcı bir slogana dönüşmesi, IMF'cilik ve küreselleşme yıkımını durduracak politikaların üretilmemesi gibi gerekçeler sıralayarak CHP'den istifa etti.

Şimdilerde dilinin altındaki baklayı çıkarıyor ve 'CHP, bugünkü yönetimle seçimlere girer ve barajı aşamayarak boyunun ölçüsünü alır' diyor. Yani, 'CHP, beni başına getirseydi ve sözümü dinleseydi, seçimlerde iktidara gelirdi' demeye getiriyor.

Herkesi kendi gibi filozof sandığı için insanların cehaletini affetmeyen, sorulara adeta azarlayarak cevap veren ve burnundan kıl aldırmayan bu Yaşar Nuri Öztürk değil miydi bir zamanlar kendini peygamber ilan etmeye kalkan?

Lider olmaya karar verdiğine göre, peygamberlikten vazgeçti demek ki...

Yazı: Sırrı Yüksel Cebeci
Kaynak: Halka ve Olaylara Tercüman