Politikacıların küfürsüz siyaseti
Küfürün, hakaretin, yalanın, iftiranın, riyanın kol gezdiği bir
dönemdeyiz. Eh koltuk çok kiymetli malum! O halde rakibe say
sayabildiğin kadar!
Hep böyle mi olacak?
Öyle oldu bugüne kadar!
Stadlarda küfür vardı hep... Saraçoğlu'nda yok şimdi... Politikada
da aynı şey niye olmasın? Bir yarış yapılıyor, bir kişi
kazanacağına göre, yarışın gerisinde kalacak öteki adaylar niçin
kazananın koluna girmesin?
Çekmeköy'de CHP adayı Hüseyin Avni Sipahi, Fenerbahçe'nin
yaptığını, kendi ilçesinde yapmak için bir adım attı geçen gün. AK
Parti adayı Ahmet Poyraz'ı aradı ilkin:
-Sevgili başkan, gel kolkola girelim, hep beraber bir kahvaltı
yapalım.
Ne desin Poyraz:
-Hay hay!
Ahmet Poyraz varsa, Saadet Partisi adayı Halil Mert niye
olmasın?
-Var mısın?
-Seve seve.
DSP adayı Sedat Durgun'a da aynı teklif götürüldü:
-Gel, Küçükçekmece'nin iyiliğini konuşalım.
-Eyvallah.
MHP adayı İbrahim Özer dünden hazırdı:
-Bende varım.
Ama karısı hastalanmış, gelemedi... DP adayı da Ankara'da olduğu
için bu enfes kahvaltıyı kaçırdı... Onların yerine ben
vardım...
Çekmeköy, Ataşehir'in dibinde...
Kareyi tamamlamak zor olmadı!
Size bir şey söyleyeyim mi?
Keşke, herkes ama herkes Çekmeköy'ü yönetmeye talip bu adayları
örnek alsa... İlla kavga, illa gürültü, olmasa... Kılıçdaroğlu ile
Topbaş da bir kahvaltıda buluşsa, konuşsalar doya doya...
İstanbul'u anlatsalar, el sıkışsalar, kutlasalar birbirlerini olmaz
mı?
Her neyse, tekrar kahvaltı masasına dönelim...
Ev sahibi Hüseyin Avni Sipahi suskun...
AK Parti adayı Ahmet Poyraz'a sordum:
-Niye toplandınız?
-Çekmeköy için toplandık.
Devam etti Ahmet Başkan:
-Bir kişi kazancak. Niye konuşmayalım, niye diyalog içinde
olmayalım. Çekmeköy için bu diyalogların kesintisiz sürmesi
gerek.
-En büyük rakibiniz kim Ahmet Bey?
-Bütün adaylar başımızın tacı. Çekmeköy'de taş üstüne taş koyacak
herkes bizim için kıymetlidir. Ben diyorum ki, yarışımız Çekmeköy
isminin daha büyük marka olması için olsun.
Saadet Partisi adayı Halil Mert kahvaltının güzelliğini anlatıyor
ve ev sahibi Sipahi'ye teşekkür ediyor:
-Kazansak da kaybetsek de birbirimize yardım edeceğiz. Obama bunu
yaptı biz niye yapmayalım. Üslubumuza dikkat edeceğiz. Siyasi
nezaket konusunda taviz vermeyeceğiz ve kopmayacağız.
Seçim olmayacak sanki....
Rakipler birbirlerini kırmamaya özen gösteriyor.
Tüm adaylar ev sahibi Hüseyin Avni Sipahi'ye "abi" diye hitap
ediyor.
-Kim kazanacak?
Hiç kimse "ben" demiyor...
Dedim ya, seçim olmayacak sanki!
-Saadet seçmeni böler mi Ahmet Bey?
-Onlar bizim kardeşimiz.
SP adayı Mert, devreye giriyor:
-Onlar birbirlerini bölecekler aradan biz sıyrılacağız.
Hüseyin Avni Sipahi lafı çakıyor:
-Siyaset yapma.
DSP adayı soyadı gibi pek durgun. En genç aday...
Sipahi yine lafa giriyor:
-Senin yaşında ben başkan oldum, bir daha ki döneme hazırla
kendini.
Son sözü yine Sipahi alıyor:
-Hepimiz ev sahibiyiz. Burada birlikte çalışacağız. Birbirimizin
telefonlarını alacağız, Çekmeköy için ne gerekiyorsa yapacağız.
AK Parti adayı Poyraz, köylüsü Sipahi'ye takılıyor:
-Yakanda rozet yok.
ANAP'lıydı Sipahi, CHP'li oldu...
-Niye CHP?
-Beni farkettiler.
-Ötekiler?
-CHP erken davrandı.
-Yakanızda CHP rozeti yok.
-Ben hala belediye başkanıyım. Tarafsizim. O yüzden yakamda rozet
yok. Ama CHP'li olmaktan şeref duyuyorum.
Kahve faslı ile muhteşem diyebileceğimiz kahvaltının sonuna
geliyoruz.
Her şey kahvaltı tadında zaten.
Ev sahibi Hüseyin Avni Sipahi son sözlerini söylüyor:
-Arkadaşlar, bilgimizi konuşalım. İftira, ihtiras, gıybet olmasın.
Kimse kimseye kin duymasın ne olur. Projelerimiz yarışsın
lütfen.
DSP'den tam destek:
-O halde ikinci toplantımız 30 Mart'ta olsun.
-Olsun mu?
Herkes bir ağızdan:
-Olsun...
Sipahi projeleri söyledi madem.
Elbette adayların vatandaşa söyleyeceği bir şeyleri vardır.
Ahmet Poyraz ve Hüseyin Avni Sipahi ile tek tek görüştüm.
İki gün boyunca Çekmeköy'de olacağız.
Yarından sonra...