BIST 9.601
DOLAR 35,26
EURO 36,78
ALTIN 2.961,74
HABER /  GÜNCEL

Polis memurundan şok ifade

Beşiktaş'ta 2 meslektaşını öldürdüğü iddiasıyla müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan polis memurunun duruşmasındaki sözleri şok yarattı.

Abone ol

Beşiktaş'ta 11 Eylül'de trafik polisi olan 2 meslektaşını öldürdüğü iddiasıyla müebbet ağır hapis cezası istemiyle yargılanan sanık Reyhan Emre Şen, davanın ilk duruşmasında ifade verdi. Sanık Şen, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, Malatya Polis Meslek Yüksekokulu'nu bitirdikten sonra bir süre Üsküdar'da çalıştığını, daha sonra trafik denetleme şubesine verildiğini anlatarak, ''Basında trafik polislerinin rüşvet aldıklarına dair haberler görüyordum. Trafik polisi olacağımı bilsem bu işe girmezdim'' dedi. İki polis memuruyla birlikte görevlendirildiğini belirten Şen, ''bu memurlarının kendisine 'İstanbul'da geçinmenin zor olduğunu, maaşlarının yetersiz kaldığını, trafik polisliğinin de ağır bir iş olduğunu' söylediklerini'' iddia etti. ''Bu sözlerle kendi düşüncelerini birleştirdiğini ve 'rüşvet alması yönünde telkinde bulunulduğunu' düşündüğünü'' kaydeden sanık Şen, tanıdığı polis memuru Ragıp Kula'yı arayıp konuşulanları anlattığını söyledi. Kula'nın, ''kendisine para verilip verilmediğini'' sorduğunu, ''böyle bir şey olmadığını'' söyleyince de ''sen çalışmaya devam et'' dediğini anlatan Şen, ''3 gün sonra birlikte görev yaptığı polislerden birinin trafik kazasından aldığı paranın 20 milyon lirasını kendisine verdiğini'' ileri sürdü. ''İSTİFA EDECEĞİM'' Bunun üzerine Ragıp Kula'yı tekrar arayarak olayı anlattığını belirten sanık Şen, ''(İstanbul'a hırsızlık yapmaya gelmedim. Bugüne kadar helal yedim. İstifa edeceğim) dedim. O da bana 'amirleriyle konuşacağını, işe devam etmemi' söyledi'' şeklinde konuştu. Şen, olayı oda arkadaşı Mustafa Özdemir'e de anlattığını kaydederek, ''bir süre sonra değişim yeri olarak kullandıkları otoparkın etrafında polis olduğunu düşündüğü insanların dolaşmaya başladığını, telefonlarının da dinlenmeye başladığı kanısına vardığını'' bildirdi. Daha sonra Dursun Demir ile çalışmaya başladığını ifade eden Reyhan Emre Şen, ''Demir'in de kendisine aldığı 10 milyon liranın 5 milyonunu verdiğini ve bu paraları bir deftere yazdığını'' ileri sürdü. Ragıp Kula'ya bu durumu da aktardığını söyleyen Şen, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Dursun ağabey, '20 günlük evliyken ayrıldığını, şimdi birisiyle dost hayatı yaşadığını, kafayı kullanırsam 2 yıl içinde evimin arabamın olacağını, bu işleri amirlerin de bildiğini, bana işin puştluğunu öğrettiğini, vatandaşın işinin şikayet etmek olduğunu, bizim kendi işimize bakmamız gerektiğini, yeni polislerden birini Taksim'de taksicilere dövdürdüğünü, beni işten attırabileceğini' söylüyordu.'' ''YEMİN EDİYORUM...'' Mahkeme Heyeti Başkanı Ertuğrul Tokalakoğlu, ''Bunu kendin mi uyduruyorsun? Neden sana kadınlarla olan ilişkisini anlatsın?'' demesi üzerine Şen, ''Efendim yemin ediyorum, Dursun ağabeyin anlattıkları...'' şeklinde konuştu. Bu konuyla ilgili İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde bir emniyet amiri ile görüştüğünü iddia eden Şen, ''sivil polis olduğunu düşündüğü insanların kendisini takip etmesinden sıkıldığını'' belirtti. Sanık Şen, şunları kaydetti: ''Artık ben bir caddeye indiğimde, insanlar kırmızıda geçiyor, araçlar ters yöne gidiyor, cadde karışıyordu... İnternet cafeye gidiyorum, içerisi çocuk dolu. Biri çıkıp 'buraya çocuk girmesi yasak değil mi?' diye soruyor. Kahvede oturuyorum, kahveciye çay parası vermek istiyorum. Gizli vermemi istiyor. Nedenini sorduğumda, 'kumar parası değil mi' diyor... Sürekli polisi ilgilendirecek hadiseler oluyordu. Sivil polisler, son zamanlarda bana trafik ve polis mevzuatıyla ilgili sorular soruyorlardı. Arkadaşlarım beni arayıp '10 kişinin rüşvet yüzünden atıldığını, dikkat etmemi' söylüyorlardı. Ben 'niye bana söylüyorsunuz' diyordum. Kendimi eksik gördüğümden trafik ve polis mevzuatını okumaya başladım.'' ''KENDİMİ KONTROL EDEMEZ HALE GELDİM'' Olaydan bir gün önce kız kardeşini arayarak ''artık dayanamayacağını, intihar edeceğini söylediğini'' anlatan Reyhan Emre Şen, şöyle dedi: ''Uygulama yaptıktan sonra otoparka döndük. Dursun ağabey bana 'Emreciğim, seni Unkapanı Köprüsü'ne kapatıp geleyim' dedi. Bu söz üzerine birden kan basıncım yükseldi. Kendimi kontrol edemez hale geldim. Dursun ağabeyin daha önceki sözleriyle birlikte bir patlama yaşadım. Dursun ağabeyin beni infaz edeceğini düşündüm. Rastgele ateş etmek istedim. Sonra 'yaktın beni Dursun ağabey' dedim ve ona ateş ettim. Alphan Taşer ile İbrahim Subaşı beni engellemeye çalışınca, onlara gitmelerini söyledim. Bu arada Naci Akarsu silahını çekti. Ona da ateş ettim. Naci Akarsu silahını çekmeseydi, onu vurmayacaktım.'' MÜŞTEKİLERİN İFADELERİ Müşteki polis memuru Alphan Taşer de, olay sırasında kendisinin dışarıda olduğunu, silah sesi duyunca kaçtığını, Reyhan Emre Şen'in de arkasından ateş ettiğini söyledi. Kendisinin ekibiyle bir sorun yaşamadığını, sanık Şen'in de sorunlarına dair bir şey anlatmadığını belirten Taşer, şikayetçi olduğunu bildirdi. İbrahim Subaşı da, bir silah sesi duyduğunu, Dursun Demir'i görmediğini, Reyhan Emre Şen'in Naci Akarsu'ya yöneldiğini ve ateş ettiğini anlatarak, ''Emre, beni görünce gitmemi söyledi. Naci Akarsu silahını çekmeye fırsat bulamadı'' dedi. Aynur Demir de, Dursun Demir ile 6 yıldır evli olduğunu, 3 yıldır ayrı yaşadığını, ancak eşinin rüşvet almak, bazı kadınlarla ilişkiye girmek gibi davranışlarda bulunmayacağını kaydetti. Sanık Şen'in avukatı Şerif Dede ise, müvekkilinin olay sırasında cezai ehliyetinin olup olmadığının anlaşılması için Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmesini isteyerek, Şen'in bazı notlar tuttuğu ajandayı mahkemeye verdi. Sanığın Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesine tanıklar dinlendikten sonra karar verilmesine, Reyhan Emre Şen'in kız kardeşi Vildan Şen, ev arkadaşı Mustafa Özdemir ve Ragıp Kula'nın da tanık olarak dinlenmesine hükmeden Mahkeme Heyeti, duruşmayı erteledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 11 Eylül 2003 tarihinde 2 polis memurunun ölümüyle sonuçlanan olaya ilişkin Reyhan Emre Şen'in, ''Birden fazla devlet görevlisini görevleri sırasında öldürmek'' suçundan müebbet, ''görevli memura hakaret'' suçundan da 4.5 ay ile 3 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.