Başbakan Erdoğan'ın iç güvenlikte polis gücünün kullanılmasıyla ilgili sözlerine CHP'den çekinceli destek geldi.
Abone olCHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, ''Terörle mücadelede, TSK bünyesinde yer alacak profesyonel birlikler görev almalıdır. Bölgenin şartlarını iyi bilen, coğrafyayı iyi bilen, uzun süre görev yapacağı için o konuda uzmanlaşacak birlikler önemli bir avantaj oluşturur'' dedi.
Hamzaçebi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Osman Korutürk ile düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, polisin iç güvenlikte görevlendirilmesi konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını hatırlatması üzerine Hamzaçebi, demokrasilerde iç güvenliği polisin sağladığını anımsattı. Hamzaçebi, şunları söyledi:
''Sayın Başbakan'ın bu yöndeki açıklamasını doğru bir yaklaşım olarak görüyorum ancak şunu da ilave etmek istiyorum; demokrasilerde yine sivil güçler, polis, yani şiddet kullanma tekelini elinde bulunduran güçler daima ölçülü güç kullanır. Bizdeki temel problem budur. Bizdeki problem, güvenlik güçlerinin olaylar karşısında aşırı güç kullanmasıdır. Rize, Hopa'da bunun bir örneğini gördük, bunun da önlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. İç güvenliğin polis tarafından sağlanması gerektiğine katılmakla birlikte güç kullanımında aşırı değil ölçülü güç kullanılması gerektiğini söylüyoruz. Silahlı kuvvetler ulusal savunma ile görevli olmalıdır. İç güvenlik silahlı kuvvetlerin görevi olmamalıdır.''
SİLVAN KIRILMA NOKTASI!
Hamzaçebi, başka bir gazetecinin Başbakan'ın ''Silvan'ın kırılma noktası olduğunu'' söylediğini ifade ederek, CHP'nin görüşlerini sorması üzerine ise ''Bu cümle soru işaretleriyle dolu. Bundan şöyle bir anlam çıkarmak mümkün ama bilmiyorum, sayın Başbakan böyle bir anlamı mı ifade etti; 'PKK'nın eylemlerine hoşgörüyle yaklaştık, bundan sonra yaklaşmayacağız' anlamı bundan çıkabilir ya da 'Bugüne kadar belli askeri yöntemleri uygulamaya koymadık, bundan sonra çok daha şiddetli bir şekilde bu önlemleri uygulamaya koyacağız.' Sayın Başbakan'ın açıklamaları tereddütlerle dolu, bu iki ihtimali de bünyesinde barındıran bir açıklama olabilir. Tabii ki terör örgütüne karşı, PKK'ya karşı Türkiye Cumhuriyeti'nin Silahlı Kuvvetlerinin yapması gereken işler vardır. Terörün kendi şartları içerisinde mücadele edilmesi gereken bir olgu olarak alınması lazım ama şunu da unutmamak lazım ki, terör sadece askeri önlemlerle önlenebilecek bir konu değildir. O nedenle terörün kullandığı sorunları ele alıp, bu sorunların çözüme kavuşturulması gerekir'' diye konuştu.
POLİS ASKERİN ALTERNATİFİ Mİ OLACAK?
Hamzaçebi, ''Polisin, Silahlı Kuvvetlere karşı bir alternatif güç olması yönünde çalışmalar olduğu söyleniyor, bu konuda neler söylersiniz'' sorusu üzerine, ''Bu görüşler var tabii ki, ben iç güvenliğe yönelik olarak, iç güvenlikte sadece polisin görevli olması düşüncesinin, bu projenin, sözü edilen bir ihtimali bünyesinde barındırdığı kanaatinde değilim. Güvenlik güçleri, polis, tabii ki güçlü olmak zorundadır. Hiçbir zaman silahlı kuvvetlerin alternatifi olamaz, tabiatı gereği, görevi gereği böyle bir alternatifi oluşturması mümkün değildir. Öyle bir ihtimale imkan vermiyorum ben'' dedi.
ASKERİN GÖREVİ ULUSAL SAVUNMA
Hamzaçebi, geçen yıl İçişleri Komisyonu bünyesindeki alt komisyonda polise ağır silah ithal etme yetkisi verilmesi tartışmalarının hatırlatılması üzerine ise ''O tartışmaları gayet iyi hatırlıyorum ama sonuçta, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin savunma görevi bellidir; ulusal savunmadır. Ulusal savunma, Türkiye Cumhuriyeti'ni diğer ülkelerin silahlı güçlerine, silahlı müdahalelerine karşı savunmadır. Polisi bu görevle görevli kılmak doğru değildir. Bunu mümkün görmüyorum. O tasarı görüşmeleri sırasında, polisin ağır silah kullanması yönündeki düşünceler, yine iç güvenliğe yönelik polisin kullanması gereken silahlar ve araçlar olarak anlaşılmalıdır. Ben o gün öyle yorumlamıştım, bugün de böyle yorumluyorum'' diye konuştu.
PROFESYONEL ORDU KURULDU
CHP Grup Başkanvekili Hamzaçebi, bir gazetecinin, ''terörle polisin mücadele etmesi gerektiğini mi söylüyorsunuz'' sorusu üzerine de ''Haziran ayında bir kanun çıktı, TBMM kapanmadan. Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle mücadelesinde artık profesyonel birliklerin görev alması yönünde bir düzenlemeyi öngören bir kanun yürürlüğe girdi. 50 bin kişilik bir silahlı birlik, silahlı kuvvetlerin hiyerarşisi içerisinde görev yapacak. Profesyonel birlikler terörle mücadele görev yapacaktır. Terörle ilgili silahlı kuvvetlerin mücadelesini bu çerçevede alıyorum'' dedi.
BAŞBAKAN'IN BİR NETLİĞE İHTİYACI VAR...
Hamzaçebi, bir gazetecinin, ''Başbakan Kıbrıs'tan dönüşünde 'Terörle mücadele konsept değişikliğine gidiyoruz' dedi. TSK'nın terörle mücadeledeki operasyonel görevinin polise devredilebileceği tartışılıyor. İçişleri Bakanı, 'terörle mücadelede polis daha aktif kullanılacak' dedi. Siz, iç güvenlik derken terörle mücadeleyi mi kastediyorsunuz, yoksa jandarmanın görevini polise devretmesini mi kastediyorsunuz'' sorusu üzerine ise şöyle dedi:
''Başbakan'ın o zaman şöyle bir netliğe ihtiyacı var, şunu açıklığa kavuşturması gerekir; TBMM kapanmadan terörle mücadelede profesyonel ordunun görev alması amacıyla sevk ettiği tasarı yasalaştı. 50 bin kişilik profesyonel ordu terörle mücadelede görev alacak. Bunları bir kenara bırakıp terörle mücadelede polis görev alacak demek, önceki politikayla çelişen bir tutum oluyor. O konuda ben Sayın Başbakan'ı netliğe davet etmek isterim. Benim görüşüm, terörle mücadelede Haziran ayında kabul edilen yasa uyarınca profesyonel birliklerin görev almasıdır.''
TERÖRLE MÜCADELEDE PROFESYONEL BİRLİK
''TSK'nın görevi ulusal savunmadır derken terörle mücadeleyi de ulusal savunmaya katıyor musunuz'' sorusu üzerine de Hamzaçebi, şunları söyledi:
''Terörle mücadelede, TSK bünyesinde yer alacak profesyonel birlikler görev almalıdır. Bölgenin şartlarını iyi bilen, coğrafyayı iyi bilen, uzun süre görev yapacağı için o konuda uzmanlaşacak birlikler önemli bir avantaj oluşturur. Polisin terörle mücadelede görev alması şeklindeki bir yaklaşım, Başbakan'ın açıklamalarıyla ortaya çıkmış bulunuyor. Sayın Başbakan'ın ve hükümetin profesyonel birliklerle polis arasında nasıl bir görev bölüşümü düşündüğünü bilmiyoruz. Dolayısıyla önce hükümetin bu konuda netliğe kavuşması gerekir. O netlik olmadan bu konuda bir değerlendirme yapmayı uygun bulmam.''