BIST 9.679
DOLAR 35,22
EURO 36,74
ALTIN 2.960,94
HABER /  GÜNCEL

Polis dergisi polislik oldu

Hanefi Avcı'nın Polis dergisine verdiği demeç Emniyet'le MİT'i karşı karşıya getirdi. Emniyet Müdürü Gökhan Aydıner, teşkilata "Artık dergi yok" talimatını verdi.

Abone ol

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanı Hanefi Avcı'nın, Polis Akademisi'nin süreli yayın organı 'Akademik Bakış' dergisinde yayımlanan "Çetelerde resmi görevliler var" sözleri, MİT ve Emniyet'i karşı karşıya getirdi. MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun, Avcı'nın sözleri nedeniyle Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner'e sitem etti. Emniyet Genel Müdürlüğü Araştırma, Planlama, Koordinasyon Daire Başkanı Mustafa Gülcü de, iki dergi dışında Emniyet'in çıkardığı tüm dergilerin yayından kaldırılmasını önerdi. Aydıner bu öneriye onay verince Polis Akademisi ve polis meslek yüksekokulu öğrencileriyle il emniyet müdürlüklerinin çıkardığı tüm dergiler yasaklandı. Aydıner, il emniyet müdürlerinin ülke güvenliğiyle ilgili konuşmasını da yasakladı. Olay şöyle gelişti: Atasagun: Bu ne rezalet Polis Akademisi öğrencilerinin söyleşi yaptığı KOM Daire Başkanı Avcı, organize suç örgütleri, kaçakçılık ve yolsuzlukla mücadeleyi değerlendirdi. Söyleşi, Akademik Bakış'ın son sayısında, 'Geniş yetkili soruşturmacıya ihtiyaç var' başlığıyla yayımlandı. Yeni Şafak gazetesi de söyleşiyi, 9 Mart'ta 'Çetelerin uzantısı devletin içinde' başlığıyla haberleştirdi. Haberin yayımlandığı gün Başbakanlık'ta güvenlik zirvesi toplantısı yapıldı. Toplantıda, MİT Müsteşarı Atasagun'un, gazeteyi Emniyet Genel Müdürü Aydıner'e göstererek, "Bu ne rezalet" diye sorduğu ileri sürüldü. APK Başkanı önerdi Emniyet Genel Müdürü Aydıner, zirveden hemen sonra Emniyet Genel Müdürlüğü Araştırma, Planlama ve Koordinasyon (APK) Daire Başkanı Mustafa Gülcü'den konuyu araştırmasını istedi. Araştırmada, gazete haberinin 'Akademik Bakış' dergisinden alındığı anlaşıldı. Gülcü, Aydıner'e, Polis Akademisi'nce çıkarılan 'Polis Bilimleri' dergisi ve kendi dairesinin çıkardığı 'Polis' dergisi dışındaki tüm dergileri yasaklamayı önerdi. Aydıner bu öneriye onay verdi ve Polis Akademisi, polis meslek yüksekokulları ve il emniyet müdürlüklerince çıkarılan onlarca dergi yasaklandı. Yasak emrinde şöyle denildi: "Söz konusu yayınlarda; Emniyet teşkilatının disiplin anlayışını aşan, yazarın şahsi kanaatini ifade ettiği halde yazarların resmi sıfatı nedeniyle teşkilatımıza mal edilen, diğer devlet kuruluşlarıyla münasebetlerimizi olumsuz yönde etkileyebilecek yönde nitelikte yazılara, ayrıca polislik mesleğinin vakar ve ciddiyetiyle bağdaşmayan magazin, fotoğraf ve haberlerine yer verildiği görülmüştür." Aydıner'in, il emniyet müdürlerinin, ülke güvenliğini ilgilendiren konularda konuşmalarını da yasakladığı öğrenildi. Aydıner, il emniyet müdürlerine gönderdiği yazılı emirde, ülke güvenliğini ilgilendiren konularda genel müdürlüğün onayını aldıktan sonra konuşmalarını istedi. Aydıner: Ciddiyetimizle bağdaşmayan yazılar çıkıyor Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner imzasıyla 23 Mart 2005'te teşkilat içinde yayımlanan yasak emri şöyle: "Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve taşra birimleriyle bazı öğretim ve eğitim kurumlarımızın süreli yayınlar çıkardıkları bilinmektedir. Söz konusu yayınlarda, Emniyet teşkilatının disiplin anlayışını aşan, aslında yazarın şahsi kanaatini ifade ettiği halde teşkilatımızın imkânlarıyla basılıp dağıtılması ve yazarların resmi sıfatı nederiyle teşkilatımıza mal edilen, diğer devlet kuruluşlarıyla münasebetlerimizi olumsuz yönde etkileyebilecek yönde nitelikte yazılara, ayrıca polislik mesleğinin vakar ve ciddiyetiyle bağdaşmayan magazin, fotoğraf ve haberlerine yer verildiği görülmüştür. İki dergiye izin Öte yandan, genellikle kişisel gayretlerle çıkarılan yayınlar periyodunu kaybetmekte, ilk birkaç sayıdan sonrası çıkarılmamakta, ortaya çıkan dergi enflasyonu kaynak ve emek israfına yol açmaktadır. Bu çerçevede, Emniyet Genel Müdürlüğü 'Polis' dergisi ve 'Polis Bilimleri' dergisi dışında, her ne ad altında olursa olsun (dergi, mecmua, gazete) süreli yayınlar çıkarılmayacaktır. Her seviyedeki mensuplarımız, bilimsel nitelikli araştırma ve yayına teşvik edilecek, makaleleri adı geçen iki dergiye yönlendirilecektir. Genç adaylar ve öğrencilerin edebi çalışmaları da yine bu dergilere yönlendirilecek, uygun bulunanlar dergilerde yayımlanacaktır. Daha nitelikli çalışma ve araştırmaların ise mevcut usule göre mustakil kitap olarak yayımlanması yöntemine de ağırlık verilecektir. Keza özelliği olan yerler, günler ve durumlar için bir yayın çıkarılmak istendiğinde gerekçeli rapora dayalı olarak teklifte bulunarak genel müdürlük onayı alınacaktır. Eğitim ve öğretim kurumlarında çıkarılan yıllıklar, Türk polisinin disiplin anlayışı, vakar ve ciddiyetiyle uyumlu olmak şartıyla bu genelge kapsamında yer almamaktadır." Avcı'nın 'korkutan' sözleri Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanı Hanefi Avcı, 'Akademik Bakış' dergisinin son sayısında yayımlanan söyleşide şunları söylemişti: "Para kazanma hırsı ve gelecek kaygısı, bazı insanları çetelerin içinde yer almaya yöneltiyor. Bu çetelerin içinde resmi görevlilere de rastlanıyor. Zaten bir tarafında devletin resmi görevlileri olmadan bu işlerin yapılması mümkün değil. Ama kimse, kurum içindeki memuru bir ihbar olmadan denetlemiyor. Suç açığa çıkıncaya kadar müdahil olmuyor. AB'ye uyum kapsamında yapılan değişikliklerde, savcının önderliği olmaksızın tahkikat yapmak mümkün değil. Ani gelişen suçüstü hallerinde zabıtanın yetkisi vardır, harekete geçebilir. Ama bunun dışında özellikle planlı operasyonlarda, takibatlarda kesinlikle, öncelikle yapılması gereken mutlaka bir savcının bulunması. Bu suçlar genelde geniş bir sahada meydana gelir. Suçun işlendiği tek bir nokta yoktur. Parça parça olayların tamamına bakıldığında suç oluşuyor. Bu tip olayların soruşturulabilmesi için geniş yetkili savcıya ihtiyaç var. Dünyanın her tarafında organize suçlarla ilgili bu tip uygulamalar var. Fakat ülkemizde maalesef yok. Örneğin Almanya ve İsviçre'de federal savcılık var. Federal başsavcı, tüm ülkede yetkilidir. Hollanda'da ayrı ayrı soruşturma büroları var. Ülkeyi dört-beşe bölmüştür. İngiltere'de teşkilatlar merkezidir. Ülke genelinde yaygınlaştırılmış. Mali konular bizim açımızdan en zor konular. Aslında yapmamız gereken en önemli görev. Çünkü karapara, yolsuzluk, sahtecilik, kalpazanlık gibi geniş bir konuyu kapsıyor. Bu konuda bizim açımızdan biraz sorun var. Bu konuda araştırma yapmakta ve delil toplamakta zorlanıyoruz. Suçların veya zanlıların muhaberelerinin kanunda belirtilen biçimlere göre denetlenmesi gerekiyor. Bu tür organize suç şebekelerinin içerisine gizli görevli dediğimiz görevlilerin sızdırılması gerekiyor. Türkiye'de güvenlik kuvvetleri bu tip suçlarda bu tür yöntemleri kullanamıyor. Çünkü, bu yöntemlerin kullanılmasıyla ilgili veya kullanılmasını tanımlayan Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri ile Mücadele Kanunu belli suçları saymış. Diyelim ki, uyuşturucu kaçakçılığı, terör suçları, tarihi eser kaçakçılığı gibi 45 tane suç saymış. Bunun dışındaki suçlarda kullanılmaz. Türkiye'de bugün devletin en büyük ekonomik kaybı akaryakıt kaçakçılığından kaynaklanıyor. İkinci sırada Tekel, üçüncü sırada elektronik malzeme kaçakçılığı ve dördüncü olarak da hayali ihracat geliyor. En küçük rakam 2 milyon dolarlık vergi kaybıdır". Haber: Soner Arıkan Kaynak: Radikal