Polisin, enerji operasyonunda dönemin bakanlarından Hilmi Güler'den şüplendiği ortaya çıktı.
Abone olEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlı Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) bünyesindeki "enerji operasyonu"nda polisin dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'den şüphelendiği ortaya çıktı.
Dinlemeye takılan şüphelilerin konuşmalarında, iki şüphelinin dönemin Güler'le yaptıkları görüşmeler yer alırken, polisin tutuklanan şüphelilerden firma sahibi Tayfun Dövenci'ye, "Bakan'la ilişkinizi açıklayınız" dediği, ancak Dövenci'nin ifadesini yeterli bulmayarak "İhalelerin anlaşma ortamında gerçekleştiği, Bakan ile yaptığınız bu görüşmelerin başka amaç taşıdığı değerlendirilmiştir" suçlaması dikkat çekti.
Cumhuriyet'in haberine göre EÜAŞ ihalelerine dönük soruşturma dosyasına şüphelilerin telefon görüşmeleri de girdi. Teknolojik Yapılar Şirketi'nin sahibi Tayfun Dövenci'nin çete lideri olmakla suçlanan Macar Trans Elekro Firması'nın Türkiye temsilcisi Alpay İzzettin Ergiden'le ihale işlerinde "ortak hareket" ettiği tespit edildi. Dövenci, Ergiden ile 14 Şubat 2009'da yaptığı görüşmede, "Bakan ile Kırıgizistan'a gideceklerinden" bahsediyor. 21 Şubat 2009 tarihli görüşmede ise, Ergiden Dövenci'ye Güler'le yaptığı uçak yolculuğunu soruyor. Dövenci ise "...Sıkıntılarımızı falan anlattık. Gayet iyi oldu... Orada da baya bir diyaloglar gelişti. Ondan sonra benden birtakım raporlar istemişti. Onları hazırladım verdim falan, iyi yani önümüzdeki hafta içi bir görüşeceğiz herhalde tekrardan" karşılığını veriyor. Konuşmanın bir yerinde, EÜAŞ Genel Müdürü Sefer Bütün ve bazı daire başkanlarının görevlerinden alınmasıyla ilgili olarak Dövenci, çok şaşırdığını söylüyor.
Bunun üzerine Ergiden, görevden alma konusundaki şaşkınlığını dile getirirken, "Abi bilmeden görevden mi alıyor ya da bu kadar muntazam bir adamı yani nasıl..." derken, Dövenci, "Ya şey dedi bi de bana 'sen' dedi. Hani eee 'sizin işlerle ilgili rapor verdin ya' dedi. 'O tuzu biberi oldu senin bunda çok büyük katkın var' falan dedi bana" diye devam ediyor.
"BAKANIM İŞLER YÜRÜMÜYOR"
İkili yine "bir konuda" konuşurken, Doğu'da bir santraldan vazgeçilmesi konusunda Güler'in ağzını aradığını ve olumlu sinyal aldığını ima ediyor. Dövenci konuşmanın devamında, Güler'in kendisinden isteğini anlatıyor: "'Ben bir sorumluluk aldım olabilir mi?' dedim ya 'bu bi yanlış düşünüyorsunuz' falan dedim. 'Sen' dedi 'bana' dedi 'bunları eee o sizin işleri bir listele bakalım' dedi."
Bu iki şüpheli ile Güler arasındaki ilişkileri mercek altına alan polis, Bakan'ın istediği raporların konusunu sorarken, Dövenci bunun EÜAŞ'nin yaptığı 21 ayrı ihalede saf dışı bırakılmasıyla ilgili olduğunu öne sürdü. Dövenci, "Şikâyetlerinizi niçin bakanın kendisine yapmaktasınız" sorusuna, "Özel bir nedeni yoktur" yanıtını verdi. Dövenci'nin bu ifadelerini polis inandırıcı bulmadı.
"KASTIMI AŞTIM"
Dövenci'ye, "Teknolojik Yapılar isimli firmanızın girmiş olduğu tespiti yapılan ve sorulan EÜAŞ'nin açtığı ihalelerde teminatı az göstermek, ihalede düşük maliyet sorgulaması için firmanıza gönderilen yazıya cevap vermemek, ihale öncesinde katılımcı rakip firmalar ile görüşme yapıp fiyatınızı buna göre belirlemek ve anlaşmak yöntemlerini kullanarak bilerek elendiniz" suçlaması yöneltilirken "...Bakan ile yaptığınız bu görüşmelerin başka bir amaç taşıdığı değerlendirilmiştir" dedi. Dövenci ise görüşmelerinin başka bir amaç taşımadığını belirtirken "Kastımı aşan yanlış anlaşılabilecek görüşmeler yaptığımı şimdi anladım" diye konuştu.
BAKAN GÜLER İDDİALARA NE YANIT VERDİ?
HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ
[PAGE]
BAKAN GÜLER İDDİALARI YANITLADI
Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Enerji Soruşturması kapsamında polisin, soruşturmanın şüphelilerinden Tayfun Dövenci'ye yaptığı "Bakan'la ilişkinizi açıklayınız. ...dolayısıyla ihalelerin anlaşma ortamında gerçekleştiği, Bakan ile yaptığınız bu görüşmelerin başka amaç taşıdığı değerlendirilmiştir" suçlaması için, "Emniyetin benim üstüme kasıtlı gelmiyor olması lazım ama bilemiyorum" diye yanıt verdi. Güler, tek üretici olduğu gerekçesiyle ihalesiz verilen "amili mütehassıs" işleri için de "İhalelerde son dakikaya getiriyorlar, çok pahalıya, 7-8 katına mal ediyorlardı. Bu uygulamaya çok karşı çıktım" diye konuştu. Güler, Dövenci'yi hatırlamadığını söyledi.
Güler, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, soruşturma kapsamındaki ihaleler sürecinde Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından görevden alınması ile ilgili örtüşmeyi ve Erdoğan'ın sonradan kullandığı "Bugüne kadar bazı bakanlarla alakalı atılmış adımlar varsa, bunun gerekçeleri vardır. Bugün birçoğu milletvekili adayı olmadıysa nedenleri vardır" ifadelerini "Bu suçlamalar ile görevden alınmam arasında bağlantı kurulması aşırı olmuş. O tamamen ayrı bir konu" şeklinde yanıtlarken, tutanaklarda Tayfun Dövenci'nin kendisiyle ilişkisini açıkladığı bölümler için de şu ifadeleri kullandı:
"Bu bey söz konusu yurtdışı gezisinde heyet içinde olabilir. Şu anda hatırlamıyorum. Tayfun Dövenci'yi hatırlamıyorum. Seyahatlerde iş sahipleri bizlerle görüşmek istiyorlar. Kendilerini tanıtmak, sıkıntıları varsa söylemek isterler. Genellikle bu tür seyahatler bu konuları gündeme getirmeleri için etkili olur. Dolayısıyla o kişiyle görüşmüş olabilirim ama şu anda çıkaramadım. Araştırıp kesin olarak öğrenebilirim. Biz böyle şikâyeti olanlara 'şikâyetini not olarak ver' deriz. Bazen de bu tip görüşmelerde, kendi güçlerini göstermek için abartarak 'Tanıyorum, aramız iyidir' diyebilirler. Ancak bana bahsettiğiniz tutanaklarda ifade edildiği gibi o dönem EÜAŞ'nin Genel Müdürü olan Sefer Bütün'ün görevden alınmasında bu kişinin bize verdiği notlar etkili olamaz. Soruşturma teftiş gibi konular vardı o günlerde. Bütün'ün görevden alınması bunlarla ilgilidir."
Güler, o dönem EÜAŞ yönetimi tarafından sıkça kullanıldığı ortaya çıkan; tek bir üreticisi olduğu gerekçesiyle bazı ürünlerin ihaleye çıkılmadan o üreticiden temin edilmesi anlamındaki "amili mütehassıs" uygulamasıyla ilgili olarak da "Ben de o uygulamaya çok karşıydım. EÜAŞ'de bu uygulamayı çok yaptıklarını biliyorum. Çözmek istediğim bir konuydu. Başkasına yaptırılamaz denilen parçaların bir kısmını TÜBİTAK'a yaptırdık, bu şekilde yapılması gereken parçaları çok ucuza maletmiştik. İhalelerde son dakikaya getiriyorlar, çok pahalıya, 7-8 katına mal ediyorlardı. Bu uygulamaya çok karşı çıktım. Yerli olmasını istedim. Bu konudan ben de pek memnun değildim" dedi.