BIST 9.660
DOLAR 34,56
EURO 36,33
ALTIN 2.912,80
HABER /  GÜNCEL

PKK'nın tarihi hatası kendi ayağına kurşun sıktı!

Hürriyet gazetesi yazarı Verda Özer, İstanbul Beşiktaş'taki çifte terör saldırısının uluslararası politikada yansımalarını bugünkü köşesine taşıdı.

Abone ol

"PKK kendi ayağına kurşun sıktı"

Bu değerlendirme Hürriyet yazarı Verda Özer'in bugünkü köşesinin başlığında. 

Verda Özer'e göre PKK/TAK Beşiktaş saldırılarını düzenlemekte 'tarihi bir hata' yaptı.

Beşiktaş'taki saldırılarının Donald Trump yönetiminin göreve başlamasıyla diplomatik olarak Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elini kuvvetlendireceğini yazan Verda Özer, "PKK ise intihar eylemleri yaparak, Trump’ın YPG’ye destek verme ihtimalini son derece zayıflatmış oldu" dedi.

Özer'in yazısındaki detaylar şöyle:

"Bu korkunç katliamın bize söylediği çok şey var. Terör saldırısını üstlenen TAK, yani PKK'nın intihar eylemlerinden sorumlu alt grubu, bunu neden şimdi yaptı? Ve niye bu şekilde? Sonuçları neler olacak? Hemen bakalım...

TRUMP GELMEDEN

Zamanlama tabii ki en belirleyici faktör. Bu açıdan en önemli etkenlerden biri ise ABD’deki geçiş süreci.

Obama yönetimi PKK’nın Suriye kolu olan YPG’yi, özellikle son 2 yıldır DAEŞ’le mücadelesinde kara gücü olarak kullanıyor. Ve YPG, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) çatısı altında Washington’dan güçlü destek alıyor.

YPG’yi ise artık PKK’dan ayrı düşünmek mümkün değil. Zira Suriye savaşı başladığından beri iki örgüt giderek içiçe geçti. PKK artık silah almak için bile para harcamıyor. Bu ihtiyacını YPG gideriyor. Eylem yapacak PKK’lıların da kuzey Suriye’deki YPG kamplarında yetişip Türkiye’ye geldiği belirtiliyor. Bu yüzden Ankara, PKK ve YPG’yi artık iki ayrı terör örgütü olarak tanımlamıyor.

Şimdi Obama koltuğunu halefi Trump’a devrediyor. Trump’ın ise nasıl bir Suriye politikası izleyeceği, YPG’ye desteği sürdürüp sürdürmeyeceği bir muamma. İşte bu nedenle Obama gitmeden, Trump gelmeden PKK/YPG kanadı büyük bir eylem yaparak son kez “rüştünü ispat etme” derdine düşmüş görünüyor.

15 TEMMUZ SONRASI

Zamanlama açısından bir diğer önemli nokta da şu: 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında özellikle orduda bir temizlik yapıldığı malum. Daha önceleri MİT’in verdiği sağlam istihbarata rağmen, birçok subay ve generalin PKK hedeflerinin bombalanmasını engellediği kanısı hakim. Dolayısıyla 15 Temmuz sonrasında MİT, asker ve polis arasında terörle mücadelede çok daha etkin bir işbirliği oluştu. Bu da PKK’ya ağır bir darbe vurdu. İşte örgüt de buna karşılık veriyor.

Yine Suriye’de yürüttüğümüz Fırat Kalkanı operasyonu da bir diğer etken. Bu hamle özellikle son günlerde YPG’nin kuzey Suriye’de koridor kurmasının önüne büyük ölçüde set çekti. Bu da PKK/YPG kanadını harekete geçirmiş olabilir.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ta PKK hedeflerini vurması da bir diğer faktör. Buradaki PKK cephanelikleri ve kampları ciddi hasar almış durumda.

Kısacası; terörle mücadele sertleştikçe, bunun Türkiye içinde yansımaları oluyor. Bununla birlikte bu tablo; Suriye’de YPG meselesi çözülmeden, içeride de PKK terörürün bitirilmesinin zorluğunu ortaya koyuyor.

Buna bir de Avrupa devletlerinin gösterdiği duyarsızlığı ekleyin. Bazı Avrupa ülkelerinde PKK’nın örgütlendiği, açıkça destek topladığı aşikar. Yine YPG’nin de bazı Avrupa başkentlerinden destek alması, Ankara’nın bir diğer rahatsızlığı. Özellikle de Belçika, Fransa ve Almanya zikrediliyor. Fransa’nın Kasım 2015’teki Paris saldırılarından sonra DAEŞ’le mücadeleye daha çok ağırlık verdiği, bu gerekçeyle YPG’ye desteği arttırdığına dikkat çekiliyor.

İşte bu durum da PKK’yı güçlendiren, mücadelemizde bizi yalnız bırakan bir diğer etken.

PKK’NIN TARİHİ HATASI

Bununla birlikte PKK bu eylemiyle çok büyük bir stratejik hata yaptı. Dediğim gibi ABD yeni bir döneme giriyor. Yeni Başkan Trump’ın YPG’ye destek verip vermeyeceği, nasıl bir Kürt politikası izleyeceği henüz muallak. Ama en azından bir süre daha Obama yönetiminden kalan YPG politikasını sürdürmesi muhtemeldi.

PKK ise intihar eylemleri yaparak, Trump’ın YPG’ye destek verme ihtimalini son derece zayıflatmış oldu. Yine; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ile bu konularda yapacağı pazarlıklarda elini güçlendirdi. NATO müttefikimiz ABD’nin, topraklarımızda intihar eylemi yapan bir terör örgütüne silah veren YPG’yi desteklemeye devam etmesi, bundan sonra çok daha zor görünüyor.

PKK’nın bir diğer büyük stratejik hatası da, intihar eylemlerini taktik haline getirmiş olması. 

Terör örgütlerinin de bir sınıflandırması var. İntihar eylemi yapıp yapmadıkları, en önemli kıstaslardan biri. Bu tür eylemler yapan örgütler, rasyonel düşünme potansiyeli olmayan, en radikal, en marjinal terör örgütleri olarak görülüyor. IRA’nın kuzey İrlanda’da, ETA’nın da İspanya’da bu yönteme hiç başvurmamış olması sebepsiz değil.

Dolayısıyla PKK intihar saldırıları yaparak terör örgütü skalasında en uca savrulmuş durumda. Bu da Batı’dan aldığı desteği ister istemez zayıflatacaktır. Sivil zayiat verdiği için de içerideki destekçileri  azalacaktır. Bu da Batı’nın savunması mümkün olmayan bir durum.

TAK KARMAŞASI

Son olarak: Bu saldırıyı evet TAK üstlendi. Ancak basında sadece “TAK” diye anılınca, PKK’dan ayrı bir örgütmüş gibi algılanıyor. Zira birçok kişi TAK’ın PKK’nın intihar eylemlerini düzenlemekten sorumlu alt grubu olduğunu bilmiyor. Zaten birçok uzman da PKK’nın da bu algıyı yaratmak için, yani intihar eylemleriyle özdeşleşmemek için TAK’ı kurduğunu düşünüyor.

Dolayısıyla TAK’ı her seferinde PKK’yla birlikte anmakta fayda var.