BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

PKK'nın senaryosunda unutulan gerçek

Türkiye'de Kürtler Arap baharı tarzı bir ayaklanma başlatabilir mi?

Abone ol

Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Arap baharı Türkiye'ye sıçrar mı? Son günlerin en çok dillendirilen sorusu bu. 13 askerin şehit edildiği Silvan saldırısı tabloyu ters yüz etti. Ilıman iklim yerini sert rüzgaralara bıraktı.

Abdullah Öcalan'ın "aradan çekildim" deyip havlu atmasıyla Doğu ve Güneydoğu'da olayların patlayacağı ve Kürt isyanına dönüşeceği söyleniyor. Peki böylesi bir ürkütücü senaryo gerçeğe dönüşür mü? Önce mevcut tabloya gözatmakta fayda var. 

KANDİL VE SURİYE KAYNIYOR

Suriye ile ilişkilerde eskiye dönüş sinyalleri geliyor. Dolayısıyla PKK kartı yeniden masaya getirilebilir. İran da Kandil'i kuşatma operasyonu için düğmeye bastı. Kandil İmralı'nın devreden çıkmasını bahane gösterip, kanlı eylemler için talimat yağdırıyor. Bölgeden hemen her gün pusu ve mayınlı saldırı haberleri eksik olmuyor.

DTK'nın 14 Temmuz'da ilan ettiği demokratik özerklik sonrası örgütten gelen açıklamalar hep aynı yönde oldu. BDP'li siyasilerin kararlı ve net açıklamalarıyla gerilim üst düzeyde tutulmaya çalışıldı. 

GÜNDEM SAVAŞ

Geçtiğimiz hafta yapılan yapılan KCK açıklamasında olacaklardan AK Parti iktidarının sorumlu olacağı söylendi.

PKK yöneticisi Duran Kalkan'ın dün İran'ı taşeronlukla suçladığı açıklamasındaki "AKP böyle bir çatışmaya girdi. Öyle barış olacak, bilmem siyaset işleyecek, anayasa yapılacak, bunlar hikaye. Bunların hepsi gündemden düştü. Şimdi Türkiye'de gündem savaştır" ifadeleri dikkat çekici.

HEPSİ ÜST ÜSTE GELDİ

Silvan saldırısı, Özerklik ilanı, Öcalan'ın çekilmesi, , KCK ve Duran Kalkan'ın açıklamaları, dahası İran'ın görülmemiş Kandil operasyonunu ekleyince senaryo için altyapı hazırlanmış.

PKK "savaş baltalarını bilemiş" tüm gücüyle salırmak üzere hazırlığa çoktan girişmiş bile. Görüldüğü üzere tablo hiç de iç açıcı değil. Ancak bu manzara Türkiye'de Arap baharı için yeter mi? Bizce yetmez. Neden mi?

"KÜRDİSTAN"DA ÜÇ İLDE ADAY GÖSTERMEDİLER

En başta Kürtler BDP çizgisine oy oy vermiyor. DTK'nın özerklik ilan ettiği 23 ili kapsayan bölgede halk bu modele sıcak bakmadığını 12 Haziran seçimlerinde gösterdi. Seçim kazandığı yedi ilin beşinde yüzde 50’nin üstünde oy alan BDP, “Kürdistan” sınırları içindeki üç ilde ise hiç aday göstermedi.

Doğu Anadolu’da AK Parti 1 milyon 529 bin oy alırken BDP 791 bin kişinin oyunu aldı. Güneydoğu Anadolu’da 1 milyon 704 bin seçmen AK Parti’ye mühür basarken, 1 milyon 73 bin kişinin tercihi bağımsız adaylardan yana oldu. Bir önceki seçime göre artış yüzde yaklaşık yüzde 1. 

İSTANBUL'DA HER ÜÇ KÜRT SEÇMENDEN BİRİ BDP'YE OY VERMİYOR

"En büyük Kürt kenti" olduğu söylenen İstanbul'da da durum farklı değil. KONDA'nın geçtiğimiz yıl yayınladığı araştırma tartışmalara önemli bir ışık tutuyor. Buna göre Kürtlerin sayısı yüzde 18,3 ile 13 milyon 261 bin. Yine aynı araştırmada ülkedeki Kürt nüfusun yüzde 17,5 İstanbul'da yaşadığı belirtiliyor.

Bu da 2 milyon 320 bin civarında Kürt vatandaşın İstanbul'da yaşadığı anlamına geliyor. Kürtlerin yüzde 35,8'i 6-8 kişilik hanelerde yüzde 41,5'i de 3-5 kişilik hanelerde yaşıyor. Bu verilerden yola çıkıldığında, çocuk sayısının fazla olduğunu da hesaba katarsak , kayıtlı Kürt seçmen sayısı ortalama 1 milyon 200 bine ulaşıyor.

Bağımsızlar 421 bin oy aldı. Bu sayı salt BDP adaylarına verilmiş değil ama ezici çoğunluğu onlara ait. En iyimser tahminle 380-400 bin aralığında seçmen demek. 8 milyon 131 bin kişinin oy kullandığı mega şehirde bu oran, BDP'yi ya da PKK'yı Kürtleri temsil etme hakkını vermiyor. 

SİYASİ VE KÜLTÜREL BOYUTU

Olayın bir de siyasi ve kültürel boyutu var. PKK'nın dine bakışı, hükümetin başlattığı açılım ile tanınan haklar görülmeyecek gibi değil. Faili meçhullerde devlet kendisiyle yargıda hesaplaşma yoluna girdi.

Seçim meydanlarında Kürtçe propaganda hakkı, Kürtçe yer isimleri, Kürtçe televzyon, üniversitelerde Kürtçe enstitüler, tanınan haklardan sadece bazıları.

BDP'li vekillere siyaset yolu tıkalı değil üstelik. 2011 seçimlerinde daha fazla sandalye ile temsil edilme imkanına sahip oldular. Belediyelerin büyük kısmı da onların elinde.

KEMAL BURKAY'IN PARTİSİNE NE OLDU?

Güneydoğu'da başka bir Kürt siyasi hareketine PKK'nın nasıl baktığı herkesçe biliniyor. Silahların konuşmasıyla kimse sesini çıkaramıyor. 31 yıl sonra Türkiye'ye dönen Kürt yazar Kemal Burkay'ın PKK ortaya çıkmadan önce mensubu olduğu Kürdistan Sosyalist Partisi bunun en çarpıcı örneği. Bu hareketin 1977 seçimlerinde Diyarbakır Belediyesi'ni kazandığı unutulmamalı.

Arap coğrafyasında insanlar yoksulluk, adaletsizlik, özgürlük talebi ile sokağa çıktı. Burkay'ı afaroz edenler özgürlük sloganlarıyla yola çıkabilir mi? İşte böylesi bir manzara varken, PKK'nın başlatacağı kalkışma önceki benzerlerinden pek de farkı olmayacaktır.