BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,02
ALTIN 3.010,20
HABER /  DÜNYA

PKK’nın saldırılarını sıklaştırması muhtemel

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’nın çekilmeyi durdurmasının malumun ilanından başka bir manaya gelmediğini belirterek, “Bundan sonra P...

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’nın çekilmeyi durdurmasının malumun ilanından başka bir manaya gelmediğini belirterek, “Bundan sonra PKK’nın saldırılarını sıklaştırması kuvvetli ihtimaldir” dedi.
MHP Lideri Bahçeli, Wow Otel’de düzenlenen Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı sonrasında gündemdeki konulara ilişkin basın toplantısı yaptı. Çözüm sürecine değinen Bahçeli, PKK’nın çekilmeyi durdurmasıyla ilgili konuştu. Terör örgütü PKK’nın bu süreçte güç topladığını aktaran Bahçeli, “Terör örgütü PKK, yol kesmektedir. Vergi adı altında haraç toplamaktadır. Sözde asayiş birlikleri kurarak şehirlerde kontrol noktaları oluşturmaktadır. Şantiye basmakta, baskınlar düzenlemekte, insan kaçırmaktadır. PKK değil canımıza kast etmek; varlığımıza, hayat haklarımıza ve bütünlüğümüze karşı kazdığı ölüm siperini genişletmiş ve derinleştirmiş durumdadır” dedi. Bahçeli, “Güçlü bir ihtimaldir ki, İmralı’daki katile sekreter verilmesi, medyayla doğrudan doğruya temas kurması, cinayet planlarını aracısız çetesine iletecek imkanlara kavuşması da an meselesidir” şeklinde konuştu.
Bahçeli, 1 Eylül’e kadar verilen mühletlerin dolduğunu ve 15 Ekim tarihli felaket senaryolarına sayılı günler kaldığını belirterek, şöyle devam etti;
“PKK, talepleri karşılanmazsa kan dökeceğini, sınır ötesine çekildiği söylenen militanlarının geri döneceğini ahlaksızca açıklamaktadır. Örgüt güç toplamış, ekonomik olarak toparlanmış, verilen molayı rehavete kapılmadan iyi değerlendirmiştir. Kandil çetesinden yapılan son açıklamalara bakıldığında teröristlerin çekilmesi sonlanmıştır.”
“Terör elebaşlarının çekilmenin durduğuna dair ifadeleri bir yönüyle malumun ilanından başka bir manaya gelmemiştir” diyen Bahçeli,
bundan sonra PKK’nın saldırılarını sıklaştırmasının kuvvetli ihtimal olduğunu savundu.
Bahçeli, dolardaki hızlı yükseliş ve faizlerdeki anormal seyrin vatandaşları perişan ettiğini belirterek, “Doların belini kırmaktan bahseden Merkez Bankası, rezervleri kullanarak dövizdeki yangını söndürmeye çalışsa da henüz başarılı olamamış, milletimizin sırtına ek külfetler binmesinin önüne geçememiştir. Hükümet, ekonomide büyüyen devasa açıkları kapatmaktan aciz düştükçe, milletimizin cebinden aşırmaya, sofrasındaki ekmeğinden çalmaya yüzsüzce tevessül etmiştir. Diğer taraftan uluslararası ilişkilerdeki kördüğüm, bölgesel meselelere yabancı başkentlerin gözüyle bakış ülkemizi zor durumlara sokmuştur” dedi.
Suriye konusuna da değinen Bahçeli, “Suriye’ye muhtemel bir saldırının siyasi ve ekonomik sonuçları tüm yönleriyle irdelenmeden, Esad öncesi ve sonrası muhtemel senaryolar milli perspektifle yorumlanmadan Türk milleti savaşa sürüklenmektedir. Başbakan’ın içeride barış, dışarıda savaş naraları atması hiçbir açıdan haklı, meşru ve makul bir durum olmadığı gibi, insani ve İslami de değildir. Henüz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararı ve kimyasal silah uzmanlarının raporları belli olmamıştır. Kimyasal silahların kim ya da kimler tarafından kullanıldığı objektif olarak netleşmemiştir. Bununla birlikte Rusya, Suriye’ye adeta kalkan olmuş, kimyasal silahın muhalif unsurlar tarafından kullanıldığını duyurmuş, perde gerisinde ABD’yle restleşmiştir. Birçok Avrupa ülkesi ayak sürümeye başlamış, parlamentolarından müdahale kararı çıkaramamışlardır” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, ABD Başkanı Obama’nın Senato ve Temsilciler Meclisi’ni Suriye konusunda ikna etmeye çalıştığını belirterek, “Başkan Obama’nın kendi ülke kamuoyunu müdahaleye razı etmesi sanıldığı kadar kolay ve çabuk olmamaktadır. Bu çerçevede, Suriye’de henüz nasıl bir gelişmenin olacağı, operasyonun zamanı ve hangi ülkelerin katılacağı belirsizliğini korumaktadır. İhtimaldir ki, ABD Kongresi’nin kararına göre müdahalenin takvim ve tesir alanı ortaya çıkacaktır. ABD Dışişleri Bakanı’nın Şam yönetimine kimyasal silahları uluslararası topluma teslim etmesi halinde herhangi bir saldırının olmayacağını söylemesi de yeni bir durumu ortaya çıkarmıştır. Bize göre bu teklif hala uzlaşma zemini arandığına işarettir. ABD yönetimi, Esad’tan olumlu hamle beklemekte, operasyonları caydırıcı bir karar gözlemektedir. Esad yönetimiyle muhalifler arasında diyalog ve uzlaşma kanalları açılması konusunda bu husus bir fırsat olabilecektir” dedi.
“Suriye’ye düşecek her bombanın Türkiye’ye yansıması sanılanın aksine fazla olacaktır” diyen Bahçeli, “Havadan veya denizden her türlü saldırı sonucunda Suriye halkı yine hedef olacak, masum canlar, küçük çocuklar yine kefenlere sarılacaktır. Kimyasal silahın intikamını almaktan bahsedenler, acıları, kayıpları ve ölümleri tekrar katlayacaktır” diye konuştu.
Suriye’nin saldırıya uğramasının PYD-PKK’ya yeni imkânlar sunacağını dile getiren Devlet Bahçeli, otorite boşluğundan dolayı Kürdistan’ın kurulmasının hızlanacağını savundu. Bahçeli, “Suriye’nin ateş altına alınması Türkiye’nin milli birliğini, milli bekasını ve milli güvenliğini tam bir keşmekeşe çevirecektir. Bölgesel savaş riski, Ortadoğu’nun birbirine girmesi, bloklar arasındaki kanlı mücadele, sınırların gevşemesi, etnik ve mezhep rekabetinin çığırından çıkması Türkiye’yi de karıştıracak ve karmaşaya sürükleyecektir. PKK bu karambolu lehine çevirmek için bölgesel ve küresel güçlerin tetikçiliğini ve emrivakilerini hevesle icra edecek, Türkiye’nin aleyhine olacak tüm tertiplerin içine girecektir” dedi.
Bahçeli, Suriye konusunda, Birleşmiş Milletler’in kararının beklenip, sorunların çözümü için diplomasinin tüm hüner, beceri ve yollarının kullanılması gerektiğini vurguladı. Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gerekmedikten sonra savaşın cinayet olacağı şüphesizdir. Ancak Türkiye’nin toprak bütünlüğü, milletimizin huzur ve ali menfaatleri için gerekiyorsa hiçbir teşebbüsten ve girişimden de çekinilmemeli, korkulmamalıdır.”
(İHA)