BIST 9.411
DOLAR 34,56
EURO 36,24
ALTIN 2.996,68
HABER /  DÜNYA

PKK’nın hedefi devletleşmektir

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, "PKK’nın nihai hedefi devletleşmektir" dedi.<br/>Destici, Genel Başkan Yardımcısı Kapt...

Abone ol

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, "PKK’nın nihai hedefi devletleşmektir" dedi.
Destici, Genel Başkan Yardımcısı Kaptan Kartal’a taziye ziyareti için geldiği Mersin’de çözüm sürecine değindi. Süreci başından bu yana ’Apo ile MİT müzakere süreci’ olarak nitelendirdiklerini söyleyen BBP lideri, şöyle devam etti:
"Bakın süreçte geldiğimiz nokta ortada. Şu anda müzakere süreci olmaktan çıktı, bir ödün ve taviz verme sürecine dönüştü. Her türlü hukuksuzluk, meydan okuma yapılıyor. Hainler için şehitlikler kuruluyor; hainler ne zamandan beri şehit oldu da şehitlik yapılıyor? Askerimizin, polisimizin, vatandaşlarımızın katilleri için sözde şehitlikler kuruluyor, hükümetten ses yok. Diyarbakır’da, Cizre’de, Güneydoğu Anadolu’nun çeşitli yerlerinde özel güvenlik birimleri oluşturuluyor, hükümetten yine ses yok. Çatışmalar yapılıyor, karakollara saldırılıyor, hükümetten ses yok. Şunu bir kere herkesin görmesi gerekiyor; PKK’nın nihai hedefi devletleşmektir. Bunu da 4 parçayı birleştirerek yapacaklar. Irak’taki zaten fiili olarak devlet haline geldi, şimdi Suriye’de özerklik ilan ediyorlar, sıra Türkiye’nin kuzeyinde. İran’daki bir karışıklıkta orayı da alarak 4 parçalı bir ’büyük Kürdistan hayali’ var. Bundan hiçbir zaman vazgeçmediler, vazgeçmeyecekler. Onun için bunu görüp, başta hükümet edenlerin bunu iyi okuması lazım. Biz hükümeti uyarıyoruz. Bunu söylerken de birileri gibi küfretmiyoruz, hakaret etmiyoruz. İnsanca söylüyoruz, siyasi ahlaka, siyasi edebe uygun olarak söylüyoruz. Meclis’teki siyasi partileri millet adına uyarıyoruz. Bu dili terk edin, bu siyasi edebe, siyasi ahlaka, siyasi nezakete uymayan dili terk edin. Sizin kullandığınız dilin İslam ahlakında da Kur’an ahlakında da yeri yoktur. Çözüm sürecinde gidilen yol yol değil. Bu tuttuğunuz iş iş değil. Bu terörü bitirmez, tam tersine PKK’yı güçlendirir. Güçlendirdiği ortada zaten. Şu anda PKK meşrulaştı. PKK haberleri gazetelerin baş sayfalarını süslüyor. Devletin üst yönetimine birileri atanmış gibi terör örgütünün propagandası yapılıyor. Sonra siyasallaşacaklar, sonra da devletleşecekler. Biz Kürt kardeşlerimizle kucaklaşmaya her zaman hazırız ve kucaklaşıyoruz. Kürt kardeşlerimizle kucaklaşmaya ’evet’, ama PKK ile müzakereye, PKK ile pazarlığa, taviz vermeye ’hayır’ biz bunu net olarak söylüyoruz."

"BARAJ; İSTİKRARIN GARANTİSİ VEYA ÖLÇÜSÜ OLAMAZ"
2014 yerel seçimlerini Türkiye açısından en azından bir demokratikleşme seçimi olarak görmek istediklerini vurgulayan Destici, "Siyasi partiler ve seçim kanunundaki bir takım antidemokratik uygulamaların değiştirileceği ve bunun baskısının uygulanacağı seçim olarak görüyoruz. Kendi partimiz açısından da baktığımız zaman, bunu bir sıçrama ve yükselme seçimi olarak görüyoruz. Ben önümüzdeki genel seçimlere kadar, Türkiye’deki genel seçimlerde uygulanan barajın da düşeceğine inanıyorum. Çünkü kamuoyu o konuda baskı yapmaya başladı. Baraj hiçbir zaman istikrarın garantisi veya ölçüsü olamaz. 1995 seçimlerinde de baraj vardı. Ama ne oldu 7 parti Meclis’e girdi, 3-4 partili koalisyon oldu. 1999 seçimlerinde de baraj vardı, ama yine Türkiye 5 partili Meclis ve 3 partili bir koalisyon hükümeti yaşadı. Dolayısıyla baraj bu anlamda istikrarın garantisi değil. Tersinden bakacak olursak, 2002 seçimlerinde bu milletin yüzde 46 oyu 1 tane temsilci gönderemedi. Yani 20 milyonun tek bir temsilcisi olmadı bu baraj yüzünden. Şimdi düşünün ki, o seçimde DSP ile CHP oyları paylaşmış olsaydı yüzde 9,9 gibi, sadece AK Parti yüzde 34 ile 550 koltuğu ele geçirecekti. Bu demokrasi mi şimdi? Bu istikrar mı? Böyle mi sağlanıyor istikrar? Önümüzdeki seçimlerde diyelim ki bir parti yüzde 11 aldı, diğer partiler de 9,9’un altında sıralandı. Bu demokrasi mi olacak şimdi? Bütün belediyeleri, milletvekillerini alsın o zaman bir parti. Eğer demokrasiyi bu olarak görüyorlarsa, başka siyasi partilere, başka fikirlere yaşam hakkı tanımamayı demokrasi olarak görüyorlarsa alsınlar. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz millet için siyaset yapıyoruz. Meclis içinde de yaparız, Meclis dışında da yaparız. Biz Meclis’te olmayı neden istiyoruz? Millet adına istiyoruz. Millete kurulan tuzakları millete anlatmak için istiyoruz" ifadelerini kullandı.

’’İSLAM COĞRAFYASINDA KAN VE GÖZYAŞI EKSİLMEDİ’’
Tüm İslam aleminin Ramazan ayını tebrik eden Destici, konuşmasında İslam coğrafyasında akan kan ve gözyaşının eksilmediğine dikkat çekti. Mübarek Ramazan ayında da başta Suriye, Irak, Afganistan, Doğu Türkistan ve Mısır olmak üzere dünyadaki pek çok İslam ülkesinde yine kan ve göz yaşının devam ettiğini belirten Destici, aralarına fitne, fesat sokularak Müslümanların bir birine düşürüldüğünü kaydetti. Ramazan ayı hürmetine bütün İslam coğrafyasındaki bu kanın durması temennisinde bulunan Destici, "Bu çerçevede Mısır’da büyük bir hak gasbı yaşandı. Milletin oyu ile hilesiz bir şekilde iş başına gelmiş bir iktidar, askeri darbe ile devrildi. Oradaki kardeşlerimiz seçtiklerine kanları, canları pahasına sahip çıkıyorlar. Onları alkışlıyorum, onları selamlıyorum. Onların bu haklı mücadelesinde yanlarında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Suriye’de her gün onlarca Müslüman kardeşimiz hayatını kaybediyor. Oradaki kardeşlerimiz için de bu iç savaşın sona ermesini bekliyoruz. Tüm İslam coğrafyasındaki bu kan ve gözyaşının durmasını istiyoruz, bitmesini istiyoruz. Bütün dualarımız bu yönde" diye konuştu.
(İHA)