Terör örgütünün 3 numaralı ismi Mustafa Karasu'dan ilginç açıklamalar.. Karasu ABD'ye de meydan okumayı ihmal etmedi.
Abone olTeröristlerin ayağında Salomon marka 300 euroluk ayakkabı ile dağda gezdiği dikkat çekti. Mustafa Karasu bugün bir siyasi partinin başında bulunan ismi abisiyle birlikte 1970'lı yıllarda örgüte çağırdığını ancak ikna edemediğini iddia etti.
Yine Karasu “BDP legal bir Kürt partisi. Ama bu partinin tabanıyla bizim tabanımız ortak. BDP ve diğer partiler bizim çizgimizden gelmişlerdir.” diye konuştu.
Barzani'nin kendileriyle savaşmayacağını, "Çünkü onlar da bizler de Kürt’üz." sözleriyle açıklıyor. 16 yaşındaki kişinin çocuk sayılamayacağını da sözlerine ekledi.. İran ve Türkiye sınırına ABD'nin karakol yapacağı iddialarına da sert çıktı..
Türkiye gazetesi muhabiri Osman Sağırlı'nın terör örgütü PKK'nın üç numarası Mustafa Karasu ile yaptığı röportajın ikinci bölümü de ses getirecek..
O SİLAHIN SANA NE ZARARI VAR
PKK’nın karar almasında etkili isimlerden biri olan Mustafa Karasu bazı sorularımıza sinirlense de her türlü soruya cevap verebildiği havasını yansıtmak için röportajı devam ettirmekte kararlı.
Bir ara kendisine, “Şu gördüğüm silahlar olmasa daha başka sorularım da olacak. Aslında özetle şunu söylemek istiyorum. Silahın olduğu hiçbir alanda medeni insanlar gibi konuşamayız. Dolayısıyla Türkiye’nin silahlı olduğunuz sürece sizi muhatap almamasının altında da bu gerçek yatıyor” diyorum. Karasu, “O silahın sana ne zararı var, biz kendimizi korumak için kullanıyoruz” diyerek meseleyi geçiştirmeye çalışıyor. Kaldığımız yerden sorulara devam ediyorum.
Örgütün baronlarının zarar görmediği ortada neden başkalarını öne sürüyorsunuz. Hep köylü cahiller ölüyor.
Örgütümüzün üst düzeyindeki insanları yüzde 80’ni ölmüştür. Kala kala benim gibi cezaevine girip belli bir yaştan sonra çıktıktan sonra dağlara gidemeyecek insanlar kaldı. Çok kez ölümden döndüm.
Son on yılda ilk gruptan, yani kuruculardan hiçbirisine bir şey olmadı.
Örgütün bir yönetimi var. Bunlar tabii ki kendilerini koruyacak.
Bu sorun nasıl çözülecek. 35 yıl boyunca neyi geliştirdiniz ve değiştirdiniz?
Bu süre içinde devletin resmi görüşü olan Kart-Kurt’tan önemli bir noktaya getirdik sorunu. Şu anda resmi olmazsa bile Kürt halkının varlığı kabul ediliyor. Zaman zaman küçük çocukların ellerine taş verdiğimiz eleştirileri yapılıyor. O çocuklara taş verilmiyor.
16 YAŞ ÇOCUK SAYILMAZ
Çocuklardan bazıları eylem yapmaları için kendilerine para verildiğini söylüyor. Buna ne diyeceksiniz?
İnanıyor musunuz?
Sizin söylediklerinize nasıl inanıyım. Kürt çocuklarının şiddet ortamında büyümesini onaylıyor musunuz?
Olayı sosyolojik ve siyasal olarak değerlendirmek lazım. Bir ara Mersin’de 6 yaşında bir çocuk kaldıramadığı taşı alıp atmak istedi. Çocukların taş atmasını örgütlemiyoruz. Sadece Türk devletinin politikalarına karşı durmasına ses çıkarmıyoruz.
Bu utanılacak bir durum. Anne ve babalara çocuklarını sokaklardan çekmeleri için bir çağrınız olmayacak mı?
Bu öyle büyütülmemeli. Eline silah almıyorlar. Dağlarda çocuk yok. Mahmur’da çocuklar militanlara özenerek giyiniyorlar birisi de bunları çekip altına “PKK’nın çocuk militanları” diye yazıyor.
Kılıçdaroğlu'nu nasıl buluyor? |
Baykal dediniz aklıma geldi, Baykal’ın video görüntülerini nasıl değerlendirdiniz? Görüntüler gerçek. Yalan değil. Kesin. Yalan ve montaj diyorlar. Nereden o kanaate vardınız? Kılıçdaroğlu’nu nasıl buluyorsunuz? CHP’nin yeni yönetiminin iktidar olması halinde örgüt bunlarla anlaşabilir mi? |
BAYKAL KASETİ BENCE ORİJİNAL
10-12 yaşlarındaki çocuklardan bahsediyoruz. Kendi karar verme yetileri bile yok. Bu çocukların şiddetin içinde yer almaları söz konusu
Anne ve babalar yanlarına çocuklarını alıp eyleme gidiyor. Polis müdahalesi olunca, yaşlı da çocuk da taş atıyor. Kimseye çocuklarınızı protesto gösterilerinden uzak tutun diye bir çağrıda bulunmam.
Size göre kaç yaşındaki kişi çocuk değildir?
Bize göre 16 yaşından küçükler çocuktur.
Mesut Barzani 6 yıl sonra Türkiye’yi ziyaret etti. Birtakım sözleri oldu. Bölgede size yönelik yürütülecek operasyonlara destek verir mi?
Barzani, “AKP’nin açılım politikalarına” destek veriyor. Türkiye’deki iktidarla belli düzeyde ilişkileri var. Ama “Kürt sorunu silahla ve şiddetle çözülmez” dedi. Türkiye ile ekonomik ilişkileri gelişebilir. KDP’nin bize yönelik sertleşeceğini düşünmüyoruz.
Buradan çıkartılmanız konusunda bir anlaşmaya varılmış olamaz mı?
Bu anlaşma ile olacak bir durum değil. Barzani’nin sert bir tutum takınması halinde PKK’yı bölgeden çıkaramaz. Geçmişte denendi olmadı. Şu anda Irak’ın dağlık alanları elimizde. Kürtler, KDP, KYB ve PKK arasında bir savaşın çıkmasını istemiyor. Geçmişte bu güçler birbirleriyle savaştılar netice alınmadı.
Bir taraftan İran obüslerle dövüyor. Türkiye ise heronlarla keşif yapıp uçaklarla bombalar yağdırıyor. Diğer taraftan Barzani’nin de destek vermesi halinde köşeye sıkışmayacağınızı ve bu üç devletin güçleriyle de mücadele edebileceğinizi savunmak mantıklı mı?
Bir anda üç devlete karşı savaşmak istemiyoruz. Savaş olursa da kaçmayız. Düzenli bir ordu değiliz. Türkiye, KDP ile birleşerek bizimle çarpıştı. Fakat sonuç alamadı. Aksine her seferinde kazançlı çıktık. Yeni bir savaş çıkarsa Kuzey Irak’ın bazı dağları var, gider oralara yerleşiriz. KDP’li güçler geçmişte olduğu kadar bizimle sert bir şekilde savaşmaz. Çünkü onlar da bizler de Kürt’üz.
PARAN VARSA BARZANİ’Yİ AŞARSIN
Savaşmasalar bile lojistiğinizi kesmezler mi?
KDP ile savaştığımızda ihtiyaçlarımızı gideriyorduk. Bakın bu güneyde paranız olsun, Barzani başta olmak üzere, karısı, oğlu ve kızından bile erzak alabilirsiniz. Kapitalizm böyle bir şey.
Türkiye, “bu meseleyi çözmek istiyorsan neden silaha başvurdun diyor?
Türkiye, Kürtler üzerinde zorla egemenlik kurmuş. Bu demokratik bir yönetim değil. Otoriter, baskıcı ve Kürtlerin haklarını gasp eden bir yönetim var. Demokratik bir Türkiye içinde birlikte yaşamaktan yanayız. Böyle olursa ülkenin yasa ve anayasasına uymaktan da yanayız.
Siz yakanızdaki o renklerin, Apo rozetinin kabul edilmesini ve Öcalan’ın heykellerinin Kürtlerin yaşadığı şehirlere dikilmesini mi savunuyorsunuz?
Bir devlet bayrağı şeklinde. Demokratik özerklik diyoruz. İdeolojik ve teorik yaklaşımdan örgütlü sistemden gelen simgemizin kabul edilmesini isteriz. Kürtler sarı-kırmızı-yeşil renkleri seviyor. Bunun kime ne zararı var.
AKLINIZ NEREDEYDİ?
Bir de dördüncü döneme girildi deniliyor. Sizin dönemleriniz hiç bitmiyor ?
Üçüncü dönemde ateşkes ilan ettik. Sorunu demokratik yollarla çözmek istediğimizi beyan ettik. Ama olmadı. En son bir buçuk yıllık süre içindeki pratik ortadadır. Ama operasyonlar sürdü. Demek ki tamamıyla bir tasfiye planı var. Sürekli barıştan bahsettiğimiz için tabanımızdan tepkiler aldık. Yine de Türk hükümeti sorunu barışçıl yöntemlerle çözmek için adım atarsa yeni adımlar atarız.
Başbakan ısrarla “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi devam ediyor” diyor. Fakat öyle gözüküyor ki siz bitirmişsiniz?
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesinde samimi olan bir insan, bu kadar siyasetçiyi tutuklatır mı?
KCK ve DTP’ye yönelik operasyonlara duyduğunuz tepkiden silaha sarılmış olsaydınız daha önce yapardınız. Aklınız neredeydi?
Duygusal reaksiyonlar vermiyoruz. Bütün tutuklamalara rağmen eylemsizlik kararımızı sürdürdük. Tutuklamalardan sonra bile “ne olursunuz yapmayın etmeyin” dedik. Abdullah Öcalan ise 31 Mayıs’a kadar süre vermişti. Süre bitti.
HAİNLER SAFINA KİMLER GEÇTİ?
[PAGE]ÖCALAN ÖRGÜTÜ YÖNETEMİYOR
Dünyanın neresinde illegal bir örgütün lideri tutuklu bulunduğu cezaevinden örgütü yönetiyor? Böyle bir şey olabilir mi?
Olabiliyormuş demek. İllegal örgütüz evet. Ama Apo yakalandığı zaman çatışma çok daha fazla şiddetlenebilirdi. Ama açıklamalarıyla ortamı yumuşattı. Belki sonuç olarak örgüt güçlerini geri çekerek liderinin idam edilmesinin önüne geçmiştir. Bir mahkûmu yakınları ve avukatlarıyla hiç görüştürmemek olmaz. Türkiye AB’ye aday. Görüştürmeme olursa faturası yüksek olabilir.
Her şeyi tehditle halletme yolunu seçiyorsunuz galiba?
Şantajla tehditle hiçbir sonuca ulaşılmaz. Biz olması gerekeni yapıyoruz. Liderimiz cezaevinde sen ona nefes alacak imkan sağlamazsan, tepki normal bir hal alır.
Türkiye’de çözüm için hiç mi olumlu adımlar atılmadı? Yoksa siz mi görmek istemiyorsunuz?
AKP hükümeti samimi değil. Çözüm istemiyor. Kürtleri oyalıyor. Bu hükümete çok fırsat verdik.
15 Ağustos 1984 yılından bu yana örgütün insan kaybı ne kadardır ?
15 bin kişiyi aşmıştır. Eskiden kayıtları tutardık ancak her yer değiştirdiğimizde veya baskınlar sonucunda bu kayıtlar yok ediliyordu. Şimdi bilgisayarlar var. Her şey nettir.
Son bir yıl içindeki kaybınız ne kadar?
Ateşkesten bugüne insan kaybımız 130 civarındadır.
İnsanlar inanılmaz değişiyor, değişim de normal. Değişmemek anormal. Öcalan bile değişti, devlet istemiyor artık, siz niye değişmiyorsunuz?
Olabilir , ben bir şey demiyorum. AK Parti gider Kılıçdaroğlu gelir. Biri gider diğeri gelir ama Kürt sorunu değişmiyor.
KERAMET BİZDE
Basit bir örnek vereyim. Ermenistan, Irak, İran, Suriye, Yunanistan, Bulgaristan düşmanımızdı. Şimdi hepsi de dost.
Aslında çok fazla bir şey değişmedi. Niye değişmedi? Ne oldu biliyor musunuz? Bakın Suriye’den Apo çıktı Suriye ile öyle ilişki kuruldu. İran ile Yunanistan ile ilişkiler Kürt karşıtlığı üzerinden bizim üzerimizden gelişti. Yani biz yakalanınca o zaman ABD Türkiye’yi anlaştırdı. Herkesi anlaştırma politikası mümkün olamaz. İran, İsrail, ABD, Suriye, Irak ve Rusya’yı hepsini bir araya getireceksin hepsi de dost olacak mümkün mü?
JETLER BOMBALAYINCA KUZEY IRAK’TAKİ KÖYLERDE SAKLANIYORLAR
İşte PKK’lıların zaman zaman saklandığı köylerden biri... Kandil’de ve Sidekan’da dünya gerçeklerinden oldukça uzak bir hayat süren PKK militanları, kendilerine ezberlettirilen cümleleri tekrar ediyor. Türkiye’de Kürtlerin özgür olmadığını iddia eden militanlar, asıl esareti dağda yaşıyor. Zira başlarındaki sorumlularının izni olmadan adım atamıyor, yiyemiyor, içemiyor. Dahası isminin ne olduğunu bile söyleyemiyor. Çünkü konuşamıyor.
En azından sorunları çözme noktasında adım atıyorlar.
Hangi sorun çözüldü, Kürt sorunu çözüldü mü, Ermenistan sorunu çözüldü mü? Tek Suriye sorunu çözüldü. O da bizim sırtımızdan.
Keramet sizdeyse siz Ermenistan’a da el atın onu da çözsünler.
Ermenistan biraz akıllı olsa bize fazla destek verse niye olmasın.
Yani destek veriyor da fazla vermiyor öyle mi?
Yok, taviz veriyor.
KÜRTLERİN HEPSİ DESTEKLEMİYOR
Türkiye’de anketlere göre 15 milyon Kürt var. Bunların yüzde 75’i sizi desteklemiyor. Niye kendinizi tüm Kürtlerin temsilcisi olarak göstermeye çalışıyorsunuz?
Bu Türkiye’de süregelen yanlış bir değerlendirmedir. Doğrudur Türkiye’deki Kürtlerin tamamı bizi desteklemiyor. Fakat soruna böyle yaklaşmamak gerekir. “Kürdüm”, “Kürt sorunu var”, “Kürt sorunu çözülmeli” diyen Kürtlerin çoğunluğunu PKK temsil ediyor. Diğer Kürtlerin üzerinde de PKK’nın etkisi var.
Sizin gibi düşünmeyen hem PKK’ya hem de BDP’ye destek vermeyen Kürtlere ilişkin yaklaşımınız nedir?
Bunların da destek vermesini isteriz. Ancak bunlara hain gözüyle bakmıyoruz. Artık koruculara bile çok olumsuz yaklaşmıyoruz. Silah doğrultmadıkları müddetçe ve çok açıkça bizimle çatışmadıkça onlara karşı herhangi bir yönelim içine girmiyoruz.
Kürtlerin temsilcisi siz iseniz BDP ne oluyor?
BDP legal bir Kürt partisi. Ama bu partinin tabanıyla bizim tabanımız ortaktır. BDP ve diğer partiler bizim çizgimizden gelmişlerdir. Asıl Kürt halkını temsil eden PKK ve Abdullah Öcalan’dır.
Bu açıklamanız KCK operasyonlarını haklı kılan bir açıklama oluyor? Çünkü bu operasyonlar, BDP ve KCK’nın örgütle bağlantısı gerekçe gösterilerek yapıldı.
Yasa dışı bir örgütlenme yapmamışlar. Demokratik yollarla seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Demokratik bir ülkede mesela Almanya, İngiltere veya Fransa’da kimse legal bir örgüte operasyon yapamaz.
Bu ülkelerde kimse sizin gibi silahlı mücadele yürütebilir mi?
Yapamaz. Biz illegal bir örgütüz. Türkiye’nin kurallarına uymayan bir çaba içerisindeyiz. Türkiye beni yakalarsa sorgular, herhangi bir militan ile karşı karşıya gelirse çatışır. Ancak şiddete başvurmayan anarşist düşüncedeki insanların örgütlenme hakkına müdahale edilemez.
Örgütün içinde yabancı uyruklu militanlar var mı?
Var ama çok az. Bir zamanlar daha çoktu. Almanlar geliyorlardı. Şu anda tüm örgüt içinde 4-5 yabancı uyruklu kişi var.
Örgütten ayrılan herkese ajan diyorsunuz. Gerçekten bunlar ajan mı yoksa ayrılanların önünü kesmek için mi bu tür söylemlere başvuruyorsunuz?
Örgütten ayrılanların bir kısmı bizleri satmaya çalıştı. Osman Öcalan, Halil Ataç ve Nizamettin Taş, Amerikalılara giderek, “bizi destekleyin diğerlerini tasfiye edelim” demişler. Elimizde buna ilişkin belgeler var. ABD’ye uşaklık yaparak ellerine bir şey geçeceğini düşünenler oldu. İçimizde provokasyon yapanlar vardı. Herkese evlilik vaat edenler oldu. Böylelikle örgütü parçalamak isteyenler hainler safına geçti.
KARASU'NUN ÖRGÜTE ÇAĞIRDIĞI İSİM KİM?
[PAGE]RAHİP VE RAHİBE DEĞİLİZ
Örgütte evlilik yasak mı?
Bizler fedaiyiz. Rahip ve rahibe değiliz. Mücadelemiz şu anda evlilikleri mümkün kılmıyor.
Evlenip çoluk çocuğa karışmak ister miydiniz?
Bir kadınla birlikte olmak ve beraber yaşamak kötü değil. Özgür iradeli kadın ve erkekler yetiştirerek topluma model olmak istiyoruz.
Zürriyetiniz devam etsin diye bir amacınız yok öyle mi?
Hayır şu an itibarıyla yok. Ben bir babanın tek oğluyum. Soyumun devam edip etmemesiyle şu anda çok fazla ilgili değilim.
Ailenizle en son ne zaman görüştünüz?
Öldüğünü duymadığıma göre büyük ihtimalle babam ve annem yaşıyorlar. Annem ve babam buraya geldiler görüştüm.
Neden her 16 Şubat’ta benzin döküp kendini yakan gençlere engel olmuyorsunuz?
-Bizde özellikle kadın hareketi Apo’ya daha yakındır. Kendini yakanlar oluyor ne yapabiliriz. Yapmayın dedikçe kendine ateşe verenler oluyor.
Doğum tarihinizi gün ay ve yıl olarak biliyor musunuz?
Kürtler bilmez. Ben de bilmiyorum. Bütün Kürtlerin doğum günü 1.1’dir.
Kürtler, Apo’nun bilinmeyen doğum günü için niye ölüyor?
Hııı. Bunlar tartışmayı farklı yöne çekme amaçlı sorular. Apo’nun doğum günü 4 Nisan olarak kabul edildi ama belki de 5 Nisan’dır. Üç tane farklı tarihte olabilir. Fakat 4 Nisan semboliktir.
Mehmet veya Fatma Öcalan’ın çocukları kendilerini yakmıyor. Osman Öcalan çocuklarına gözü gibi bakıyor. Öcalan ailesinden gelenlerin çocuklarına bir şey olmuyor ama gariban Ahmet veya Mehmet’in çocukları ölüyor. Bu nasıl bir anlayış?
Bu bir propaganda çeşididir. Devletin güçleri bu tip şeyleri uyduruyor. Öcalan’ın iki yeğeni öldü. Avusturya’da yaşayan bir ablasının çocuğu öldürüldü. Ayne diye bir kız kardeşi yurt dışında yaşıyor. Onun dışında yönetimde olan birçok arkadaşımızın yakınları öldürülmüştür. Ferhat(Osman Öcalan) Öcalan’ın kardeşi olmasına rağmen kovulmuştur.
ŞENER'İ İKNA EDEMEDİM |
Biz Türkiye’nin güçsüz, zayıf kalması için çalışmıyoruz. Türkiye’nin kaybetmesi zayıf kalması bizi memnun etmez. Ama varolduğumuz müddetçe, iki tarafın duygularını yaşarız. Esas olarak bu sorunun çözülmesiyle, Türkiye’de iki halkın birlik temelinde yaşamasını istiyoruz. Türkiye’de çok Türk arkadaşlarımız var. Geçmişte üniversitelerden tanıyan arkadaşlar bizi hiç unutmazlar. Mesela A., ve abisi benim sınıf arkadaşımdı. İkisi birlikte üniversiteye girdiler. Hemşehrilerim diye onları ayarlamaya çalıştım ama olmadı. -Ayartmak istediniz ama gelmediler öyle mi? |
300 EUROLUK AYAKKABI
Dikkatimi çekti, örgütte herkes ya Tissot ya Casio saat kullanıyor. Nereden geliyor bunlar, toplu mu alıyorsunuz?
Benimkini Avrupa’dan gelen bir arkadaşım getirmişti. Casio şeydir, dağda daha rahat kullanılıyor, Casio hafiftir, değil mi?
Ayakkabılar çoğunlukla Mekap, sizinki Adidas, bir de dün bir militanın giydiği Salamon ayakkabı vardı.
Kılıçdaroğlu’nun gömleği gibi haber mi yapacaksınız.
Tabi o Salamon ayakkabı 300 Euro biliyor musunuz?
Kim nerede giymiş?
Az önce bir militanın ayağında gördüm.
300 Euroluk ayakkabı burada yoktur. O hediye filan gelmiştir.
Ben onun detayıyla ilgilenmiyorum. Ben onun bedelini söylüyorum. Hani insanlar eşit olmalıydı? Bu nasıl eşitlik?
Nerede gördünüz?
Burada gördüm diyorum.
Kandil’de mi? Sanmam. 300 euroluk ayakkabı burada ne gezer. Ya hediye gelmiştir. Ya da anası babası göndermiştir. Çünkü örgütte kullanılan ayakkabı genellikle böyle Mekaptır.
En son takım elbiseyi ne zaman giydiniz?
En son takım elbiseyi ne zaman mı giydim ? Sanıyorum İran ile görüşmemde giydim.
Yani tam olarak hatırlamıyor musunuz?
Evet hatırladım o zaman giydim. 6-7 ay önce İran’daki görüşmelerimde giydim.
Takım elbiseniz var mı? Yoksa orada hazırda mıydı?
Orada var, bir İran’da bir de orada var yani. Daha önce giymiştik
Kaç kilosunuz?
Kilomu bilmiyorum.
Boyunuz kaç?
Boyum gençliğimde 1,72’ydi. Şimdi belki biraz eğilmiş olabiliriz yani.
20 KORUMAM VAR
Şu anda kaç korumanız var?
En az 20 oluyor. Başka arkadaşlarınki daha çok tabi.
En son ne zaman ağladınız?
En son mu? En son cezaevinde ağlamıştım.
1991’den önce mi?
1981’de ilk direnişi bırakınca.
Sonra hiç ağlamadınız mı?
Yok.
Hiç sizi duygulandıracak bir şey olmadı mı?
Duygulandıracak çok şey oluyor.
Mesela Apo yakalandığında?
Yani ağlamadık ama, ağlamış kadar olduk. Fakat ağlayanlar çoktu.
En son nerede çatışmaya katıldınız?
Silahı her zaman kullanıyoruz. 2000 öncesi çok sıcak çatışmaların içinde olduk. 2000’den bu yana çok yoğun çatışmalar olmadı. Yakın geçmişte güneydeki KDP çatışmalarındaydık.
En son 2000’de mi çatışmaya girdiniz, şahıs olarak soruyorum.
Çatışmaya öyle siperdeyken 1998’de girmiştim.
Nerede?
Türkiye sınırında.
Silah taşıyor musunuz?
Sadece tabanca taşıyorum. Korumalarımız var zaten.
Yanınızda taşımıyor musunuz?
Yok getirmedim.
-İsabet olmuş.
AMERİKA’YA DA MEYDAN OKUDU
Amerika bölgeye karakol yapacakmış sanırım ihale edilmiş. Sizin bilginiz var mı konudan. Yolda gelirken bazı örgüt mensupları Amerikalıları bölgeye sokmadıklarını söylediler. Doğru mu bu?
İran sınırında bir ara öyle söylediler ama doğru mu yanlış mı bilmiyorum.
280 tane yapılacakmış hem Türkiye hem de İran sınırına boydan boya. Buraya yapamaz. Bizi kovarsa ancak öyle yapar. Bizi çıkarmadan nasıl yapacak?
Anlaştınız mı Amerika’yla? Bizi kovarsa ancak öyle yapabilir derken sanki bir garantiniz varmış gibi konuşuyorsunuz.
Kimseyle bir anlaşmamız yok.
Peki nasıl böyle bir şey söyleyebiliyorsunuz? Koskoca Irak’ı işgal etmiş bir devletin size mi gücü yetmeyecek?
Bilemem yani yeter mi, yetmez mi? Sorun güç yetip yetmemesi değil. ABD bazı yerlere gidiyor mesela Somali’ye gitti zor kaçtı. Bu gücün yetip yetmemesi sorunu mudur yani?
Tehdit mi ediyorsunuz Amerika’yı? Siz Amerika için bir tehdit misiniz?
Hayır tehdit değiliz. Ama bizim varlığımıza yönelik olursa biz herkese karşı direniriz
Ama bunu söylerken çok ciddi argümanlarınız varmış gibi tehditvari konuşuyorsunuz.
Kimseyi tehdit etmiyoruz.
Anlaşmanız mı var?
Yok ama ABD bir güçse biz de burada bir gücüz. Bizim de halkımız var topraklarımız var.
ABD ile mücadele edecek kadar bir güç müsünüz?
Yani şimdi şöyle değil. ABD dünyanın imparatoru da her tarafa hakim olacak diye bir şey yok. Böyle bir şey mümkün mü?