Egemen Bağış'a Mavi Marmara baskını öncesi PKK'nın eylemleri soruldu. İşte Bağış'ın kafasındaki o sorular;
Abone olAB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu Üyesi Stefan Füle ve içişlerinden sorumlu üyesi Cecilia Malmström ile görüşen ve Avrupa Parlamentosu’nda temaslarda bulunan Bağış, Türkiye’nin AB Daimi Temsilciliğinde basın toplantısı düzenledi. Bağış NATO'nun tavrını eleştirirken PKK ile İsrail işbirliği iddialarıyla ilgili de oldukça ilginç sözler etti!
Bağış, toplantıda, "İsrail’in uluslararası sularda, sivil toplum kuruluşlarının başını çektiği insan hakları savunucularından oluşan 32 ülkenin vatandaşlarının bulunduğu yardım konvoyuna yapmış olduğu gayrimeşru saldırıdan sonra Türkiye’nin tek yumruk halinde olduğunu ve ve vicdanlı insanlığın tek yürek haline geldiğini" ifade etti.
"İsrail’in korsanlık özentileri ve terör yatkınlığı devam ederken öte yandan Türkiye’ye karşı birtakım çevrelerin uluslararası medyada karalama kampanyası başlattığını" belirten Bağış, şöyle devam etti:
"Bu çirkin propaganda kampanyasında Türkiye hakkında yalan, yanlış, akıl ve mantık yoksunu kasıtlı iddialar ortaya atılmaktadır. Bunları paketleyen bazı şaşkınları da iyi kötü tahmin edebiliyoruz, tanıyoruz. Türkiye’nin eksenini ve kimliğini kaybettiği iddiaları tamamen yalandır, Türkiye’nin fanatizme ve radikalizme kaydığı iddiaları uydurmadır. Türkiye’nin ulusal çıkarları ve öncelikleri doğrultusunda ilerleyen, İttifak yükümlülüklerine ve uluslararası ilişkilerine saygısı devam eden bir demokrasi olduğundan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Türkiye saygı gösterene saygı gösteren bir ülkedir, Türkiye’ye düşmanlık gösteren de karşılığını bulur."
"Türkiye’nin her türlü haksız engele rağmen AB sürecini kararlılıkla ilerletmeye çalıştığını" vurgulayan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, müzakere fasıllarını tıkayıp sonra "Türkiye AB yolundan uzaklaşıyor" diye yaygara yapanları dürüstlüğe davet etti.
Bağış, "Türkiye içinde de TBMM’de yasama sürecini tıkayıp sonra ’hükümet AB sürecinden uzaklaştı’ diyenleri de dürüst ve ahlaklı kabul edemeyeceklerini" bildirdi.
Türkiye’nin Batı medyasında başlayan ve "içeride de hayli gönüllüsü olan bir propaganda kampanyasıyla karşı karşıya olduğunu" belirten Bağış, "Bugüne kadar bütün zorlukları aştığımız gibi bunu da aşarız" dedi. Egemen Bağış, "Türkiye’ye dönük bu karalama kampanyalarının, Orta Doğu başta olmak üzere tüm dünyada ülkenin stratejik öneminin artmasından kaynaklandığını" ifade etti.
"DELİ SAÇMASI"
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Avrupa Yahudi Kongresi’nin AB’ye İnsan Hak ve Hürriyetleri Yardım Vakfı’nın (IHH) terör örgütü listesine alınması için başvurmasını "deli saçması" olarak değerlendirdiğini söyledi. Görüştüğü Avrupalı yetkililerin de bunu çok ciddiye almadığını gözlemlediğini aktaran Bağış, Türkiye’nin İHH’ya kefil olup olmadığının sorulması üzerine, şunları kaydetti:
"Türkiye İHH’ya kefil ya da değil diye burada tartışmanın anlamı yok. Sonuçta İHH bir sivil toplum kuruluşudur. Devletin kontrolü altında değildir. İHH’nin yaptığı hiçbir şey, o sivil insanların sabahın dört buçuğunda taranması için gerekçe değildir. Sonuçta bize teslim edilen 9 ceset var ve bunlarda 30 mermi yarası var. Otopsi incelemesinden görülen çok açık ve net bir gerçek var, bu insanlar çok yakın mesafeden vurulmuş. Barbarca bir şiddet var, başka tanımı yok. Yani İHH’nin her yaptığı doğrudur yanlıştır diye gündeme getirmeden evvel burada yaşanan insanlık dışı dramı çok net tespit etmemiz gerekir."
PKK'NIN ARDINDA İSRAİL Mİ VAR?
AYRINTILAR HABERİN DEVAMINDA...
"PKK SALDIRISININ ARKASINDA İSRAİL Mİ VAR?"
Egemen Bağış, bazı Avrupa Parlamentosu üyelerinin, kendisine İskenderun Deniz İkmal Destek Komutanlığına düzenlenen terör saldırısının arkasında İsrail’in olup olmadığını sormasının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
"AP üyelerine ’seçmenlerim bana bu soruyu sorduğunda ne diyeceğimi bilemiyorum’ cevabını verdim. Gerçekten de Türkiye’de bu konu medyada tartışılıyor, yolda yürürken seçmenlerimiz tarafından soruluyor. İlk defa PKK, deniz kuvvetlerimize ait bir üsse saldırıda bulundu ve bu saldırı Gazze’deki olaydan tam 3 saat evvel oldu ve askerlerimiz şehit oldu. Bu da olay yerine en yakın olan deniz kuvvetleri üssüydü. Bu iki saldırının aynı gün, birkaç saat arayla gerçekleşmiş olmasıyla ilgili birtakım şüpheler belirtiliyor, yazılıyor, çiziliyor ve bu konuda da İsrail’den Türk halkını rahatlatıcı bir açıklama henüz gelmiş değil."
"NATO DUYARSIZ KALAMAZ"
Bağış, Brüksel’de yabancı basına yaptığı açıklamada kişisel görüşü olarak "Gerekirse NATO bir girişimde bulunmalı ve Gazze’deki insanlık dışı dramın ana sebebi olan blokajı ortadan kaldırmalı" dediğini aktararak NATO’nun sorumluluk almasını istedi.
Egemen Bağış, "Türkiye Cumhuriyeti bir NATO üyesidir ve Türk vatandaşlarına karşı bir saldırı gerçekleşmiştir. NATO’nun kendi kuralları çerçevesinde uğradığımız saldırıya karşı ortak hareket etmesinde fayda vardır. Bu İsrail’e karşı illa bir NATO operasyonu olarak değil de insani bir çaba olarak değerlendirilmelidir" diye konuştu.
Bakan Bağış, "Orada saldırıya uğrayan insanların çoğu NATO üyesi ülkelerin vatandaşları. NATO başını kuma gömerek bir yere varamaz. Umarım onlar da bunu değerlendiriyorlar" dedi.
Türkiye’nin NATO’ya güven bunalımı yaşayıp yaşamadığı sorusuna Bağış, "Şu anda hala izliyoruz. Uluslararası kurumların bu konudaki tavrı henüz netleşmiş değil" yanıtını verdi.