BIST 9.420
DOLAR 34,34
EURO 36,22
ALTIN 2.833,74
HABER /  GÜNCEL

PKK'lı çocukların kayıp öyküsü

Terör örgütü PKK 'Biz çocukları geri cephede tutuyoruz' dese de gerçekler farklı. Taş ve molotofkokteyli atarak başlayan süreç Kandil'de sona eriyor.

Abone ol

Hürriyet'in haberine göre Batman'da son iki yılda 14 kayıp çocuk başvurusu yapıldı. Konuşmaktan çekinen kayıp aileleri ise söyleyeceklerinin örgütü kızdırıp çocuklarının zarar görmesinden çekiniyor. 

Geçen Aralık ayında Lice'de güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölen 16 yaşındaki Tayyip Argın PKK'nın kandırdığı çocuklardan sadece biriydi.

Hürriyet gazetesi, çocukları PKK tarafından kaçırılanların aileleriyle konuştu.

KARAYILAN'IN YALANLARINI BİR BİR AİLELER AÇIKLADI

Terör örgütü PKK'nın dağ kadrosunun 1 numaralı ismi Murat Karayılan, 15 Şubat'ta ANF ajansına yaptığı açıklamada PKK'nın çocukları örgüt kadrosuna kattığı iddialarını kesin bir dille reddetti, "16-17 yaşındakileri alıyoruz. 18 yaşın altındakileri geri cephelerde, eğitim ortamlarında tutuyoruz" dedi. Ancak polisin verdiği bilgiler, ailelerin kayıp başvuruları ve basına yansıyan olaylar, Karayılan'ın söyledikleriyle çelişiyor.

İki ay önce çatışmada ölen 16 yaşındaki PKK'lı Tayyip Argın örneğinde olduğu gibi. 2 Aralık 2011'de, Lice kırsalında PKK'lı bir grup, güvenlik güçleriyle çatışmaya girdi. Ölen PKK'lılar arasında Batman Lisesi öğrencisi Tayyip Argın (16) da vardı. Tayyip ve 12 arkadaşı, Mart 2011'de PKK'nın okullarda başlattığı "sivil itaatsizlik" talimatı doğrultusunda, kalem kırma eylemine katıldı. Batman Emniyeti, eyleme katılan bu öğrencilerle temas kurdu, 12'sini dağa çıkmaktan vazgeçirdi. Tayyip'le de konuştular, ancak ikna edemediler. Doktor olmayı hayal eden, çalışkan öğrenci Tayyip sekiz ay sonra çatışmada öldü.

14 AİLE POLİSE BAŞVURDU

2010 ve 2011 yıllarında Batman Emniyeti Çocuk Şubesi'ne 14 aile kayıp başvurusu yaptı. Verdikleri ifadelerde çocuklarının kaybolduğunu, hayatlarından endişe duyduklarını söylüyorlardı. Bir kayıp çocuk daha vardı ama ailesi polise bildirmedi. Kayıplardan beşi kız: 1995 Batman doğumlu Mizgin, 1995 Batman Beşiri doğumlu lise öğrencisi Semra, 1994 Siirt Baykan doğumlu ortaokul öğrencisi Melek, 1996 Batman doğumlu ortaokul öğrencisi Esra ve 1995 Batman doğumlu ortaokul öğrencisi Büşra. Kalan 10 erkek çocuğun isimleri ise şöyle: Mardin Dargeçit 1996 doğumlu lise birinci sınıf öğrencisi Osman, Siirt 1996 doğumlu lise birinci sınıf öğrencisi Yakup, 1994 Diyarbakır Silvan doğumlu iki arkadaş; ilkokul mezunu Remzi ve ortaokul öğrencisi Habip, 1992 Batman doğumlu lise terk Şeyhmus, 1993 Batman doğumlu lise öğrencisi Mehmet Ali, 1998 Batman Beşiri doğumlu ilköğretim öğrencisi Vedat, 1993 Siirt Baykan doğumlu lise öğrencisi Yunus, 1993 Batman doğumlu ilkokul mezunu Yusuf, 1995 Batman doğumlu ilkokul mezunu İdris.

KONUŞMAKTAN ÇEKİNİYORLAR

Ailelerin kimi çocuğundan iki yıldır, kimi bir yıldır haber alamıyor. Ulaştığımız 14 aileden sadece ikisi konuştu. Bazı anne babalar, ağabey ve dayılar, söyleyeceklerinin örgütü kızdırıp çocuğun can güvenliğine zarar vermesinden çekindiğini söylüyor. Kayıp çocuklardan Yakup ve Osman'ın ailesi ise fotoğraf çektirmeme şartıyla konuştu.

BODRUM'A GİDİYORUM DİYEREK EVDEN ÇIKTI

Osman Oran, Batman Atatürk Lisesi birinci sınıf öğrencisi. 2011 Haziran'ında 14 yaşını doldurdu. 12 kardeşin altıncısı. 24 Ocak 2011'den bu yana kayıp. Ailesi kendisinden bir daha haber alamadı. Babası Beşir Oran, Irak-Batman hattında yıllarca kamyon şoförlüğü yapmıştı ancak şimdi çok hasta, çalışamıyor. 25 Ocak günü, Batman Emniyeti Çocuk Şubesi'ne ağabeyi yaptı kayıp başvurusunu. Ailesi, 24 Ocak sabahı Osman'ın okula gittiğini sandı. Eve gelmeyince ağabeyi Muzaffer, kardeşinin o gün okula hiç gitmediğini öğrendi. Kardeşi arkadaşlarına "Bodrum'a gideceğim" demişti. Muzaffer, gerçeği Osman'ın en yakın arkadaşından öğrendi o akşam. "Osman ve iki arkadaşı PKK'ya katılmak için dağa çıkacaklar. Beni de çağırdılar ama gitmedim" diyordu.

GÖTÜREN DÖNDÜ

Ağabey Muzaffer Oran: Kardeşimden şu ana kadar hiçbir haber, telefon yok. Nerede olduğunu bilmiyoruz. Onu dağa götürenler, her şeyi önceden hazırlıyorlar. Sınır ötesi mi, yurt içi mi, onlar karar veriyorlar. Kardeşim gittiğinden beri annemle babamın psikolojisi bozuldu. Çok kötü durumdalar. Kardeşimi götüren çocuğun mahalleye döndüğünü duydum. Ben İzmir'de çalışıyorum. Fırsatım olsa gidip konuşacağım.

GİDELİ BİR YIL BİR AY OLDU

Yakup Yiğittekin, Batman Lisesi birinci sınıf öğrencisi. Sekiz kardeşin dördüncüsü. Babası Hasan Yiğittekin, yıllardır Muğla Bodrum'da inşaatlarda çalışıyor. Annesi Fatime de Bodrum'da. Çocuklarını çok seyrek görüyorlar. Baba, en son Kurban Bayramı'nda ziyaret etti ailesini. Yakup, ağabey ve ablalarıyla birlikte Batman Petrolkent Mahallesi'nde oturuyordu. 24 Ocak 2011 sabah 7'de okula gitmek üzere evden ayrıldı, bir daha dönmedi. Komşunun oğlu, telaşlanan aileye Yakup'un Osman Oran ve Halil Kulcu ile Nusaybin'e gittiğini söyledi. Amca diğer iki çocuğun ailelerine haber verdi, birlikte Nusaybin'e gittiler. Çocukları götüren İbrahim Halil ve Mehmet Şerif'i buldular. "Ne yaptınız, nereye gönderdiniz, çocuklarımızı" dediklerinde, "Nusaybin'e gitmek istediler, biz de otobüse bindirdik" cevabını aldılar. İbrahim Halil ve Mehmet Şerif, bunları söyledikten sonra ortadan kayboldu. Yakup'un kayıp olduğunu amcası Mahmut Yiğittekin 26 Ocak 2011'de Batman Emniyeti'ne bildirdi. Yeğeninin PKK/KONGRAGEL'e kazandırılmak amacıyla Mardin'in Nusaybin ilçesine götürüldüğünü anlattı. İki komşudan da şikayetçi oldu.

KARDEŞİM EVE DÖNSÜN

Abla Amine Yiğittekin: Aileden birinin ansızın, hiçbir şey söylemeden ayrılması nasıl bir şeydir, bilir misiniz? Yüz yıl, bin yıl geçse, bu acı dinmez, unutulmaz. Bir tek Yakup mu giden? Beş yıldır götürüyorlar 14 yaşındaki çocukları. Kardeşimin de diğerlerinin de eve dönmesini istiyorum. Kardeşim PKK'yı evde değil, dışarıda öğrendi. Kandırıp dağa götürenler sıcak evlerine geri dönüyorlar. Benim kardeşim kim bilir nerede, ne durumda. Annem o kadar çok ağladı ki, gözleri eskisi gibi görmüyor.

MÜJDE BEKLİYORUM

Amca Mahmut Yiğittekin: Yeğenim Türkiye'de olsaydı izine rastlardık, haber alırdık. En azından telefon ederdi. O tarafa geçirmişler, şüphemiz o. Irak tarafına gidemedik. Burada soracak kimse yok. Çocuğumuzun dönmesi sağlansın. Nasıl, ne şekilde olursa olsun, gelsin. Müjdeli haber bekliyorum.

ÇOCUĞA SİLAH VERMEK SAVAŞ SUÇU

Çocukların asker olarak savaş alanlarında kullanılması Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçu olarak tanımlanıyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun belirlediği verilere göre, sadece 2006'da yaklaşık 250 bin çocuk silahlı çatışmalara sokuldu ya da bu amaçla silahlı gruplara dahil edildi. CSUCS (Çocuk Asker Kullanmayı Durdurun Koalisyonu) verilerine göre PKK sistematik olarak çocukları kadrosuna katıyor. Hatta bu amaçla oluşturulmuş özel bir birliğin (Şehit Agit Çocuk Taburu) varlığından söz ediliyor. 1998'de PKK'daki çocuk sayısının 3 bini bulduğu, bunların yüzde 10'unun kız olduğu söyleniyor. Uluslararası Af Örgütü de PKK'nın 1994'ten beri çocukları çatışmalarda kullandığını rapor ediyor. 12 Şubat, dünyada Çocuk Askerlerin Kullanımına Karşı Uluslararası Gün olarak kutlanıyor.

"ÇOCUKLARIN HEYECANINI KULLANIYORLAR"

Batman Valisi Ahmet Turhan: Karayılan yalan söylüyor. PKK terör örgütü, şimdi 13-14 yaşındaki çocukları kandırıp götürüyor. Hukukumuzda 18 yaşından küçükler, çocuktur. Liseli çocukların heyecanlarından faydalanıyor. Önce sokak eylemlerinde taş, sonra molotof attırıyor. Sonraki aşamada çocuk yüzüne maske takıyor. Legal görünümlü dernek ve kuruluşlarda dağa hazırlama dersleri veriliyor. Son iki yılda liselerden 15-20 çocuk dağa götürüldü. Ellerine silah veriliyor. Örgüt, acımasızlığını bu çocuklar üzerinde gösteriyor. Bu çocukların cenazelerini kullanıyor, ailelerinin ve arkadaşlarının acısını, tepkisini kullanıyor.

GÖZALTINA ALINAN ÖRGÜTE KOLAY KATILIYOR

Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan: PKK, ailelerin çok çocuklu, ilgisiz, yoksul olmasından, gelecek umudu bulunmayışından faydalanıyor. Şehirlerde örgüte katmak için psikolojik alt yapı hazırlıyorlar. Biz de buna karşılık çocuk eylemcileri nezarethaneye almıyoruz. Çünkü bir kez gözaltına alındığında çocuğa "Polis artık seni biliyor" diyorlar. Polisten kötü muamele gördüğünde örgüte gitmesi daha kolay oluyor. Eğitim Fakültesi mezunu polislerimizi okullarda görevlendiriyoruz. Bir bölümü gitar çalıyor. Müzik yeteneği olan çocuklarla birlikte eğlence düzenliyor, okuldaki muhtemel sorunları çözüyorlar.