BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  GÜNCEL

PKK/KADEK de silah bırakacak

Financial Times gazetesi, silah bırakması gereken örgütler arasında terör örgütü PKK'nın da bulunduğunu yazdı.

Abone ol

Avrupa basınında bugün Financial Times gazetesi, Kuzey Irak'ta ağır silahlarını bırakması istenen örgütler arasında adını KADEK olarak değiştiren eski terör örgütü PKK'nın da bulunduğunu yazdı. Diğer İngiliz ve Avrupa gazetelerinde ise, Irak savaşı öncesinde istihbarat raporlarının çarpıtıldığı iddialarını soruşturan parlamento komisyonun ilk oturumu ile İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin mahkemedeki savunması ağırlıklı olarak ele alındı. Financial Times'a göre Irak'ın kuzeyinde 2 büyük Kürt partisinin dışındaki bütün örgütlerin ağır silahlarını bırakması emri verildi. Bu ültimatom, 2 büyük Kürt partisinden oluşan özerk Kuzey Irak yönetimi ile Amerikalılardan geldi. Bırakılması istenen silahlar arasında BKC makineli tüfekler, Duşka uçaksavar topu, bazuka, havan ve sahra topları da yer alıyor. Financial Times'ın haberine göre Kuzey Irak'taki yönetimi paylaşan Talabani liderliğindeki KYB ve Barzani liderliğindeki KDP, dağılan Irak ordusundan ele geçirdikleri cephaneyle takviye ettikleri ağır silahlarını bırakmayacak. Haberde, bu 2 partinin silahlı güçlerinin, kurulacak yeni Irak ordusuyla birleştirileceği konusunda Amerikalılarla anlaşma yapıldığı belirtildi. Kuzey Irak'ta başka kimlerin ağır silahı olduğunu irdeleyen Financial Times bazılarını, "Kürdistan İslami Hareketi, Sosyalist Parti, Komünist Parti, Türkiye kökenli PKK ve İran Kürdistan Demokrat Partisi" şeklinde sıraladı. Kuzey Irak'taki Amerikan idaresinden bir albay, uygulama hakkında bilgi sahibi olmaları için örgütlere 15 gün süre vereceklerini belirtti. Kararı uygulatma görevinin de Amerikan desteğiyle KYB ve KDP'ye düşeceği ifade edildi. "SAHTE İSTİHBARAT DOSYASI" Irak savaşı arifesinde kamuoyunu savaşa ikna etmek için istihbarat raporlarının çarpıtıldığı iddialarını soruşturan parlamento komisyonunun ilk oturumu, İngiliz gazetelerinde geniş yer aldı. Komisyonda 2 eski bakan, Robin Cook ve Clare Short'un Başbakan Tony Blair'i eleştiren ifadeleri, Independent'ın birinci sayfasının neredeyse tamamını işgal etti. Blair'in ilk kabinesinde dışişleri bakanlığı yapmış olan Robin Cook'un sözleri gazetede manşete taşındı. Gazeteye göre Cook, "Bakanlar savaşa girmeyi meşru göstermek için istihbarat verilerini seçerek kullandı. Hükümetin sahte istihbarat dosyası, kendi kalesine attığı muhteşem bir goldü. MI6 Irak silah programlarının acil bir tehlike içermediğine hüküm vermişti. Savaşın dayandırıldığı istihbarat çok zayıf bir zemin sunuyordu" dedi. Savaşın hemen ardından bakanlıktan istifa eden Clare Short ise, Başbakan Blair'in, ülkeyi savaşa ikna etmek için şerefli kandırmacalara başvurduğunu, bakanlara danışılmadan kararlar alındığını, Irak'ın kitle imha silahlarını 45 dakika içinde kullanabileceği iddiasının istihbarata dayanmadığını söyledikten sonra, hükümetin, ülkeyi bahara kadar savaşa sokmak için eksik gerçekleri, abartmaları kullandığını ileri sürdü. Independent bu meseleye ilişkin olarak, "Çok keskin bir sorgulama olmasa da, cevaplar tam da uyum içinde bulunmasa da, 2 eski bakanın dün milletvekillerine verdiği ifadeler, Başbakan'ı savaşa girişme gerekçesi konusunda ağır bir zan altında bırakıyor. İstihbarat verilerine erişme imkanları geniş bu iki eski bakanın değerlendirmeleri birbirinin aynısı. Irak'ın ne kitle imha silahı ne de bunları kullanabileceği uzun menzili füzesi olduğuna dair kanıt bulunabildiğini söylediler. Irak'ın acil bir tehdit oluşturduğuna dair kanıt da yoktu. Eldeki veriler, Birleşmiş Milletler'in etkisiz kılma siyasetinin işe yaradığını gösteriyordu" yorumunu yaptı. Independent, şimdi milletvekillerinin, Başbakan'ın savaşa zemin hazırlayan hangi istihbaratı dayanak gösterdiğini incelemeye devam etmelerini savundu, hem kitle imha silahlarını hem de onlarla ilgili diğer gerçekleri arama çabasının sürmesi gerektiğini vurguladı. BERLUSCONI'NİN DOKUNULMAZLIĞI Avrupa gazeteleri İtalya BaşbakanI Silvio Berlusconi'nin mahkemedeki savunması ve bunun Avrupa Birliği'ne yansımalarına yer verdi. İki konu bağlantılı çünkü İtalya önümüzdeki haftalarda birliğin dönem başkanlığını üstleniyor. Almanya'da Der Tagesspiegel, yargıçlara rüşvet vermekten yargılanan İtalya Başbakanı'nın bugün parlamentodan geçmesi beklenen dokunulmazlık yasasını savunmasını eleştirdi. Gazete, bu dokunulmazlık girişiminin, Berlusconi ve taraftarlarının söylediği gibi, ülkeye, diğer demokrasilerdeki uygulamayı getirmediğini belirterek, "Devlet mantığıyla da izahı mümkün olmayan bu girişimin tek amacı var. Tek amacı kendini kurtarmak" dedi. Yine Almanya'dan Die Tageszeitung, "Dokunulmazlık yasası İtalya'nın Avrupa'daki itibarını koruyamaz" diye yazdı. Yazı, "Çünkü İtalya'da ne olduğu zaten herkesin malumu; adliyeyle başı dertteki bir milyarder siyasete yönelip, çok sayıdaki avukatını parlamentoya seçtirdi, onu mahkemede savunmakla görevli olmadıkları zamanlarda bu avukatlar tam kendisine uyacak yasalar çıkarmakta" diye devam etti. İran rejimine karşı silahı da kullanarak mücadele eden Halkın Mücahitleri örgütünün 160'tan fazla üyesi dün Fransa'da gözaltına alınmıştı. Le Figaro gazetesi, dün sabah erken saatlerde düzenlenen operasyonlara bin üç yüz polisin katıldığını aktardı. Örgütün karargahı olduğuna inanılan yerdeki aramada bir milyon 380 bin dolar ile 150 bin euro nakit para bulundu. Le Figaro, Fransa'nın bu girişiminin hem Amerika'ya hem de İran'a mesaj içerdiğini yazdı. Paris'ten yayımlanan International Herald Tribune polis baskınının dramatik ve olağandışı olduğunu yazarak, "Fransız yetkililer olayın İran'daki gelişmelerle alakası olmadığını söylese de Fransa bu şekilde hem Avrupalı ortaklarına hem Amerika'ya önemli siyasi mesajlar vermiş oldu. Fransa İçişleri Bakanı, parlamentodaki konuşmasında Halkın Mücahitleri örgütüne böyle bir müdahale yapmak zorunda kaldıklarını, çünkü örgütün geri üssü olarak Fransa'yı seçmeye karar verdiğini, buna izin veremeyeceklerini anlattı" dedi. PUTİN'E ÇEÇENİSTAN TAVSİYELERİ Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in önümüzdeki hafta Londra'ya yapacağı resmi ziyaret dolayısıyla Guardian'ın bir köşe yazarı bu ülkedeki duruma ilişkin bir makale yazdı. Yazar, güçlü bir ekonomi ve dünyaya açık bir demokrasi kurmak istediğini söyleyen Putin'in Çeçenistan'da olup bitenleri gözden uzak tutmaya çalıştığını ama Rus liderin şu andaki en büyük sorunun da Çeçenistan meselesi olduğunu yazdı. Guardian yazarı Jonathan Steele, gözaltında kaybolan yüzlerce Çeçen'den, polisin dayak ve işkencesinden bahsettikten sonra, Putin'e, Çeçenistan'da diyalog yolunu seçmenin kendisi için siyasi bir sorun olmayacağını çünkü siyasette rakibi bulunmadığını anlattı. Çeşitli Çeçen gruplarla önce ateşkes, sonra özerklik ve yeniden inşa konularında diyaloga girmek gerektiğini belirten yazar, sonra da Rus güçlerinin bu Kafkas cumhuriyetinden çekilmesinin ele alınabileceğini vurguladı. Yazar, Batılı zengin devletlerin de Rusya'ya bu mesajın verilmesini, en öncelikli mesele olarak görmesini istedi.