6-8 Ekim olayları neden çıktı? IŞİD'in Erbil'e dayanması nasıl oldu. Oynanan büyük oyunu yazar Abdülkadir Selvi açıkladı.
Abone olAbdülkadir Selvi, PKK silahlı mücadeleyi sonlandırdığını açıklaması halinde sürecin devam edeceğini yazdı.
Çözüm sürecini yakından takip eden isimlerden biri olan Yeni Şafak gazetesi yazarı, ABD'nin IŞİD ve PKK üzerinden Türkiye ile Barzani'yi nasıl tehdit ettiğini ayrıntılarıyla anlattı.
6-8 Ekim olaylarının devlette aldatılmış hissi yarattığını aktaran Selvi, bugünkü yazısında çözüm sürecinin geleceği hakkında olumsuz bir senaryo çizdi.
Kobani üzerindeh bölgenin Irak'taki gibi dizayn edilmek istendiğinin altını çizen yazar, ABD'nin bölgede oynadığı oyunu ve çözüm sürecini böyle anlatıyor:
ERBİL'İN ANKARA İLE PETROL ANLAŞMASI ABD'Yİ KIZDIRDI
Bu oyunun temelinde Kürt petrolü yatıyor. Kürt petrolüyle ilgili anlaşmanın mimarı Türkiye ve Erbil, ABD tarafından IŞİD ve PYD üzerinden terbiye edilmeye çalışılıyor.
Bu vesile ile IŞİD, Erbil'in kapısına dayandığında Türkiye'nin gecikmeli olarak değil herkesten ve her şeyden önce stratejik ortaklık yaptığı Barzani'nin yanında olması gerekiyordu. Bu yönde karar alınmıştı. Devlet içinde bir mekanizmanın, eski Türkiye algısıyla hareket etmesi Türkiye'yi zor duruma bıraktı.
Hem Barzani ile petrol anlaşması yapacaksınız hem de Erbil'in ölüm kalım anında yanında olmayacaksınız? Ortadoğu'da bu şekilde büyük güç olunmaz.
ABD ile PKK arasındaki işbirliğinin ikinci ayağında, 'Hedef Irak petrollerinin Türkiye üzerinden geçişini baypas edip, petrol borularını 36. Paralelin üzerinden Irak ve Suriye koridorunu kullanarak Akdeniz'e akıtmak'
Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın, Kürt petrolünün Türkiye'ye akıtılmasını engellemek için ABD'lilerin baskılarına karşı verdiği mücadelenin altını çizmekle yetiniyorum.
BAYIK'IN ABD'Yİ ÖNE ÇIKARMASI, DEMİRTAŞ'IN ABD ZİYARETİ
Cemil Bayık'ın ABD'yi çözüm sürecine dahil etme çabaları, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın daha sonra uzatılan ABD ziyareti bu ilişkinin dışa vuran yanlarını oluşturuyor.
Çözüm sürecinin ve Kürt petrolünün önündeki tehlikelere dikkat çektik. Peki bu durumda 'Çözüm masası devrilecek mi?'
PKK istiyor ki masayı deviren Türkiye olsun.
6-8 Ekim'in bir hedefi de buydu.
Türkiye, masayı devirmemekte kararlı.
Ama bu Kandil'e taviz verilecek anlamında değil. 6-8 Ekim'den sonra çözüm sürecine, 'Kamu düzeni' normu getirildi.
Artık 'Kürt sorunun çözümü' ile 'kamu otoritesi' ayrı sepetlerde tutuluyor.
Aynı zamanda 6-8 Ekim gösterdi ki, Kandil, Öcalan'ın gücünün sınırlarını daraltmaya çalışıyor.
Eski ABD Başkanı Johnson tehdit ettiğinde, İsmet Paşa, 'Dünya yeniden kurulur Türkiye yerini alır' cevabını vermişti. Çözüm masası devam edecek. PKK masadan kaçarsa, Ankara yüzünü Kürt halkına dönerek ve başka unsurları da masaya koyarak süreci devam ettirecek.
YENİ SÜRECİN ŞİFRESİ PKK'NIN SİLAHLI MÜCADELEYİ BIRAKTIĞINI İLAN ETMESİ OLACAK
ABD ile girdiği ilişkiden dolayı, şımaran PKK ile ayrı bir düzleme geçilecek.
Burada en olumsuz senaryoyu yazdım.
Yeni sürecin şifresi ise, PKK'nın, Türkiye'de silahlı mücadeleyi bıraktığını ilan etmesi olacak.
Şimdiye kadar geri çekilme ve yol haritası konusunda verdiği sözlere sadık kalmayan PKK'nın, bundan sonra atacağı adımın, Türkiye'de silahlı mücadeleyi sonlandırdığını açıklaması olacak. Üçüncü göz ya da normalleşme süreçleri ise ondan sonra gelecek.
Çözüm adına zor bir süreçten geçiyoruz.