BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

PKK'dan korkunç eğitim stratejisi

Taraf yazarı Emre Uslu, okulların açılmasıyla birlikte PKK militanlarının eğitim kurumlarına saldırılar düzenleyeceğini iddia etti.

Abone ol

Terör örgütü PKK, saldırılarına eğitime taşıyor. Etkili olduğu yerde eğitim yaptırmayıp, okullarda zorla Kürtçe eğitim verecekler.

PKK'nın üst düzey yöneticisi Duran Kalkan'ın açıkladığı eğitim stratejisi inanılmaz: "Bir yerde yüzde seksen, doksan eğitimi KCK yapar, yüzde on devlete kalır."

Adı "kahin" yazara çıkan ve terör olaylarına ilişkin öngörüleriyle dikkat çeken Taraf yazarı Emre Uslu'dan çarpıcı yazı daha. Buna göre teröristler okullara saldırı düzenleyecek.

Usulu bugünkü köşesinde terör örgütü PKK’nın geçen haziran ayında fikrî tartışmasını tamamlayıp uygulamaya koyduğu kamuoyunda tartışılmayan “Devrimci Halk Savaşı”nın içeriğine dair önemli ayrıntılar aktardı. 

KÜÇÜK SALDIRIYLA DİKKATİ DAĞITIP BÜYÜK EYLEM YAPIYORLAR

PKK saldırılarıyla ilgili büyük soruyu gündeme getiren Uslu, kamuoyuna "PKK küçük ilçelerde, çoğunlukla yaralama ile sonuçlan ve polisi hedef alan eylemleri neden yapıyor?" diye sordu. Ardından da cevabını verdi: 

"Bu eylem bicinin değişik nedenleri var ama şu anda önümüzde duran ve kamuoyunun tartışmadığı bir korkunç taktiği artık görmemiz gerekiyor: PKK’nın büyük ölümlerle sonuçlanan askere yönelik saldırılarının hemen öncesinde o saldırıların yapıldığı bölgelerde güvenlik birimlerinin dikkatini başka yöne çekecek eylemler yaptığı görülüyor. Polis merkezlerine yapılan eylemleri bu çerçeveden de incelemek gerekiyor. Örneğin Hakkâri’de öldürülen sekiz asker eyleminin hemen öncesinde polis merkezlerine yönelik taciz saldırılarının yapıldığı, böylece polisin meşgul edilerek daha büyük bir saldırının hazırlıklarının yapıldığı görülüyor. Yine Silvan saldırısından önce de gerek asker ve sivil kaçırma yöntemleriyle gerekse de polise yönelik taciz saldırılarıyla çok sayıda askerin öldürülmesine yönelik hazırlıklar yapılırken güvenlik birimlerinin küçük saldırılarla meşgul tutulduğu görülüyor. Aynı şeyi Şırnak’ta geçen mayıs ayında da denendiği görülüyor. 13 PKK’lının öldürüldüğü o saldırıdan birkaç gün önce Silopi Emniyet Müdürlüğü’ne saldırı düzenleyip iki polisi öldüren PKK aynı anda sınırdan komando birliğine sızma ve saldırı hazırlığı yaptığı ortaya çıkmıştı. Bütün bunlara bakınca şu söylenebilir: PKK bir bölgede küçük çaplı eylemler yapıyorsa, daha büyük bir eylemin hazırlığı için lokal güvenlik birimlerini meşgul etmeyi amaçlıyor olabilir."

TERÖRİSTLER OKULLARA GİRECEK

Yazarın asıl bomba iddiası ikinci soruda. "PKK bundan sonra ne yapar?" diye soran Uslu'nun verdiği cevap önümüzdeki günlerin çok sıcak gelişmelerine gebe olduğunu gösteriyor:

"Özellikle önümüzdeki hafta eğitimin yeniden başladığı düşünülürse PKK’nın önümüzdeki dönemde eğitim kurumlarını hedef alacağını söylemek yanlış olmaz. Yine sağlık birimlerine yönelik eylemler yapılacaktır. Zira bu konu PKK’nın “Devrimci Savaş Stratejisi” konseptinde konuşulmuş ve karara bağlanmış bir konudur. Bu çerçevede KCK yapısı içinde “anadilde eğitim yapmak üzere” özellikle güvenlik bakımından zayıf olan köyler ve ilçelerde PKK’nın okullara müdahale edip Kürtçe eğitim yaptırmak için mevcut eğitim düzenini sabote edeceğini söylemek kehanet olmaz."

İNANILMAZ SÖZLER

PKK yöneticisi Duran Kalkan'ın sözleri okullara yönelik saldırı iddiasını doğruluyor. Yazar Uslu, Kalkan'ın ürküten stratejisini, yazısının sonuna ekledi:

”Savaşla birlikte etkili olduğumuz yerde mevcut eğitimi dur-duracağız, kendi eğitimimizi kuracağız. Yani artık ‘devlet bize anadilde eğitim hakkı versin’ demeyeceğiz. Biz gücümüzün yettiği yerde devletin eğitimini durduracağız, kendimiz kendi eğitimimizi nasıl bir dilde, nasıl bir programda yapmak istiyorsak yapacağız. Eğitimin bir bölümünü devlet yapabilir, bir bölümünü KCK yapabilir. Bir yerde yüzde otuz KCK yapar, yüzde yetmiş devlet yapar. Bir yerde eğitimi yüzde atmış KCK yapar, yüzde kırk devlet yapar. Bir yerde yüzde seksen, doksan eğitimi KCK yapar, yüzde on devlete kalır.”

Yine ”Kendi sağlık sistemimizi kurup örgütleyeceğiz. Devletin sağlık sistemini işletmeyeceğiz. Ele geçireceğiz. Halk yararına, kendi anlayışımıza göre sürdüreceğiz. Şimdi bunu böyle gece-gündüz yönetimi değil de, alanlara, toplumsal yaşamın boyutlarına göre iç içe, etkinlik düzeyini geliştirme temelinde ele alıp yürüteceğiz.. Devlet iktidarını zayıflatarak demokratik toplumun öz yönetimini, buna dayalı demokratik toplum yaşamını geliştirebildiğimiz kadarıyla geliştireceğiz.”