BIST 9.007
DOLAR 34,28
EURO 37,25
ALTIN 3.069,02
HABER /  GÜNCEL

PKKdan cennet vaadi

Kaç asker şehit ettiğini bile hatırlamıyor. İşte bir itirafçının anlattıkları:

Abone ol

11 yıl boyunca bölücü örgüt PKK adına onlarca vatandaş, polis ve askeri şehit eden ancak şimdi cezaevinden çıkıp ailesiyle birlikte yeni bir hayata başlayan terörist S.T., Türk basınında ilk defa Akşam'a tüyler ürperten açıklamalar yaptı.

İşte PKK adına dağa çıkıp, terör estiren S.T.’nin itirafları:

NASIL BAŞLADI

Örgütle 21 yaşında tanıştım. Askerden gelmiştim. Evlenmiş bir çocuk sahibi olmuştum. Çok zengin bir aşiretin oğluydum. Suriye uyruklu Mete kod adlı ve Kahraman kod adlı kişilerle tanıştım. Maddi manevi görevimi yapmam gerektiğini söylediler. Kişiliğim konusunda çarpıcı ve okşayıcı sözler ettiler. 1992 yılında tüm imkanlarımı örgütün hizmetine soktum. Merkez komitede görev yapıyordum. Görevim gençleri kırsala kazandırmak, kırsalda bulunan örgüt elemanlarının lojistik ihtiyaçlarını karşılamak, şehirden kırsala adam aktarmak, şehirde yapılması gerekenlere altyapı hazırlamaktı.

İKİNCİ İSİM OLDUM

Şehir komitesinde artık ikinci isim olmuştum. Görevlerime yenileri eklendi. Bunlar, örgüte eleman ve para kazandırmak, jandarma ve karakol krokilerinin plan ve projelerini bulmak, devlet adına çalışan sivil isimleri belirlemekti. İstanbul’da Marmara bölge sorumluluğu yapıyordum. Bin kişiden fazla kişiyi örgüte kazandırdım. Doğu kökenli ve yoksul ailelerin çocuklarını hedef seçiyorduk. Ailelere para ve altın veriyorduk. Bunun karşılığında direnen çocukları alıp zorla dağa çıkarıyorduk. Özellikle âşık olmuş ama kavuşamamış, ailesi tarafından ilgi görmemiş çocukları tercih ediyorduk.

ARTİSTLİK VAADİ

Genç kızları ve erkekleri türkü söylemesi vaadiyle götürüyorduk. Ünlü olacaklarına inanan gençlerdi. Kesinlikle tam bir cennet resmi çiziyorduk. Artistlik vaat ediyorduk. Her ihtiyaçlarının görüldüğü isteklerinin anında bulunduğu bir pembe tabloyu onlara anlatıyorduk.

9 KİŞİ YANIMDA CAN VERDİ

1994 ağustosunda Kuzey Irak’ta ben ve 11 arkadaş Hakurki’de çatışmaya girdik. 9 kişi yanımda can verdi. Bir kurşun karnımdan yaralamıştı. İki arkadaş, 33 gün aç susuz bir derede yaşamaya çalıştık. Sonra havaya ateş ederek bizi bulmalarını sağladık. Abdullah Öcalan’ın talimatı üzerine beni ve diğer arkadaşı önderlik sahasına yani Suriye Bekaa Vadisi’ne istediler. Biz oraya ‘akademi’ diyoruz. Ben gitmedim ama arkadaşım gitti.

EN BÜYÜK CEZA ÖLÜM

Gitmek isteyen ya da örgüte direnen olduğunda ‘uygulama’ denilen mahkeme kurulurdu. En büyük ceza, kaçarken yakalananlara yönelik olan “Bunu temizleyin” hükmüydü. Bir çukurda kafasına tek kurşun sıkılarak infaz edilirdi. Kadınlar ise çoğunlukla kullanılırlardı. Osman Öcalan hemen her gün başka bir kadını odasına isterdi.

ROJ TV BENİ HAİN İLAN ETTİ

1996-97 yıllarında kaçmayı kafaa koydum. İllegal yollardan yüklü miktarda para vererek Türkiye’ye ulaştım. İlk gece benim gibi doğulu olan birinin evinde misafir kaldım. Aile PKK sempatizanıydı. O gece Roj TV’de benim ‘hain’ olduğum söylendi. Aileyle karşı karşıya kaldım. Mavi Çarşı patlamasındaki zanlılardan Ferhat kod adlı kişi, beni oradan alıp İç Anadolu’da bir kente bıraktı. Sonunda ailemi buldum. Bir süre sonra tutuklandım. Pişmanlık Yasası’ndan yararlandım. Polis, benim ve ailemin can güvenliğini sağladı. Cezaevinde 1 yıl kaldım.

Çıkışta yine güvenlik güçleri bizi yalnız bırakmadı. Şimdi bir iş sahibiyim ve huzurlu bir yaşantım var. Geriye dönüp baktığımda boşa geçen yılları görüyorum. Bir de, büyük pişmanlığım yanında vicdan azabımı.

TERÖRİSTİ ASLA KÜÇÜMSEMEYİN

Asker veya polis en büyük hatayı karşısındakini küçümseyerek yapıyor. Teröristin en büyük silahı, kaybedecek hiçbir şeyinin olmaması. Gözü kara ve ölüme hazır yetişirler. Karakol baskınları için günler öncesinden hazırlık yaparız. Giriş çıkışları belirler, pusu için en uygun anı kollarız. Bu da, gece saat 00.03-00.04 arasıdır. Çünkü asker yorgun düşmüştür. Bir de şu var: Asker üniformalı ise çok kolay hedef olur. Üniforma onları ele verir.

SİYASETÇİ OLAMADAN ÖLEN ‘VEROS’

Sahalara indiğim bölgelerde yine örgüte eleman sağlamaya devam ediyordum. Üniversite öğrencisi Veros isimli genç kızı örgüte âşık ettim. En büyük ideali iyi bir siyasetçi olmaktı. Ancak ben onu yolundan döndürmüştüm. Kuzey Irak Hakurki de Avdalkovi Dağı’nda Kobra helikopterinden yapılan saldırı sonucu gözlerimin önünde öldü. O gün benim için milat oldu, kesin olarak örgütten ayrılmaya karar verdim.

İRAN SINIRI YOL GEÇEN HANI

Almanya ve Hollanda’dan eleman desteği alıyorduk. Yunanistan’da kampımız vardı. Kaçış bölgemiz İran’dı. Bir gün operasyon sırasında İran sınırı açıldı ve girdik. Türk birliklerine takip izni verilmedi. 80’in üzerinde çatışmaya girdim. Kaç kişiyi şehit ettiğimizi bilmeyiz. Bizden kaç kişi öldüğünü biliriz.

Işıl Öztürk/Akşam