İl sınırları içinde operasyon kararı artık valilerin. Sivil iradeye bağlanan askerin sahadaki kılı kırk yaran tavrı PKK için nasıl fırsata dönüşüyor?
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Terör örgütü, 5442 sayılı kanunun ortaya çıkardığı "yumuşak karından" vuruyor. Şemdinli benzeri eylemler uzak değil.
Askerle sivilleri karşı karşıya getirme ya da, sivillerin olabildiğince zarar görmesi için PKK'nın, eylemlerinde vites büyütmesi sürpriz olmayacak. "Halkı cebinde" bilen PKK, kışkırtıcı saldırılarıyla hükümeti farklı kararlar almaya zorluyor.
KANUN YENİ AMA UYGULAMA YILLARDIR VAR
5 Mart 2012'de alınan Bakanlar Kurulu kararıyla artık askerin elindeki tetiğe basma emri mülki idari amirlere verildi. TSK, operasyonları valiliğe onaylattıktan sonra harekete geçebiliyor. Edirne'de normal görülen 5442 sayılı il idaresi kanunu, Hakkari özelinde tartışma konusu. Kanun yeni olsa da uygulama aslında yıllardır bölgede icra ediliyor. Kürt vatandaşları kazanma adına AK Parti'nin bir anlamda kırmızı çizgilerini oluşturuyor.
90'LI YILLARA DÖNÜŞ İSTENMİYOR AMA
AK Parti iktidarı aslında bıçak sırtında. Güvenlik ve özgürlük ilkesini terazinin iki kefesine eşit ağırlıkta koyan hükümet, zor günlerin arefesinde. Sivil halkı mağdur edecek uygulamalardan ısrarla kaçınılıyor. İşin özeti Ankara, yöre halkının "pamuk ipliği" zayıflığındaki aidiyet duygusunu güçlendirme peşinde. Siyasi iradenin bu yöndeki hassasiyeti askere de yansımış durumda. Kamu görevlileri de güvenlik bürokrasisi de, asker de, sivil de 90'ların üzerine çizgi çekmiş durumda.
BARDAĞIN BOŞ VE DOLU TARAFI
Bardağın dolu tarafından bakıldığında, inisiyatifin askerden sivile geçmesiyle keyfi uygulamalar ve faili meçhul cinayetlere varabilecek gelişmelerin önü kesildi. Üstelik medyanın bölgeden hiçbir ayrıntıyı atlamadığı hesap edilirse. Bardağın boş tarafından bakıldığında askeri bir anlamda "kışlasında tutan" ve "savunma pozisyonuna" hapsediyor.
OYUNU KURALINA GÖRE OYNAMAK
Sivillere zarar gelmesi halinde başlarına neler geleceğini hesap edemiyorlar. Bir dönem orada görev yapmış emekli komutan Osman Pamukoğlu'nun "aykırı işler aykırı adamlarla yapılır" sözü "oyunu kuralına göre oynamak" ilkesiyle paralellik arzediyor. Daha basit anlatımla PKK'ya "anladığı dilden cevap verilmeli" deniyor.
Geçimli Karakolu saldırısında PKK'lıların elinde 2.5 saat rehin kalan Türkiye gazetesinden Adem Demir'in teröristlerin kendilerine söylediği "Korkmayın. TSK sivil aracı bombalamaz. Sivile zara gelirse hesabını veremezler" sözü bu yeni durumun en bariz ifadesi.
"DUYGUSUZ" DEMEK YETERLİ Mİ?
PKK ise aynı oranda sertleşti. Kendi hedeflerine varma adına önlerindeki her engeli ne pahasına olursa olsun yok etmeye programlanmış, intihar saldırıları düzenleyen bir yapı var. Siyasilerin bu anlamda "duygusuzlar", ya da "vicdansızlar" nitelemesi o pencereden bakıldığında hiç bir anlam taşımıyor ne yazık ki.
AYAKLANMADA "HALK" BOYUTU
Ankara'daki yön vericiler yeni söylemler geliştirmeli. Çünkü örgüt artık elindeki tüm silahları sahaya sürmüş durumda. Üst düzey yöneticiler vatandaşın da "savaşta" olmasını istiyor. "Özerklik" çağrılarına halkın destek vermesi isteniyor. Kandil, olayları ayaklanmaya çevirmek için halkın da devreye girmesini hedefliyor.
PKK'LI İLE SOKAKTAKİ İNSAN NASIL AYRILACAK?
İşte sorunun bam teli de burada. Asker halkı teröristten nasıl ayıracak? Güneydoğu'da AK Parti 1. parti olsa da, BDP seçmeninin hatırı sayılır bir gücü var. İki tarafın arasını ne açılım bozabildi ne de askeri tedbirler. İster "baskıyla" deyin ister "gönüllü", PKK'nın bölgeye demir attığı bir gerçek. PKK'nın üçte birini Suriyeliler oluştursa da, geriye kalanların bu ülke vatandaşı olduğu unutulmamalı.
HÜKÜMET MEVCUT DURUMU SÜRDÜRMEK ZORUNDA
Hem PKK ile amansız müdacele edilecek hem de siviller zarar görmeyecek. Özellikle de Hakkari ve çevresinde iki yapıyı ayırmak zor ama çok zor. Gündüz "esnaf" gece "PKKlı" olduğu söylenen bir coğrafyada, karşılıklı sertleşmenin yol açağı yıkımın boyutlarının nereye varacağını kimse hesap edemiyor.
ÇATIŞMAYA DEVAM
Elde edilen kazanımlardan geriye dönmek istemiyor hükümet. Farklı seçenekleri de yok aslında. CHP ile varılan "terör mutabakatı"nın yerinde yeller esiyor. Bahar havası iki parti arasında yerini kısa sürede soğuk rüzgarlara bıraktı. K. Irak'ta rahat dolaşan ve Suriye'nin kuzeyinde yaşananlardan cesaret alan Kandil, bu saaten sonra değil ateşkes silah bırakmanın 's'esini bile düşünmez. Öcalan ve Oslo görüşmelerinin de olmayacağı ortamda iktidara başka bir yol kalmıyor.