Star yazarı İbrahim Kiras, Suriye politikası yolunda gitmeyen ve yoluna çıkan IŞİD'in işlerini bozmasıyla, PKK'nın bir çılgınlık içinde olduğunu ileri sürdü.
Abone olINTERNETHABER.COM
Star yazarı İbrahim Kiras, bugün yayımlanan yazısında PKK'ya yaptığı yoğun eleştiriyi sebeplerini de ortaya koyarak analiz etti. Son olarak, Hakkari Yüksekova'dan gelen acı şehit haberlerinin ardından, Kiras, PKK için, PYD'nin IŞİD'le paralel götürdüğü Suriye politikasının bir zamanlar kendilerinin işine geldiğini hatta çözüm sürecine sırf bu yüzden ihtiyaç duymamaya başladıklarını ileri sürerek, adeta çıldırmış gibi hareket ettiklerini ve bu yüzden de bu tür olayların ortaya çıktığını yazdı.
Kiras, PKK'nın 'evdeki hesabının çarşıya uymadığını' ifade ettiği yazısında, 'IŞİD'i beklemeyen PKK'nın, IŞİD'le baş etmesi için Türkiye'den destek beklediğini, asker ya da ağır silah yardımı alamayınca da 'çılgına döndüğünü' bu yüzden de Türkiye'de Kobani eylemleri adı altında insanları sokağa döktüğünü iddia etti.
HAKKARİ YÜKSEKOVA'DAN 3 ŞEHİT HABERİ GELMİŞTİ...
Hakkari'nin Yüksekoca ilçesi Cengiz Topel Caddesi’nde 25 Ekim Cumartesi günü saat 16.00 sıralarında Uzman Çavuş Ramazan Gülle, jandarma er Ramazan Köse ve jandarma er Yunus Yılmaz’ı şehit eden kişilerin yakalanması için polis geniş çaplı soruşturma başlattıılmıştı.
Yapılan çalışmalar sonucu, aynı gece Yeşildere Mahallesi’nde seyir halinde bulunan bir otomobil durdurularak arama yapılmıştı. Kimlik kontrollerinin ardından, otomobilde bulunan M.K., E.K., İ.B. gözaltına alınmıştı.
Hakkari Yüksekova'da 3 askerin şehit olduğu silahlı saldırının ardından, HDP'den 'üzüntülüyüz' mesajı, Başbakan Davutoğlu'ndan da 'kınama' mesajı gelmişti.
İşte Kiras'ın o yazısından çarpıcı satırlar:
IŞİD ile PYD’nin benzerliklerinden çok bahsettik. Her iki örgütün de benzer şartlara bağlı olarak Suriye iç savaşının ortaya çıkardığı fırsatlardan yararlanmaya yönelik bir siyasi çizgileri vardı. Her ikisi de Suriye’de rejime karşı mücadeleye girmek yerine belirli bölgelerin hâkimiyetini ele geçirmeye yönelik bir strateji yürüttü.
(...)
Doğal olarak karşı karşıya geldiler.
(...)
Türkiye’deki Kürt siyasi hareketi mensuplarının “Rojava devrimi” diye adlandırıp heyecanla karşıladıkları “devrim” buydu. Böylece “çözüm süreci”ne de artık muhtaç olmadıklarını vehmetti Türkiye’deki Kürt siyasi hareketi... Çünkü bağımsız bir Kürt devletini kurabilecekleri bir toprak parçası vardı ellerinde. Karşılarına ancak birkaç yüzyılda bir çıkabilecek bir fırsat söz konusu iken “demokratik özerklik”i ne yapacaklardı?
"PKK'NIN AKIL DIŞI İSTEĞİ..."
Nasıl olsa Suriye’deki rejimin bu yapılanmaya itirazı yoktu, olsa da bunun kıymeti yoktu; Türkiye’nin ise Suriye’nin içindeki bir gelişmeye müdahil olması beklenemezdi. Zaten gerekirse “çözüm sürecini bozarız, metropolleri ateşe veririz” tehditleriyle Türkiye’yi durdurmak kolaydı... Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Ağır silahları, eğitimli savaşçıları olan IŞİD çıktı karşılarına. Büyük bölümü yine Kürtlerden oluşan IŞİD ilerleyişi karşısında 200 bin Kobanili sınırı aşıp Türkiye’ye sığındı. Ancak Kobani’nin akıbetini “Rojava Devrimi”nin ölüm-kalım anı olarak gören Kürt siyasi hareketi Türkiye’den şehrin savunması için de yardım istiyordu. Ama asker göndererek değil. Nasıl? “PKK’nın Suriye koluna” ağır silahlar vererek... Bu akıl dışı isteği kabul ettirmek için Türkiye’de insanları sokaklara döktüler; hastaneler, ambulanslar, halk otobüsleri, kütüphaneler, müzeler yakıldı, yıkıldı, tahrip edildi. Hepsinden önemlisi masum insanlar katledildi. Son olarak Hakkâri’de üç askerimizi kalleşçe arkadan vurdular. Tek kelimeyle çıldırmış durumdalar.
"İŞTE BU ÇARESİZLİK KÜRT SİYASİ HAREKETİNİ ÇILGINLIĞA YÖNELTTİ..."
PKK’nın bu çılgınlığı nereden kaynaklanıyor peki? Öncelikle çaresizlikten kaynaklanıyor. Kobani kurtarılsın diyorlar ama ne Türkiye’nin ne de Barzani’nin bunun için asker göndermesini de istemiyorlar. Onların isteklerini ise karşı tarafın kabul etmesi mümkün değil. İşte bu çaresizlik Kürt siyasi hareketini çılgınlığa yöneltti. Bir diğer etken şımarıklık... Ne yaparsa yapsın, PKK’ya anlayış gösterilmesini savunanlar, hatta her yaptığına meşruiyet kazandırmaya çalışanlar var. Hem içeride hem dışarıda... İçeridekiler, yani liberal sol tayfa 6-7 Ekim vahşetine bile sesini çıkarmadı. Kobaniye koridor açılsın diye bildiriler yayınlayan aydınlarımız PKK’nın işlediği cinayetleri kınamak için bildiri hazırlamaya gerek duymadılar. Bir cinayet şebekesi mensupları ne yaparsa yapsınlar hoşgörüyle karşılaşıyorlarsa yaptıkları işlerin veya kullandıkları yöntemin yanlış olabileceğini düşünemezler herhalde.