TESEV'in Devlet ile Öcalan arasındaki görüşmelerin tarihçesi ve PKK'nın silah bırakma raporundan ilginç detaylar...
Abone olGazeteci Cengiz Çandar tarafından hazırlanan rapora göre çözüm için Öcalan ile müzakereye oturulmalı TCK ve TMK’da değişikliker yapılmalı.
TESEV için gazeteci yazar Cengiz Çandar’ın hazırladığı ‘Dağdan İniş-PKK Nasıl Silah Bırakır? Kürt Sorunu’nun Şiddetten Arındırılması’ raporu açıklandı. Cumhurbaşkanı’ndan bakanlara, üst düzey bürokratlardan, Kürt aydınlara kadar onlarca farklı kişiyle konuşularak hazırlanan rapor için Çandar, Murat Karayılan ve yardımcıları Bozan Tekin ile Ronahi Serhat’la da bir görüşme yaptı.
Görüşüldü görüşülmedi tartışmaları geride kaldı. Devletle Öcalan'ın 18 yıllık görüşme tarihi yayınlandı. Ayrıntılar için tıklayın |
TERÖR DEĞİL KÜRT İSYANI
Raporda Öcalan ve Kürt Sorunu’nun iç içe geçtiğinin altı çizilirken, Irak Kürdistan Bölge Yönetimi’nin bir yetkilisinin ‘Kürt Sorunu’nu Öcalan ve PKK’dan ayırmak belki 10 yıl önce mümkündü ama artık değil’ sözlerine yer verildi. “PKK olgusunu terörizm, PKK’nın kendisini ‘terör örgütü’ ve mensuplarını ‘teröristler’ olarak tanımlamak yerine durumu bir ‘Kürt isyanı’ olarak tanımlamak gerekiyor. Hükümetin PKK’yı bir Kürt isyanı olarak değerlendirmesi çözüm için ilk ve en önemli adımdır” denildi.
DEMOKRATİK ÖZERKLİK
PKK’nın siyasi hedeflerinin 2001’den sonra da ‘özerklik’ yönünde bir değişiklik gösterdiğinin altı çizilen raporda, Karayılan’ın, “Amacımızı demokratik Türkiye-Özerk Kürdistan sloganı ile ilan ediyoruz. Demokratik özerklik, Türk ordusunun Kürdistan’da üslenmesine karşı da değildir” sözlerine de yer verildi.
ETKİSİ ARAŞTIRILMALI
Raporda Öcalan’ın Kürt halkı üzerindeki etkisi üzerinde durulurken, “İzleyicileri üzerinde sahip olduğu ve pek az siyasi lidere nasip olabilecek gücünün kaynaklarının doğru teşhisi, Kürt Sorunu’na çözümün ve bu çözümün ayrılmaz bir parçası haline dönüşmüş olan ‘dağdan iniş’in ve PKK’nın silahlarını nihai olarak bırakmasının da önünü açacaktır” denildi.
Türkiye Kürdistan Sosyalist Partisi’nin Genel Sekreteri Mesut Tek’in “Kürt siyasi geleneğinde kim dağda ise halk onun altında toplanır. Dağı tutan, dağa çıkan siyasi hareketi de denetler” sözlerine vurgu yapılarak, “Öcalan’ın çözüm konusunda tatmin olmadığı sürece neden ‘dağ kozu’nu sıkı sıkıya tutmaya devam ettiğini anlatmaktadır” yorumu yapılıyor.
ÖCALAN MANDELA DEĞİL
Öcalan’ın merkezi rolünün Türkiye tarafından zimmen de olsa kabul edildiği belirtilen raporda, Irak Kürt yönetimininden bir kişinin, “Öcalan bir Mandela değil. Bütün dünya ve tüm Kürtler arkasında değil. Müzakereye güçlü konumdan değil, zayıf konumdan oturacak. Sorunu bu özelliğini dikkate alarak, onunla müzakere ederek çözmek mümkün” sözlerine yer veriliyor.
BİR ÇAVUŞ BAKANDAN ÖNEMLİ
Raporda, Türkiye demokratikleştiği, hukuki sisteminin yenilendiği ve sivil otoritenin sağlam biçimde ülkenin yönetimine yerleşmesi durumunda, askerlerin Öcalan ve PKK konusunda karar verme ağırlıklarının azalacağı belirtildi. Öcalan’ın askeri devlet olarak gördüğünün belirtildiği raporda, PKK çevresinden bir kişinin, “Onun nezdinde bir çavuşun, bir astsubayın bile neredeyse bir bakandan daha fazla önemi var” sözlerine yer verildi.
KCK DAVASI DÜŞÜRÜLMELİ
Rapordaki “öneriler” başlığında ise Öcalan’ın 2009’da sunduğu ve halen devletin elinde bulunan yol haritasının yanı sıra, devletin Kürt Sorunu’nun çözümü için bir yol haritasının bulunduğunun altı çizilirken, 12 Haziran seçimlerinden sonra yeni anayasa çalışmalarıyla birlikte önü açılacak yeni süreçte bu haritaların raflardan indirilmesi gerektiği belirtiliyor.
DAĞDAKİLER İÇİN AF
Taraflar arasında bir güven ortamının yaratılması ve bunun için de KCK davasının düşürülmesi, tutuklularının serbest kalması, davanın düşürülmesi ve yasal zeminde siyaset yapmaları için önlerinin açılması, TCK ve Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklikler yapılması, Öcalan’ın tutukluluk şartlarında yapılacak yeni bir düzenleme, dağdakiler için af uygulaması gibi maddeler sıralanıyor.
PRATİK ÇÖZÜMLER
Raporda pratik çözümler bölümünde de çözüm önerileri şöyle sıralanıyor; “İmralı’da Öcalan ile sürdürülen diyalog sorunu nihai olarak çözme amacına yönelik müzakereye dönüşmeli. Müzakere sürecinde PKK’nın bölünmesi ya da zayıflatılması taktikleri üzerinde yoğunlaşmaktan kaçınılmalı. Öcalan’ın örgütsel bütünlüğe sahip bir PKK üzerindeki otoritesini dağdan inişe yöneltecek mekanizmaların kurulması üzerinde durulmalı.”