PKK kendisinin muhatap alınmadığı bir anayasa sürecini sabote edip orduyu K. Irak'a çekmek istiyor
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Terör örgütü PKK akla hayale gelmedik yöntemler deneyerek kan döküyor. Saldırganlığın bu denli büyük olmasının görünen nedeni Öcalan ile görüşmelerin kesilmesi. Ancak hedefin Erdoğan'ın "en büyük projem" dediği yeni Anayasa olduğu aşikar.
KARA HAREKATI İÇİN TAHRİK EYLEMLER
Son haftalarda ses getiren eylemlerle canını yaktığı askeri Kuzey Irak'a çekip yıpratma peşinde. Netice alınamayacağını hesapladığı ordunun kara harekatı sonrası "bilek güreşini kazandım" demek istiyor.
PKK'NIN GÜCÜ KIRILDI MI?
Zorlu coğrafyadan çıkamayacağını öngören PKK, reklamını dünyaya duyurmak amacındalar. Kısacası saldırılarla kendisine sıcak bakan tabanına "ayaktayım" mesajını vermek, hem de kendi taleplerinin dikkate alınmadığı anayasa sürecini sabote etmek peşindeler. Kandil'in bombalanmasına yurt içinde kanlı terör eylemleyle cevap veriyorlar.
KANDIRILAN KİM?
Muhatap alınmayacağını öğrendiği 12 Haziran seçimleri öncesi PKK, şimdilerde her türlü korkunç yöntemi deniyor. Hakim olduğunu düşündüğü bölgede "güç gösterisi" yapıyorlar. BDP'li siyasetçiler de benzer cümleler dile getiriyor. Bir anlamda PKK'nın "kandırıldıklarını" düşünüyorlar.
HEDEF ANAYASA SÜRECİ
Öcalan ve Kandil'e giden protokollerin devlet tarafından kabul edilmediğini, dolayısıyla PKK'nın saldırılara başladığı görüşündeler. Bir de üstüne anayasa projesi ortaya çıkınca, örgüte yönelik "tasfiye" planının netleştiğini düşünüyorlar.
BDP İLE SÜRECİ SABOTE Mİ EDECEKLER?
Murat Karayılan'ın BDP'lilere Meclis'e gitmeleri için "yeşil ışık" yakması da bu doğrultuda görülüyor. Anayasa çalışmalarında "BDP'nin talepleri karşılanmadı" silahını elinde koz olarak tutmak istiyor olabilirler. Zaten PKK'nın taleplerini karşılamayan önerileri bu partinin dile getirmesi mümkün değil.
SİYASETTE MÜZAKERE ÇAĞRISI
İktidar cephesi ise anayasaya odaklanmış durumda. Toplumsal sözleşme metnine her kesimi katmak istiyorlar. Dolayısıyla Erdoğan'ın "siyasette de müzakere" sözünü de bu çerçevede değerlendiriliyor. Bir diğer neden de BDP'yi 1 Ekim'de Meclis'e gelmelerini sağlamak. Başbakan'ın üstü kapalı BDP'ye "PKK ile arana mesafe koy" çağrısının pratikte işe yaramayacağı aşikar. BDP'lilerin bu çağrıya kuşkuyla yaklaşacağı kuşkusuzdur.
ERDOĞAN AYIRMAYA ÇALIŞIYOR AMA
Erdoğan sorunun çözümünde PKK'yı hep denklem dışında tuttu. Habur'daki kırılma sonrası devletin adımları hep Kürt vatandaşları ile PKK'yı ayırmaya yönelik oldu. Seçimler öncesi seçim meydanlarında verdiği mesajlar da böyle oldu.
Erdoğan Hakkari mitinginde "Kürt sorunu denilen olay nedir? 3 şey, ret, inkar, asimilasyon. Şu anda böyle bir şey kaldı mı?" diye sormuştu. Yine Muş mitinginde "Benim için Kürt sorunu yoktur, Kürt kardeşimin sorunu vardır" diyen Erdoğan'ın Ağustos ayında yaptığı "Bizim kitabımızda özerklik yok" çıkışı da dikkat çekmişti.
BDP SEÇMENİ PKK'DAN AYRILAMAZ
Erdoğan PKK'yı Kürt vatandaşlardan ayırmaya çalışsa da başarılı olduğu söylenemez. 12 Haziran seçim sonuçları PKK ile BDP seçmeninin iyice birbirine yaklaştığını gösterdi. AK Parti'nin karşısında artık daha organize olan ve "kemikleşmiş" bir kesim olduğu çok açık. PKK'nın yeni saldırı konseptinde şehirlere taşıdığı saldırılar, örgütün bu yerlerde taban bulduğunun da kanıtı aslında. 3 bin 500'e yaklaşan tutuklamalar ne BDP'nin ne de PKK'nın hızını kesmiş değil.