BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,68
ALTIN 2.962,83
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

PKK kiminin geçim kapısı, kiminin de piyonu

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, ''Terör örgütü birileri için geçim kapısı, bazı dış güçlerin de, Türkiye'ye karşı yürüttükleri örtülü operasyonlarının taşeronudur'' dedi.

Abone ol

Yılmaz, Erzincan'da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftar yemeğinde buluştu.

Burada konuşan Yılmaz, şunları kaydetti:

''Terör örgütünü açılım durdurmaz fakat onun insan kaynaklarını giderek azaltır, ona olan katılımı minimuma indirir, uzun vadeli de kurutur. Nitekim bugün terör örgütü yeni eleman bulmakta eskiye nazaran zorlanmaktadır. Şundan emin olun ki, bu hükümet, bu milletin zerre kadar hakkına halel verecek hiçbir çalışma yapmaz. Demokratikleşme yolunda atılan adımlar, terör örgütünün amacının hak ve halk olmadığını göstermesi açısından bile büyük başarıdır. Terörün ardındakilerin istediği, Kürt insanını köleleştirmektir. Terör örgütü birileri için geçim kapısı, bazı dış güçlerin de Türkiye'ye karşı yürüttükleri örtülü operasyonlarının taşeronudur. O güçler böyle ucuz bir taşeronu yerine yenisini koymadıkça, daha etkilisini bulmadıkça bundan da kolay kolay vazgeçmezler.''

Terörle mücadelenin İstiklal Harbi'nde söylendiği gibi 7 düvele karşı verilen bir mücadele olduğunu ifade eden Yılmaz, meselenin İstiklal Harbi'nden bile çok boyutlu ve karmaşık olduğunu belirterek, ''Ancak olayın iyi tarafı geçmişe göre terörle mücadele konusuna çok daha tecrübeli ve akıllıca hareket edilmekte. Son yıllarda demokratikleşme ve kültürel haklar konusunda atılan adımlar bu açıdan önemlidir. Terörün istismar ettiği zemin ortamını ortadan kaldırmaya yöneliktir. Bizim yaşadığımız, bizden öncekilerin hatalarının ceremesinin bedelini ödememizdir. Bu ülkeye sevdalı olmak, bugünün keyfi için yarını heba etmemektir. Bir gelecek projeksiyonuna sahip olmaktır'' diye konuştu.

SİLAHLA GELİRSEN CEVABINI ALIRSIN

Bakan Yılmaz, bazı kişilerin güvenlikçi politika izlendiğini, bazı kişilerin ise bunun tersini düşündüğünü anımsatarak, şunları aktardı:

''İkisini karşılaştırmak lazım, hangisi doğru? Fakat ne onların dediği, ne öbürünün dediği doğru. Biz politikayı bütün olarak görüyoruz. Bu politikanın içerisinde, mücadelenin içerisinde güvenlik de var, adalet de var, insan hakları da var. Biz diyoruz ki, doğru seçenek hem güvenlik hem insan haklarıdır. Beyinleri yabancı kültürler tarafından formatlanan kişilere göre, 'terör silah kullanacak ama siz kullanmayacaksınız.' Yoksa yaptığınız 'güvenlikçi politika' oluyor. Adam geliyor karakol basıyor ona silahla karşılık verildiği zaman 'doğru yapmamış' oluyorsunuz. Eşkıyaya 'dağda elinde silahla ne işin var?' denilmiyor, neden karakol basıyorsun?' diye sorulmuyor. Devlete 'niçin güvenlikçi politika izliyorsun?' diyor. Bundan çarpık düşünce olabilir mi? Bir yandan hukuka bağlı, insan hak ve hürriyetlerini öne alan bir anlayışla, diğer yandan silaha sarılana hak ettiği cevabı verecek şekilde kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Eğer sen milletin karşısına silahla çıkarsan cevabını da alırsın.''

Terörle mücadelenin birbirinden ayrılmaz iki boyutunun olduğunu, birisinin iyi niyet, suçlu ile suçsuzu ayırma hassasiyeti, diğerinin ise terörle mücadelede kararlılık olduğunu dile getiren Yılmaz, ''Eğer iyi niyetli olmazsanız, hukuka riayet etmezseniz, yıktığınız yaptığınızı karşılamaz. Buna karşılık terörle mücadele konusunda kararlı ve azimli olmazsanız o zaman da milletin hakkını korumamış olursunuz. İşte bizim dönemde bu ikisini hayata geçirme azmindeyiz. Bir taraftan suçluyla suçsuzu ayırt edeceğiz, bir yandan da teröre zerre kadar taviz vermeyeceğiz'' ifadelerini kullandı.

COĞRAFYAMIZ KADERİMİZDİR

Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada kavşak noktasında olduğunu kaydeden Yılmaz, ''Coğrafyamız kaderimizdir. Eğer biz Madagaskar olsaydık, Güney Amerika'nın ucundaki Patagonya olsaydık bizim terör sorunumuz da olmazdı. Ama biz bu coğrafyada yolların kavşak noktasındayız. İnsanlık tarihinin başladığı noktada, büyük medeniyetlerinin kesişme noktasındayız. Ancak bunun avantajları da var, dezavantajları da var. Yaşadığımız coğrafyaya sahip olmamızın bir bedeli de var. Genç, canlı, çalışkan yetenekli bir nüfusumuz var. İnsanımızın önünün açıldığında neler yapılabileceğini bu dönemde gördük. 'Bu dinamizmi baltalamak lazım', ne için, işte bunun için. Dış güçler ve onların işbirlikçileri terör silahını kullanmakta. İnşallah halkımızın desteği ile bu süreci aşacağız. Milletimiz rahat olsun. Bu süreci kaybeden Türkiye olmayacaktır'' dedi.

Konuşmasında, İstiklal Marşı'nın ''Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak. Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak'' mısralarını okuyan Yılmaz, şunları kaydetti:

''Evet bu coğrafyada tek bir ocak kalıncaya kadar, bu millet birlik ve beraberliğini sürdürme azmi ve kararlılığı içinde olacaktır. Bugün terörün ardındaki odakların hesabı nasıl 1. Dünya Savaşı'nda ve İstiklal Harbi'nde tamamlayamadıkları bir projeyi tamamlamaksa, terörle mücadelede verdiğimiz şehitler de İstiklal Harbi şehitlerinin son halkası sayılmalıdır. Terör bize büyük can ve mal kaybı yaşatmış fakat amacına ulaşma yönünde hiçbir mesafe alamamıştır, alamayacaktır da.''

Bu arada, iftar öncesinde Erzincan Belediyesi'ni ziyaret eden Yılmaz'a Belediye Başkanı Yüksel Çakır tarafından deriye işlenmiş Türk bayrağı hediye edildi. Bakan Yılmaz ve beraberindekiler AK Parti İl Başkanlığı'nda da partililerle bir araya geldi.