PKK 'Tüm kadro ve sempatizanları' başlıklı bir bildiri yayınladı.
Abone olPKK, kuruluşunun 35'inci yıldönümünde yayınladığı bildiride, çözüm sürecinin gidişatının nasıl olacağı, Türkiye'nin nasıl bir siyasi doğrultu izleyeceğinin 30 Mart yerel seçim sonuçlarına göre belirleneceğini açıkladı.
PKK'nın sitesinde yeralan, 'PKK'nin tüm kadro ve sempatizanlarına' başlıklı PKK Yürütme Komitesi imzalı bildiride, çözüm süreci konusunda, savaşın sonucunda sürecin gelişmesi ve sürecin adı konusunda AK Parti ile Abdullah Öcalan arasında amaç birliğinin bulunmadığı belirtildi.
Bildiride, "AKP baştan itibaren savaşta ulaşamadığı sonuçları siyaset yöntemiyle kazanabilmek için böyle bir süreçten yana olmuş, süreci tamamen 2014 yerel seçimlerini ve Cumhurbaşkanı seçimlerini kazanma amacına bağlamıştır. Diğer yandan önder Apo da AKP'nin bu konumunu değerlendirerek, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü yönünde bazı politik adımlar atmaya zorlamayı hedeflemiştir. Hala böyle bir konumda mücadele etmekte, kendi duruşu çerçevesinde süreci devam ettirmektedir" denildi.
'ALDATILAN, ALDANILAN BİR DURUM YOK'
Çözüm sürecinde bilinmeyen, anlaşılmayan, aldatılan, aldanılan bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığı belirtilen bildiri şöyle devam etti:
"Hareket olarak biz de baştan itibaren hem AKP politikalarını, hem de önder Apo'nun yaklaşımlarını bu temelde değerlendirerek sürece evet dedik. Önder Apo'nun tutumunu daha derinden anlayıp AKP'yi demokratik siyasi mücadeleyle zorlama hedefini pratikte uygun yol ve yöntemlerle yürüterek sonuç almayı hedefledik. Bu sürecin ilk aşaması bu temelde gerçekleşti ve hareketimiz açısından önemli bir siyasi açılımı ve gelişmeyi de sağladı. Fakat ikinci aşamayı geliştirme, yürütmede belli bir zorlanma yaşadık. Fakat, öz itibariyle süreci önder Apo'nun planladığı çerçevede yürütmeye çalıştık."
'SÜRECİN GİDİŞATINI 30 MART SEÇİM SONUÇLARI BELİRLEYECEK'
Yerel seçimlerin de değerlendirildiği PKK bildirisinde, daha sonra şu görüşlere yer verildi:
"Bu bakımdan içine girdiğimiz yerel seçim döneminin genelde Türkiye'de, özel olarak da Kürdistan'da PKK ile AKP arasında kıyasıya bir seçim mücadelesi biçiminde geçeceği açıktır. Türkiye siyasetinin nasıl yürüyeceği, esas olarak 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin sonuçlarına göre belirleneceği anlaşılmıştır. O zamana kadarki süreç ağırlıklı olarak seçim mücadelesi biçiminde geçecektir. Bu nedenle 30 Mart yerel seçimleri siyasi bakımdan büyük anlam ifade etmektedir. Sonuçları Türkiye'nin siyasi gidişatını, doğrultusunu belirleyecektir."
'BARZANİ AMED'E AKP'NİN KOLTUK DEĞNEĞİ OLARAK GİTTİ'
Erbil'de yapılması planlanan ve sürekli ertelenen Kürt Ulusal Kongresi ve Irak Kürdistan yönetimi ile ilişkilerin de ele alındığı bildiride şunlar kaydedildi:
"KDP yönetiminin son dönemlerde hem Rojava ve Bakur'a (Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgesi) dönük politikalarında karşıt tutuma girmiş olduğunu, hem de güneydeki duruşuyla demokratik hükümetin kurulmasını ve ulusal kongre çalışmalarını engellediğini söyleyebiliriz. Halbuki yaz boyu ulusal kongre çalışmaları temelinde tüm parçalardaki Kürtler KDP liderliğini öne çıkartmaya, daha etkili politika yürütür hale getirmeye çalıştılar. Rojava halkı ve demokratik güçler her zaman KDP ile ilişkilere önem verdiler ve dayanışma içinde olmak istediler. Önder Apo, Barzani'yi ulusal kongre eş başkanlığına önerdi ve bu genel olarak da kabul görmüştü. Eğer Kürt iradesiyle birleşmiş olsaydı KDP liderliği Ulusal Kongrenin Eş başkanı, bir yönüyle de Kürdistan'ın başkanı olarak Amed'e, Kamışlı'ya gidebilecekti. Fakat, Kürt iradesine dayanmak yerine AKP ve ABD iradesine dayanması, Kürtlerin başkanı olarak Amed'e gitmek yerine AKP'nin koltuk değneği olarak gitmesi elbette ki onur kırıcı bir durumdur. Bütün Kürt toplumunun onuru kırılmıştır, incinmiştir. Barzani ailesinin bütün toplum nezdinde oluşturduğu itibar bile bu politik tutum sonucunda sarsılmıştır."