BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,22
ALTIN 2.923,64
HABER /  POLİTİKA

PKK bölgeye zehir saçıyor

Cumhurbaşkanı Gül, PKK'nın bölgedeki ilişkileri zehirlediğini açıkladı.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin Irak'taki Kürtlere karşı bir düşmanlığı olmadığını belirterek, ''Ama şu hesabı da iyi yapmaları lazım. Terör örgütünün, yüzyıllara dayanan bu tarihi birliği, kültür birliğini hatta din birliğini, bütün bunları nasıl zehirlediğini görmeleri gerekiyor'' dedi.

Gül, ''Kuzey Irak'taki Kürtlerin terör örgütünün bu ilişkileri zehirlemesine müsaade etmelerinin çok büyük bir gaflet olduğunu'' söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Çankaya Köşkü'nde sanatçılar, gazeteciler, iş adamları, sporcular ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine verdiği resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

PKK ilişkileri zehirliyor

Cumhurbaşkanı Gül, ''Türkiye barışa önem veriyor. Kimseye düşmanlığı yok. Kuzey Irak'a en çok yardım eden ülke biziz. Ne yazık ki Dışişleri bakanıyken de çok söyledim; Terör örgütü bu ilişkileri zehirliyor, esir alıyor'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin kimseyi hedef almadığını, en zor durumlarda kapıları açtığını ifade ederek, ''Irak'ın istikrarına en çok önem veren ülke Türkiye. Hal böyleyken Irak'ın kuzeyinde terör örgütüne bir şey yapılmaması, uzun vadeli analiz yapılamadığını gösteriyor. Bu birliktelik terör örgütü nedeniyle feda edilirse yazık olur'' diye konuştu. Terörle mücadele konusunda ABD'nin Türkiye ile işbirliği yapmasının Türkiye'ye bir lütuf olmadığını ifade eden Gül, ''Bizimle işbirliği yapmaları bize bir lütuf değildir. Bunu böyle görmemeliler. Sorumlulukları var'' dedi. 

Atlantik'in ötesinden burayı bilemezsin! 

Gül, ''NATO anlaşmasından kaynaklanan sorumluluklar mı?'' sorusu üzerine özetle şunları kaydetti:

''Tabii ki... O olmasa bile, NATO dışında da terör konusunda bu kadar hassas olan, bu kadar yeni konseptler geliştiren bir ülke, terörist dediği bir örgütle... Mecbur, bize bir lütuftan dolayı değil bu. Böyle bir sorumluluğu var. Biz ona bu sorumluluğunu hatırlatıyoruz. Kontrol ettiğin bir ülkede ya sen yaparsın, ya da yapana yardımcı olursun. Ben onlara Dışişleri bakanıyken çok söyledim, 'Meksika sınırında eğer orada bir grup olsa, vaktiyle oldu da orayı birisi serbest bir şekilde kullanıyor olsa, sana karşı saldırı için, sen ne yaparsın?' Bu bölgenin sahibiyiz biz. Bu bölgenin en büyük aktörüyüz. Atlantik'in ötesindeki insanlar ne bu bölgenin hassasiyetini, karakterini bilir, ne bu bölgedeki insanların kültürünü bilirler. Türkler hiçbir zaman Irak'ı, Irak'ın kuzeyini kendilerine düşman olarak görmediler. Biz hiç bir zaman görmedik. Kürtleri biz hiçbir zaman düşman görmedik ki Irak Kürtlerini. Bizim Irak'taki Kürtlere karşı bir düşmanlığımız yok. Ama şu hesabı da iyi yapmaları lazım. Terör örgütünün, yüzyıllara dayanan bu tarihi birliği, kültür birliğini hatta din birliğini, bütün bunları nasıl zehirlediğini görmeleri gerekiyor. Buna müsaade etmemeleri gerekiyor. Terör örgütünün bu ilişkileri zehirlemesine müsaade etmeleri çok büyük bir gaflet. Amerikalılar ne yapacak? Gelecek, sonra gidecek...''

Cumhurbaşkanı Gül, ''ABD mi cesaret veriyor?'' sorusu üzerine ''Bu cesaret verilirse gelecekle ilgili hesaplar bu kadar yanlış yapılmış olur. Amerika bir gün gidecek. Çekilme planları yapıyor hepsi. Bölgenin idaresi, bölgenin örfünü, kültürünü bilmeyenlere bırakırsanız, problemlerin üstesinden gelemezsiniz. Neden Atlantik'in ötesinden gelen insanlara bırakılsın? Bu bölgede kimin kalacağı, kimin güç olduğu belli. Terör örgütünün tuzağına düşmemek, cesaret vermemek gerekir'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Gül, New York Times muhabirinin PKK kamplarına girdiğini hatırlatırken, ''Galiba Yahudi lobisi de bize dönüyor'' sözleri üzerine, Türkiye'nin kendi kararını verip kendi planını yapması gerektiğine inandığını söyledi. ''Atlantik'in ötesindeki insanlar bilmez buraların dengelerini'' diyen Gül, onların deneme-yanılma yoluyla gittiklerini belirterek, ''Bu işlerde deneme-yanılma yolunun zararı çok büyük olur. Onun için kendi hesabımızı kendimiz yapacağız, kendi kararımızı kendimiz vereceğiz ve öyle de yapılıyor'' diye konuştu.

Askerlerden haber yok

Cumhurbaşkanı Gül, hükümet, asker ve bütün istihbarat teşkilatlarımız arasında, bugünlerde çok yakın ve olması gereken bir koordinasyonu gözlemlediğini anlatarak, ''Çok dikkatli çalışıyorlar. Başka şey olamaz zaten. Bu kadar maalesef canımızı acıtan bir konuda, başka türlü bir davranış olamaz'' dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Dağlıca saldırısının ardından irtibat kurulamayan 8 askerin durumu hatırlatılarak yöneltilen ''Kendileriyle irtibat kurulamıyor mu?'' sorusuna, ''Maalesef evet'' yanıtını verdi. 

Basının otokontrolü kendi elinde olmalı

Bir gazetecinin, kriz durumunda bilgilendirme sıkıntısı yaşadıklarını dile getirerek, ''Bilgilendirme saatler sürebiliyor. Askerlerin kaçırılıp kaçırılmadığını 24 saat sonra öğrenebildik'' sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Gül, bilgilendirmenin önemli olduğunu, düzgün bilgilendirme olmadığında doğru-yanlış kaynaklardan bilgi alındığını kaydetti. Gül, Türkiye'yi ilgilendiren böyle kritik konularda basının kendi içinde bir otokontrolünün olması gerektiğini söyledi.

Gül, ''Bu tip konularda bilerek ya da bilmeyerek bir yarış olmaması lazım. Kimseyi burada suçlamıyorum ama ben bunu Dışişleri bakanı olarak ABD'de, Yunanistan'da gördüm açıkçası. Kendi içlerinde bir kontrol var. Bir değerler mekanizması var kendi içlerinde. Böyle bir fikir geliştirilebilir'' diye konuştu.

Siz de yabancı kanallara konuşun

Gazetecilerden yabancı kamuoyunu bilgilendirmek için yabancı televizyonlara çıkarak konuşmalarını da isteyen Gül, izlediği bir programı örnek verdi. Gül, ''El Cezire'deki bir programa bütün Arap dünyasından katılım oluyordu. Bütün Araplar Türkiye'ye destek veriyorlar. İlk defa böyle önemli bir konuda dış kamuoyu Türkiye'nin bu kadar çok yanında. O da bilgilendirmekle ilgili. Hepiniz çıkın bu yabancı televizyonlara, BBC'de, CNN'de konuşun'' dedi.