PKK ağzıyla gazetecilik yapılıyor!
Pişkinlik yapmak yerine, Türkiye seçmeninin yaptığını okumaya bakın. Sizde hiç mi kabahat yok, kandan, olağanüstü süreçten söz ediyorsunuz. Bir başkasında kabahat arama hastalığından ne zaman vazgeçeceksiniz?
Yüzde 50 oy da kâr etmedi, kafalar geçmişin paslı çengeline takılı kalmış çünkü.
"Korkunun zaferi" öyle mi?
Yazıklar olsun!
Erdoğan'a duydukları öfke, akıllarının önüne geçmiş bunların. Vicdanları o kadar kararmış ki, PKK'nın ağzıyla konuşuyorlar artık. Seçimin hemen ardından e bir bakın Allah aşkına.
PKK'nın gazetesi "Yeni mücadele dönemi" başlatıyor. Cumhuriyet, "Korkunun zaferi" diyor, Erdoğan öfkesi Yeni Asya'yı da bu gazetelerin peşine takıyor.
Yazık ki ne yazık!
Ey güzel insanlar...
Bir seçim daha halkın zaferiyle son buldu.
Herkesin bir bahanesi tabii ki olacak. Kimi "korku" diyecek, kimi dünden kalan alışkanlığını sürdürecek, kimi öfkeden ne dediğini bilemeyecek hale gelecek.
Terördür...
İŞİD'dir...
Kadri Gürsel'e göre..
AK Parti'nin yüzde 50'sine Ankara'daki patlama sebep olmuş!
Türkiye ekonomisine ilişkin tek kelime etmemiş AK Parti.. (Asgari ücretin bin 300 liraya çıkarılması, emekliye zam, polis ücretlerindeki düzelme. Bunları geçin kelimeden sayılmıyor.) Şunu yapmış AK Parti. Seçmenine çeki düzen vermiş!
AK Parti seçmenini kendi statükosu etrafında toparlamayı başarmış!
Başarmış ama bu bile bir başarı değilmiş!
Pes Kadri!
Ağlak bir ses tonuyla, Şirin Payzın'a yüzde 50'ye skor olarak bakılmaması gerektiğini söyleyince, zaten ben orada koptum.
Zap!
Muhalefetin bahanesi hazır!
Türkiye'de olağanüstü bir sürecin olduğu doğrudur. Ama bu süreç, AK Parti'nin lehine bir süreç değildi. Hergün gelen şehit haberleri biraz daha AK Parti'den alıp götürdü.
Türkiye'nin yönetimini elinde bulunduran iktidarın istihbarat zaafı sebep olmuştu Ankara'daki katliama. Eğer bir tahribat verdiyse o patlama, muhalefete değil iktidara verdi.
O zaman siz neyin olağanüstü sürecinden bahsediyorsunuz. Kan üzerinde siyaset yaptınız aylarca. Başarılı olmadınız diye, şimdi o kanı 1 Kasım'ın galibi AK Parti'ye sıçratmaya çalışıyorsunuz.
Pişkinlik yapmak yerine, Türkiye seçmeninin yaptığını okumaya bakın. Sizde hiç mi kabahat yok, kandan, olağanüstü süreçten söz ediyorsunuz. Bir başkasında kabahat arama hastalığından ne zaman vazgeçeceksiniz? Sen kendine bak, özür dile bu milletten. Milleti okuyamadığını söyle...
Ama ben kime söylüyorum?
Boşa yazıyorum..
Bu hastalıklı bir haldir, böyle devam edip gider....
Saygısızlığa tahammül edilir mi?
Toplumun yüzde 50'sinin hür iradesine saygı göstermiyorlar. AK Parti yüzde 41'e inince sevindiler.
AK Parti'yi cezalandıran seçmeni sahiplendiler.
Ama yüzde 50'yi görününce, eski hastalıkları nüksetti
Yüzde 50'lik diğer blokun nefretinden dem vurmaya başladılar..
Bu saygısızlıklarına karşı koyduğumuzda tahammülsüz oluyoruz.
Söyleyin kim tahammül eder böyle bir saygısızlığa?