Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, PKK'nın 2015 genel seçimi hesabını köşesine taşıdı.
Abone olİNTERNETHABER.COM - Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Kandil'in 2015 genel seçim hesabını köşesine taşıdı.
Kandil’e giden HDP heyetinden gelen ilk sinyaller olumlu olduğunu belirten Abdülkadir Selvi, Kandil'in seçim hesabı yaptığını dile getirdi:
"Ancak, Kandil’in direncinin tam olarak aşıldığını söylemek için erken. HDP-Kandil ekseninde, 'Seçimlerden önce silahsızlanma kararı alındığı taktirde, bu seçimlerde AK Parti’ye yarar şeklinde' hesaplar da yapılmıyor değil. Barış samimiyet ister. Bu seçimde HDP’ye, öbür seçimde AK Parti’ye yarar diye bir hesabın içine girmek barışın ruhuna aykırıdır."
Abdülkadir Selvi, "Irak ve Suriye’de Kürtlere yönelik IŞİD saldırılarının olduğu bir sırada PKK’ya silah bırak demenin gerçekçi bir tarafı yok" dedi.
Abdülkadir Selvi'nin 'Kandil, Öcalan’a direniyor' başlıklı yazısı şöyle:
BARIŞI YAKALAYACAK BİR NOKTADAYIZ
(...) Şimdi ise PKK’nın Türkiye’de silahlı mücadeleyi bıraktığını ilan etmesi aşamasına geldi.
Elimizi uzattığımızda barışı yakalayacak bir noktadayız.
Çünkü yürütülen müzakereler sonucunda Öcalan 4 Şubat 2015 günü, PKK’nın Türkiye topraklarında silahlı mücadeleyi bıraktığının ilan edilmesi mesajını verdi. PKK lideri, Kandil’de kongreyi toplayıp, silahsızlanma kararını almalarını istedi.
Geçen süre zarfında Kandil, Öcalan’ın mesajına direndi. Çünkü bizim için çözüm olan, Kandil için başka anlamlar ifade ediyordu.
YALÇIN AKDOĞAN'IN KATKISI BÜYÜK
Bu süre zarfında siyasi irade çok sağlam durdu. Zaten çözüm sürecini başlatan, “Gerekirse baldıran zehri içerim” diyen Recep Tayyip Erdoğan’dı. Çözümün mimarının, milletin seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olması demek, çözüm sürecinin de daha güçlü bir iradeye kavuşması demekti.
Ayrıca Davutoğlu hükümeti, çözümü birinci gündem maddesi yapıp, sonuç odaklı bir strateji izledi. Burada çözüm sürecinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın devlet adamı kararlılığının sonuca yaklaşmamızda çok önemli bir katkısı olduğunu belirtmek isterim.
Eğer Kandil’in direnci olmasaydı biz şu ana kadar çözüm sürecinin nihai amacı olan PKK’nın silahlı mücadeleyi bıraktığını ilan etmesine tanık olabilirdik.
Ancak böylesine büyük olaylarda gün farkının önemi yok. Önemli olan sonuca ulaşabilmek.
Çünkü bu Türkiye açısından tarihi bir dönüm noktası olacak. 30 yılını savaşa ayırmış, yüz yılını ret ve inkar politikalarının gölgesinde geçirmiş bir ülke için, barış demek, çözüm demek, Türklerle Kürtlerin tarihi beraberliklerini yeniden başlatmak demekti.
Artık o aşamaya çok yaklaştık.
AK PARTİ'YE YARAR HESABI YAPILIYOR
Kandil’e giden HDP heyetinden gelen ilk sinyaller olumlu. Ancak, Kandil’in direncinin tam olarak aşıldığını söylemek için erken. HDP-Kandil ekseninde, ”Seçimlerden önce silahsızlanma kararı alındığı taktirde, bu seçimlerde AK Parti’ye yarar şeklinde” hesaplar da yapılmıyor değil. Barış samimiyet ister. Bu seçimde HDP’ye, öbür seçimde AK Parti’ye yarar diye bir hesabın içine girmek barışın ruhuna aykırıdır. Ayrıca eğer çözüm süreci olmasaydı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 9.8’i alabilir miydi? Daha da ötesi, karakolların basıldığı bir dönem yaşansa, Türkiye’lileşme vaadiyle Ege’den, Marmara’dan oy alabilir miydi? Kazan-kazan formülü geçerli burada. Barışı sağlayacak herkesin kazandığı bir formül bu.
PKK SİLAHLI MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEK
Bu arada neden ısrarla, PKK’nın Türkiye’deki silahlı faaliyetlerini bitirdiği ilan edilecek diyorum. Çünkü Suriye ve Irak konjonktürü ile IŞİD faktörü nedeniyle bu aşamada Kandil’in kendini feshedip, silahlı mücadeleyi toptan bırakması beklenmiyor. Irak ve Suriye’de Kürtlere yönelik IŞİD saldırılarının olduğu bir sırada PKK’ya silah bırak demenin gerçekçi bir tarafı yok. İran’da PJAK, Suriye’de PYD Irak’ta başka bir adla mücadelelerini sürdürecekler.
Ankara bu konuda realist...
Öcalan’ın çağrısına Kandil’in olumlu yanıtı geldiği taktirde Ankara’da Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın başkanlığında HDP ve hükümet temsilcilerinin de yer alacağı ortak bir açıklama yapılacak. Türkiye açısından tarihi bir an yaşanacak. Ondan sonra ise çözümün hayata geçirilmesi için gerekli olan mekanizmalar işlemeye başlayacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği gibi, “uygulama çok önemli.”
KORKMAYIN DEVLETİMİZ BÖLÜNMEYECEK
Gözlemci heyeti, hasta KCK’lıların durumu, Öcalan’ın yanındaki mahkumların değişimi gibi.
Korkmayın devletimiz bölünmeyecek. Tam tersine, Türkiye Cumhuriyeti daha büyük bir devlet olacak. Tarihten gelen büyük yürüyüşümüz çok önemli bir ivme kazanacak.
Başbakan Davutoğlu’nun dediği gibi, ”İnşallah Türkiye’ye güzel bir bahar havası gelecek.”