Çözüm süreci ile ilgili Abdullah Öcalan'ın hükümete 15 Ekim'e kadar süre verdiği iddia edildi.
Abone olPKK'nın üst düzey yöneticilerinden Sabri Ok, Abdullah Öcalan'ın, "hükümetin 15 Ekim'e kadar adım atmaması halinde ateşkesin bozulacağını" söylediğini açıkladı.
Ok, Deutsche Welle İngilizce servisince yayımlanan mülakatında, çözüm sürecinin halen ikinci aşamasında olması gerekirken, bu yönde elde tutulur bir hareketi görmediklerini belirterek, bekledikleri adımların ne olduğu konusunda Akil insanların raporlarına gönderme yaptı, "Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması, ana dilde eğitim ve yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılmasını" sıraladı.
Sabri Ok, Ankara’nın ayrıca “Kürt topraklarında askeri varlığını arttırdığını ve barajları inşa etmesini sürdürdüğünü” de söylediği mülakat sırasında “KCK ne kadar daha beklemeye hazır?” sorusuna, “Sabrımızın bir sınırı var ve az zamanı var. Biz üzerinde mutabık kalınan her adımı atmış bulunuyoruz. Ancak sürecin sonu gelmezse, bu bizden kaynaklanmayacak” karşılığını verdi.
LİDERİMİZİN SAĞLIĞI KIRILGAN
"Liderimiz Ankara 15 Ekim’e kadar adım atmazsa ateşkes bozulacağını söyledi” diyen Ok, (İngilizce metinde bu cümle şöyle geçiyor: Our leader has recently said that if no step is taken by Ankara by October 15, the ceasefire will be broken) neden az zaman kaldığını söylediğini anlatırken, "Çünkü liderimizin sağlığı kırılgan ve defalarca bağımsız bir sağlık komisyonun kendisini ziyaret etmesini talep etti” dedi ve "bu konuda çok hassas” olduklarını ekledi.
"SON GRUP 56 GÜN YÜRÜDÜ"
"Şimdiye kadar kaç savaşçı çekildi?” sorusunu yanıtlarken “Biz meseleye sayı olarak bakmıyoruz” diyen Ok, bir karar aldıklarını ve bu kararı yerine getirdiklerini belirterek “Son grup, birkaç gün önce 56 gün yürüdükten sonra Dersim’den geldi. Her tabur, bu dağlara varıncaya dek sürekli insansız hava araçlarınca izlendi" dedi. Ok, Türkiye’den çekilen PKK’lıların Suriye’ye geçtiği iddialarının anımsatılması üzerine de “Tüm savaşçılar Kandil Dağları’nda” dedi.
Suriye’deki Kürtlerin “ne muhalefet ne de rejimin yanında yer aldığı”na dikkat çekilerek bu “üçüncü yolun gerçekçi olup olmadığı” yönündeki sorunun karşısında, “Biz bu üçüncü çizgiyi ütopik gibi değil, bir gerçek olarak görüyoruz. Bu mücadele çizgisinin de gözde görülür sonuçları var” yanıtını veren Ok, Kürtlerin topraklarının da “kendi kendini yönetme hakkının olduğunu” söyledikten sonra şöyle devam etti:
“Son günlerde Ankara’nın desteklediği İslamcı gruplar ile yoğun çatışmalar oldu çünkü Türkiye, Suriye’de herhangi bir Kürt oluşumu istemiyor. Bizim halkımız, Aleviler, Ermeniler vesaire, topluluklar arasında kardeşlik ve El Nusra gibi gruplardan kurtulmak için yemin etmiş durumda. Türkiye, Suriyeli Kürtleri düşman bir komşu olarak görmemelidir.”
"GEZİ GÖSTERİLERİ TÜRK VE KÜRT HALKLARINI BULUŞTURAN KÖPRÜ"
Ok, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin olarak ise gösterilerin çevreci bir eylem olarak başladığını ve “Kürt milletvekillerinin öncülük ettiği”ni belirterek, “İlk kıvılcım, AKP politikalarına karşı olan tüm sektörleri biraya getirdi. Ankara’nın o kadar büyük bir şiddetle yanıt vermesi gerekmezdi, çünkü insanların bir şeyi reddettiklerini demokratik yollardan gösterme hakkı var. Bu gösterileri Türk ve Kürt halklarını buluşturan bir köprü olarak görüyoruz. Korkusuzca bir şey istenmediğini dile getirmek, sağlıklı bir adet, çünkü şimdiye kadar böyle bir şey duyulmamıştı. Ben de, protestoların demokratik ve barışçıl yoldan sürmesi gerektiğine güçlü biçimde inanıyorum" dedi.