Petrol üreten ülkelerin ticertte euroya geçmesi ve ABD'ye dünya üzerinde duyulan öfke doları yıktı.
Abone olVenezuela, İran ve Irak gibi petrol üreten birçok ülkenin ticaretlerinde euroyu kullanmaya başlaması üzerine paniğe kapılan ABD, bu durumu Irak işgali sonrası da düzeltemedi. Bunda dünya üzerinde halkların ABD'ye duyduğu öfkenin de payı olduğu ileri sürülüyor. Yatırımcıların yeni gözdesi euro geçen hafta uluslararası piyasada dolar karşısında son dört yılın en yüksek düzeyi olan 1.1287'ye dek yükseldi. Türkiye piyasasında euroya ve altına geçişin yanı sıra yüksek faiz sebebiyle parasını TL olarak bankalarda değerlendirenlerin sayısı da giderek artıyor. Yüksek faiz vatandaşa dolar bozdurtuyor Türkiye piyasasında uluslararası piyasaya paralel olarak değer kaybeden dolar, bir darbeyi de yüksek reel faizlerden yedi. Yapı Kredi Bankası Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkan Yardımcısı Rona Yırcalı, "Doların düşmesinin ana sebeplerinden biri, insanların dolardan çıkarak TL'ye dönmesi ve bunu da devlet faizi alarak yüksek faizden faydalanarak yapması... Bugün yüzde 25 ile 30 arasında bir enflasyonda siz 55 faiz alırsanız, çok önemli bir fark oluyor ve insanlar doğal olarak buna yöneliyorlar. Dolar eski cazibesini kaybetmiş vaziyette. Onun için bu düşmeyi görüyoruz" dedi. Güvensizlik ortamı aşıldı Açıklamasında ekonomideki son gelişmeleri de yorumlayan Yırcalı, yatırımcı, halk ve tüketici nezdinde ekonomideki gelişmelerin kalıcılığının güven ortamına bağlı olduğunu ifade ederek, Irak savaşından önce hükümetin bazı girişimlerinin piyasalarda tereddüt yarattığını, ancak daha sonra izlenen politikalarla bunun giderilmeye çalışıldığını söyledi. Türkiye'de güven ortamının tam sağlanamadığını dile getiren Yırcalı, şöyle devam etti: "Piyasalardaki iyimserliğin kalıcı olması için güvenin tam olarak yerleşmesi gerekir. Güven dediğimiz zaman, başta bizi idare edenlerin bu ülke için yaptıklarını iyi ve doğru yaptıklarına herkesi inandırması lazım ki yatırım yapılsın, hatta insanlar mal alsın, tüketim yükselsin, üretim artsın ve en önemlisi işsizlik azalsın. İnsanlar bırakın beyaz eşyayı, arabayı, giyim eşyası almakta bile tereddüt ediyorlardı. O dönemi atlattık. Özellikle gıdada, beyaz eşyada ilerleme görüyoruz." Kredi talebinde artış var Yırcalı, bankacılık sektöründe kredilerin hareketlendiğine ve kredi talebinin arttığının gözlendiğine dikkat çekerek, yapısal alanda olmak üzere bankacılık sektöründeki zorlukların ise devam ettiğini söyledi. Finans sektörünün sağlam ayaklara oturtulmaması halinde ekonominin iyiye gitmesinin imkansız olduğunu vurgulayan Yırcalı, bankacılıkla ilgili kanunların sürekli değiştirilmesinin doğru olmadığını savunarak, "Önemli bir sektörde bu kadar çok değişiklik olması doğru değil" dedi. TL DEĞERLİ, AMA SORUN YOK Dış Ticaret Müsteşarı Tuncer Kayalar, dolar açısından TL'nın değerlenmiş vaziyette olduğunu belirterek, "Ama şu aşamada ihracatın artışını tehdit edecek boyutta bir durum görünmüyor" dedi. Kayalar, sorularını yanıtlarken, son dönemde TL'nin değer kazanmasının ihracata etkisi ile ilgili olarak, olayın euro ve dolar olmak üzere, iki boyutu olduğunu kaydetti. İhracatın yüzde 53'ünün AB ülkelerine yönelik olduğunu hatırlatan Kayalar, euro açısından herhangi bir sıkıntı olmadığını belirtti. YENİŞAFAK