PINAR GÜLTEKİN davasında, sanık Cemal Metin Avcı'nın mahkeme heyetine yeni deliller sunacağını belirtmesi ve erteleme talep etmesi üzerine duruşma 16 Mayıs'a ertelendi. Annesi fenalaştı,
Abone olMuğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili Cemal Metin Avcı ile diğer sanıkların yargılanmasına devam edildi.
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın on birinci duruşmasına, sanık Cemal Metin Avcı, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz yargılanan Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı ve taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Annesi fenalaştı
Maktulün babası Sıddık Gültekin de duruşma salonunda yer aldı. Duruşma öncesindeki yürüyüş sırasında fenalaşan anne Şefika Gültekin ise sağlık kontrolü için hastaneye kaldırıldı.
Mahkeme heyeti, sanık Mertcan Avcı için "canavarca hisle, eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme suçuna iştirak" suçundan açılan davanın, mevcut dosyayla birleştirilmesine karar verdi.
Gültekin ailesinin bir önceki celsede bulunduğu reddi hakim talebinin kabul edilmedi açıklanan duruşmada, Adli Tıp Kurumuna yazılan müzekkereye cevap gelmediği belirtildi.
Duruşma savcısı, Adli Tıp Kurumundan gelecek raporun beklenilmesini ve Mertcan Avcı'ya savunmasını hazırlamak üzere gerekli sürenin verilmesini istedi. Savcı ayrıca sanık Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına, Mertcan Avcı'nın ise tutukluluk isteminin reddini ve adli kontrol şartıyla yargılanmasını talep etti.
"Yeni deliller sunacağız"
Söz verilen sanık Mertcan Avcı, suçlamaları kabul etmeyerek savunma yapmak için ek süre talebinde bulundu.
Sanık Cemal Metin Avcı da yeni avukatlarıyla gelecek duruşma mahkemeye yeni deliller sunacaklarını ve savunmasını yapacağını söyledi.
Gültekin ailesinin avukatı Yiğit Gökçehan Koçoğlu ise yargılamanın başından bu yana Mertcan Avcı'nın işin içinde olduğunu söylediklerini belirtti.
Savcının çok güzel bir mütalaa verdiğini kaydeden Koçoğlu, "(Mertcan Avcı cinayet anında oradaydı) dedi. Biz de suç duyurusunda bulunduk. Bu olayı birlikte işledikleri çok açık şekilde ortada." dedi.
Sanık Cemal Metin Avcı'nın avukatı Ali Abdullah Erinan ise dosyaya giren 3 adli tıp raporu bulunduğunu ve bunları veren heyetin aynı olduğunu iddia etti. Erinan, 3 raporunda birbirinden farklı olması nedeniyle bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini savundu.
Mahkeme heyeti, ara kararında, sanık Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına, Mertcan Avcı'nın tutuklanmasına ilişkin talebin reddine, uygulanan adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmetti.
Heyet, Adli Tıp Kurumuna yazılan müzekkere cevaplarının beklenilmesine, Mertcan Avcı'ya savunmasını hazırlamak ve avukatını belirlemek üzere süre verilmesine karar vererek, duruşmayı 16 Mayıs'a erteledi.
Duruşma öncesi Muğla Adliyesinin önünde toplanan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve bazı kadın derneklerinin üyeleri, Pınar Gültekin'in fotoğrafları ile kadın cinayetlerini protesto etti. Gruba destek veren Pınar Gültekin'in üniversiteden arkadaşı Merve Dinçer de arkadaşının öldürülmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
- "Adaletten başka bir şey beklemiyoruz"
Duruşma sonrası gazetecilere konuşan baba Sıddık Gültekin, Bitlis'ten geldiklerini, İstanbul'dan da duruşmaya katılan yakınları olduğunu söyledi.
Şimdiye kadar 3 kez reddi hakim talebinde bulunduklarını dile getiren Gültekin, mahkemede kendilerini sanık gibi hissettiklerini öne sürdü.
Gültekin, "Sanki karşı taraf mağdur. Bu nedenle duruşmaya girmedim. Sadece şikayetçi olmak için içeriye girdim. Daha önce de mahkemeyi boykot etmiştim. Yine Bitlis'ten geleceğim ama karar mahkemesine de girmeyeceğim. Burada yalnız Pınar öldürülmedi. Bütün kadınlar, anneler öldürüldü. Mağduruz ve adaletten başka bir şey beklemiyoruz." ifadelerini kullandı.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığının Mertcan Avcı için ağırlaştırılış müebbet hapis cezası istemiyle iddianame hazırlamasına rağmen sanığın dışarıda olduğunu vurgulayan Gültekin, bu durumun kendileri için çok zor olduğunu kaydetti.
Olay
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin (27), 16 Temmuz 2020'de Akyaka Mahallesi'nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin'i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de deliller ortaya konunca bir süre arkadaşlık yapıp ayrıldığı Gültekin'i bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.
Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine gözaltına alınmış, "delil karartmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı.
- Dava süreci
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Cemal Metin Avcı'nın "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı'nın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Yargılama sürerken Mertcan Avcı'nın tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ek iddianamede ise sanık Avcı'nın anne ve babası ile eski eşinin de aralarında olduğu bazı yakınlarının suç delillerini yok edip gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğu kanaatiyle ayrı ayrı cezalandırılmaları istenmişti.
Yargılama sırasında Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca "canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme suçuna iştirak" suçundan Mertcan Avcı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, 3. Ağır Ceza Mahkemesince savcılığa iade edilmişti.
Başsavcılığın itirazını kabul eden üst mahkeme, Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesinin "iddianamenin iadesi" kararının kaldırılmasına ve evrakın gereğinin yapılması için Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesine iadesine hükmetmişti. Üst mahkeme, verilen karar kesin olduğundan kanun yollarına başvurma olanağının da bulunmadığına oy birliğiyle karar vermişti.