Picasso, ilk kez Pera'da
Pablo Picasso`nun ``Suite Vollard`` adlı gravür serisi 16 Şubat-18 Nisan 2010 tarihleri arasında ilk kez Pera'da sanatseverlerle buluşuyor.
Abone olSuna ve İnan Kıraç Vakfı (SVİKV) Pera Müzesi, kuruluşunun 5`inci yılında, 20. yüzyıl sanatının büyük ustası Pablo Picasso`nun ``Suite Vollard`` adlı gravür serisini 16 Şubat-18 Nisan 2010 tarihleri arasında ilk kez ve bir bütün olarak sanatseverlerle buluşturuyor.
Dönemin sanat simsarlarından Ambroise Vollard tarafından sipariş edilen ve 100 gravürden oluşan sergiyle ilgili Pera Müzesi`nde gerçekleşen basın toplantısında konuşan SVİKV Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, sergiyi İnstituto Cervantes ve Fundacion Mapfre işbirliği ile gerçekleştirdiklerini söyledi.
Birol, 20. yüzyılın şüphesiz en büyük ustalarından olan Picasso`nun aşk, şiddet, sanatsal yaklaşım güçlükleri gibi konulara eğildiği ``Suit Vollard`` serisindeki eserlerin, başyapıtlarından ``Guernica``yı andırdığını ifade etti.
Fundacion Mapfre Direktörü ve sergi küratörü Pablo Jimenez Burillo da, çok sevdikleri bir ülke olan Türkiye`de kendilerini gerçekten tanımlayan eserleri sergilemekten ve Pera Müzesi ile yaptıkları işbirliğinden duydukları memnuniyeti dile getirdi.
İnstituto Cervantes Direktörü Carmen Caffarel de Türkiye ve İspanya`nın Medeniyetler İttifakı`nın kurucuları olduklarını belirterek, İspanya hükümetinin stratejik kararlarına çok uygun olan bu işbirliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Dünyada 400 milyon insanın İspanyolca konuştuğunu belirterek, İspanyolca ve İspanya`nın yurt dışında daha çok tanıtılması için enstitülerinin çeşitli etkinlikler gerçekleştirdiğini söyleyen Caffarel, ``Bu sergiyi gezdikçe bizim kültürümüzü, 400 milyon insanın nasıl hissettiğini göreceksiniz`` dedi. Serinin daha önce Hindistan`da sergilendiğini anlatan Caffarel, Cervantes Enstitüsü`nün serginin daha iyi anlaşılması için `Picasso kültürü ve Picasso`yu yeniden düşünmek`` adlı sohbetler de gerçekleştireceğini söyledi.
DÜNYADA ÇOK AZ ÖRNEĞİ VAR
Toplantı sonunda Birol, Burillo ve Caffarel basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Suite Vollard serisinin maddi değeri ile ilgili bir soruya Burillo, Suite Vollard`ın hiç bozulmamış tam bir seri olduğu için dünyada çok az örneği bulunduğunu, değeri ile ilgili satışta herhangi bir seri olmadığı için tam bir rakam vermenin güç olduğunu belirtti.
Yapıtlarını ancak talep gelirse imzalayan Picasso`nun seride imzası olup olmadığına dair bir soruya Burillo, Picasso`nun plakalara imza attığını, elle imzalanmış çok az örnek olduğunu belirterek, ``Bu koleksiyonda 10-12 Picasso tarafından imzalanmış gravür var. Bu çok garip bir şey diyebilirim. O bazen özel anlam vermek istiyorsa imza atar. Ayrıca koleksiyon çok önemli bir sanat simsarından aldığımız bir koleksiyon. Vollard, Picasso`nun Paris`te ilk sergisini hazırlamıştı. Seri üzerine her hangi bir şüphe su götürmez`` şeklinde konuştu. Brillo, eserlerin korunmasının ise çok ciddi şekilde yapıldığını belirterek, eserlerin sergilendiği her bir güne karşılık 3 gün karanlıkta tutulduğuna dikkati çekti.
Özalp Birol da sergi için beklenen ziyaretçi sayısıyla ilgili bir soruya, her zaman niceliğe değil, niteliğe önem verdiklerini, nitelikli doğru işler yapmayı amaçladıklarını kaydetti. Birol, ``Suite Vollard sergisinin de Chagall sergisinden aşağı kalmayacak bir ilgi göreceği kanaatindeyiz`` dedi.
Toplantının ardından sergi, basın mensuplarına gezdirildi. Picasso`nun sanatsal üretkenliğinin doruğunda olduğu sırada içinde bulunduğu yaratıcı evrenin bazı anahtarlarını ortaya koyan konuları, biçemi ve tekniği yansıtan bu seride, Picasso`nun aşkları, model ve heykeltıraş, çıplaklık, portre ve farklı mitolojik temalar bulunuyor.
Aynı zamanda bir heykeltıraş, seramikçi ve gravürcü de olan Picasso`nun en iyi ürünleri arasında olan Suite Vollard, düzen ve şiddet, klasizm ve biçim bozum, dinginlik ve kaos arasında gidip gelen Picasso tipi diyalektiği yansıtıyor. Mantıksal bir sıralamanın olmadığı kronolojisinin güncel olayları ve sanatçının kişisel deneyimlerini izlediği seride, oyma baskılarla Picasso`nun aşk, çıplaklık, erotizm, tutku, kaos, portre mitolojik temalar ve yaşam öyküsel göndermeleri dikkat çekiyor. Sergi çerçevesinde Pera Müzesi`nde konferanslar ve çocuklara yönelik eğitim programları da gerçekleştirilecek.