BIST 9.916
DOLAR 35,14
EURO 36,63
ALTIN 2.965,02
HABER /  GÜNCEL

Petrol devlerinin gözü Türkiye'de

Doğu Karadeniz'de Türkiye'yi dışa bağımlılıktan kurtarabilecek petrol bulundu. Petrol kokusunu alan dev şirketler Türkiye'deki rezervler için şimdiden kulise başladı.

Abone ol

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ve İngiliz petrol şirketi British Petroleum'un (BP) Karadeniz'deki 15 yıllık petrol arama çalışması nihayet sonuçlandı. Doğu Karadeniz'de Türkiye'ye 40 yıl yetecek petrol bulundu. BP, anlaşmasının bitmesine yakın bulunan petrol için haziranda sondaja başlayacak. Bu sahadan yılda 20 milyon ton petrol üretilebileceği belirtiliyor. Karadeniz petrolüyle birlikte Kuzey Irak'taki üretim anlaşmaları da Türkiye'yi petrolde dışa bağımlılıktan kurtaracak. Ancak kokuyu alan dev şirketler, dünyada artan petrol fiyatlarının da etkisiyle Türkiye'deki rezervlerin öneminin farkına vardı. BP ile anlaşma yenilenmeseydi devreye bir başka petrol devinin girebileceği yönünde yorumlar da yapılıyor. Bu arada hükümetinin arkasında olduğunu söyleyen Avustralyalı Senatör Ross Lightfoot da, tüm gücüyle Türk firmaların Kuzey Irak'taki petrol arama anlaşmalarını iptal ettirmeye, kendi şirketlerini devreye sokmaya çalışıyor. İhtiyacımızın yüzde 70'i Doğu Karadeniz'de bulunan rezervin, Azerbaycan'ın Şah Denizi petrol sahası büyüklüğünde olduğu belirtildi. Türkiye için hayati öneme sahip sürpriz bir kararla, haziran ayında sondaj için düğmeye basılmasına, bir yıl sonra da üretime geçilmesine karar verildi. Samsun'dan başlayıp Artvin açıklarına kadar uzanan bölgede, Türkiye'nin petrol tüketiminin yüzde 70'ini 40 yıl boyunca karşılayabilecek büyük petrol sahasının, bugünkü koşullarda ekonomik değeri olduğu da saptandı. Bu bölgede, üretim maliyetinin yaklaşık 20 dolar olacağı belirlenirken, petrol fiyatlarının 50 doların üzerine çıkması nedeniyle 600 ila 800 metre derinlikteki saha, 'ekonomik değerde' kabul edildi. Sahadaki petrol rezervinin 800 milyon ile 1 milyar ton arasında olacağı tahmin ediliyor. TPAO Çevre Mühendisi Doğa Atay, TPAO ve BP Petrol Arama Girişimi tarafından Doğu Karadeniz'de sondaj çalışmalarına, haziran ayında Hopa İlçesi'nin 40 kilometre kuzeybatısında başlanacağını belirtti. Güler sürpriz yapacak Petrol tüketimi açısından dışa bağımlı olan Türkiye, son dönemde Karadeniz'de yaptığı aramalardan sürpriz sonuçlar elde etmeye devam ediyor. Daha önce Akçakoca açıklarında ekonomik değerde büyük doğalgaz yataklarının bulunmasından sonra, 'Daha büyük sürprizlerimiz olacak' diyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in büyük sürprizinin Doğu Karadeniz'deki petrol yatakları olduğunu ortaya çıktı. Güler, dün yaptığı açıklamada da haziran ayında sondaja başlanacağını belirtti. BP ile anlaşma yenilenmişti TPAO, 27 Ocak 1990 tarihinde İngiliz petrol şirketi BP ile Orta Karadeniz açıklarında petrol arama konusunda bir anlaşma imzaladı. 1991'de ise anlaşma ortak işletme anlaşmasına dönüştürüldü. Ancak o tarihten 2001 yılına kadar ne BP ne de TPAO bu konuda adım atabildi. İki şirket arasındaki anlaşmanın süresinin dolmasına kısa bür süre kala, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevine Hilmi Güler getirildi. Güler, Türkiye'nin petrol ve doğalgaz aramaları için ortaya koyduğu performansın yeterli olmadığını belirterek, aramalar için daha fazla para ve efor ortaya konmasını istedi. Güler'in kararlılığı üzerine önce Akçakoca açıklarında 6 ayrı bölgede doğalgaz yatakları bulundu. Şah Denizi kadar TPAO ile BP arasındaki ortak üretim anlaşmasının dolmasına kısa bir süre kalan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, inisiyatifi eline alarak BP ile varılan anlaşma çerçevesinde petrol aramalarının Doğu Karadeniz'i kapsayacak şekilde genişletilmesini istedi. Toplam 50 milyon dolar harcanarak Samsun-Artvin arasındaki bölgede iki sondaj kuyusu açıldı. Üretim amaçlı olmayan bu kuyular aracılığı ile Azerbaycan'ın Şah Denizi sahası büyüklüğündeki bir petrol rezervinin Rize açıklarında bulunduğu anlaşıldı. 600 ila 800 metre derinlikteki sahadan petrol üretiminin ekonomik olduğuna karar verilince, araştırma derinleştirildi. 20 milyon ton üretim Bu rezervin, yıllık 28 milyon 630 bin ton sivil petrol tüketimi olan Türkiye'nin toplam tüketiminin yüzde 70'ini karşılayabilecek düzeyde olduğu belirlendi. Yıllık 2.55 milyon tonluk üretimle 28 milyon 630 bin tonluk tüketiminin sadece yüzde 9'unu karşılayabilen Türkiye'nin bu sahadan yılda 20 milyon ton petrol üretebileceği ifade edildi. Bu rakamın Türkiye'yi, petrol üretiminin önemli bir kısmını karşılayacak ülke konumuna getirmesi sebebiyle çok hayati bir öneme sahip olduğu belirtildi. Doğa Karadeniz'deki sahada yapılan ek incelemeler sonunda petrol rezervinin 800 milyon ile 1 milyar ton arasında olabileceği tahmini yapıldı. Azerbaycan'daki Şah Denizi petrol sahasının benzeri olan sahadaki petrol rezervinin Türkiye'nin her geçen gün artan toplam petrol tüketimini 40 ila 50 yıl karşılayabileceği belirlendi. Prof. Doğan Perinçek: Zaten biliniyordu TPAO'ye bu aramalar sırasında danışmanlık da yapan Yıldız Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Doğan Perinçek, Doğu Karadeniz'de petrol üretimi için bütün şartların müsait hale geldiğini belirterek, 'Doğu Karadeniz'in petrol potansiyeli olduğu biliniyordu. İspatlanmış bir sahaydı. Ancak deniz derinliği ve petrolun bulunduğu sahanın yapısı bilinmiyordu. Yapılan araştırma ve incelemeler sonunda petrol için gereken ana kayanın, rezervin üzerinde bir örtü kaya olduğu anlaşıldı. Çünkü bunun olmadığı bir sahadan petrol üretmek pek mümkün olmuyor. Benzer kayalardan bir çok ülke petrol üretiyor. Tek sorun suyun derinliğinin fazla olması. 100 metre derinlikte üretilen petrolun maliyeti 10-12 dolarken, böylesine büyük bir derinlikten üretimin maliyeti 20 doları buluyor. Ancak petrol fiyatlarının 50 dolara dayanmasından sonra bu saha artık ekonomik değerde bir saha haline gelmiştir. Elde edilen bilgiler Azerbaycan'ın Hazar Denizi'ndeki Şah Denizi sahasında ürettiği kadar üretimin yapılabileceğini ortaya koyuyor' diye konuştu. AVUSTRALYA'NIN K.IRAK'TA TÜRK ŞİRKETLERİNE PETROL AYIBI Avustralya hükümeti tarafından, 30 Ocak'ta yapılan seçimleri denetlemek üzere gönderildiği Kuzey Irak'ta, Türk şirketlerinin yaptığı üretim anlaşmalarını bozmak için, hissedarı olduğu, ülkesinin en büyük petrol şirketi adına Kürt gruplara para dağıtan Avustralyalı Senatör Ross Lightfoot'un yeni marifetleri ortaya çıkmaya başladı. Kısa süre önce olayın anlaşılması üzerine ceketinin astarına gizlediği 20 bin doları Türkiye üzerinden Kuzey Irak'a sokarak Kürt gruplara dağıttığını itiraf eden Avustralyalı Senatör Ross Lightfoot, şimdi de Türk şirketlerini Kuzey Irak'tan çıkarmaya soyundu. Senatör Ross Lightfoof, Genel Enerji A.Ş isimli Türk petrol şirketinin Taktak Petrol Sahası'nda petrol üretmek üzere imzaladığı anlaşmayı bozmak için elinden çabayı sarfediyor. AKP'li Koçak ortaya çıkardı Avustralyalı senatörün Irak'taki faaliyetlerini AKP Afyon Milletvekili Mahmut Koçak ortaya çıkardı. Senatör Lightfoot'un bölgede faaliyet gösteren şirketleri tehdit edecek girişimlerde bulunması üzerine Koçak, konuyu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir yazı ile bildirdi. Koçak, Erdoğan'a önümüzdeki günlerde düzenlenecek Kızılcahamam Kampı'nda vermek üzere Lightfoot'un faaliyetlerini içeren bir de rapor hazırlıyor. Koçak, AKŞAM'a yaptığı açıklamada 'Bu bir milli meseledir. Bu olay benim için de onur meselesi haline geldi' diyerek konuyu her mahfilde gündeme getireceğini söyledi. Tek anlaşma Türk şirketinin Avustralyalı Senatör Ross Lightfoot'un K. Irak'taki faaliyetlerinden önce Türk Petrol şirketi Genel Enerji A.Ş. Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği Lideri Celal Talabani ve Süleymaniye yönetimi ile 17 Temmuz 2002 tarihinde Süleymaniye-Erbil arasındaki Taktak petrol sahasında 'üretim paylaşım' anlaşması imzaladı. Petrol kalitesi açısında 46-47 API oranında yüksek graviteli bir petrole sahip TAQ-TAQ sahasında bulunan petrolün Türkiye'nin petrol tüketiminin önemli bir kısmını karşılayabilecek düzeyde olduğu belirtiliyor. Söz konusu saha 25 Şubat 2003 tarihinde Türk şirketi Genel Enerji AŞ.'ye devredildi. Geçici Irak Anayasası gereği anlaşmanın Irak Petrol Bakanlığı tarafından da onaylanması gerekiyordu. Süleymaniye yönetimi Türk şirketi ile yaptığı anlaşmayı Petrol Bakanlığı'na gönderdi. Ardından, Petrol Bakanlığı ile 'TAQ-TAQ Petrol Sahasının Geliştirilmesi Projesi' üzerinde mutabık kalınarak 24 Kasım 2004 tarihinde mutabakat zaptı imzaladı. Senatör burnunu soktu Türk şirketi Genel Enerji A.Ş. ile Irak Petrol Bakanlığı arasında imzalanan mutabakat zaptına rağmen Avustralyalı Senatör Lightfoot devreye girerek, Irak merkezi hükümeti nezdinde girişimlerde bulundu. Lightfoot, bu girişimleri sonunda, kendisinin de ortağı olduğu Avustralyalı petrol şirketi adına Irak Petrol Bakanlığı ile 12 Kasım 2004 tarihinde iki yıllık 'Memorandum of Cooperation' imzalamayı başardı. Bu anlaşma şirketine petrol üretme hakkı tanımıyor, sadece K. Irak'taki petrol ve doğalgaz potansiyelini inceleyerek Irak Petrol Bakanlığı'na bir rapor sunma hakkı sağlıyordu. Senatör Lightfoot, istediği tavizleri koparabilmek için bu faaliyetleri sırasında Avustralya Senatosu ve hükümetinin arkasında olduğu bir görüntü vermeyi de ihmal etmedi. Senatörün bu faaliyetleri bölgedeki Türk Özel Güvenlik Birimleri'nin de dikkatini çekti. Güvenlik birimlerinin, Lightfoot'un K. Irak'taki peşmergelerle Kaleşnikof silahlarla çekilmiş hatıra fotoraflarını Türkiye'ye ilettikleri de saptandı. Önce yalanladı sonra itiraf etti Avustralyalı senatörün K. Irak'taki seçimleri desteklemek üzere Avustralya Parlamentosu tarafından ocak ayında Türkiye üzerinden Irak'a geçtiği gazetelere haber olmuştu. Lightfoot, Woodside şirketi adına Kürt gruplara para dağıttığını önce inkar etmiş, Avustralya The Telegraph Gazetesi'nin olayı ortaya çıkarması üzerine, gizlice soktuğu 20 bin doların, bölgedeki Kürt idaresi tarafından Halepçe'deki bir hastaneye bağışlanacağını itiraf etmek zorunda kalmıştı. Avustralya yasalarına göre 10 bin dolardan fazla paranın ülke dışına çıkarılmasının yasak olması sebebiyle senatörün parayı çeketinin astarı içine saklayarak götürdüğü tespit edildi. Türk şirketlerinin yaptıkları anlaşmaları bozan Senatör Lightfoot önce İstanbul'a geldiğini, K. Irak'a bir taksi ile geçtiğini de itiraf etmişti. Başbakan Erdoğan'a iletildi Avustralyalı senatörün Irak'taki faaliyetlerinin Türk şirketlerinin yaptığı ikili anlaşmaları bozacak düzeye ulaşması üzerine konuyu öncelikle TBMM Dışişleri Komisyonu'nda gündeme getiren AKP Afyon Milletvekili Mahmut Koçak, gelişmeleri bir yazı ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da aktardı. Erdoğan'a sunulmak üzere bir de rapor hazırlayan Koçak, 'Bu adam Avustralyalı bir enerji firması adına, sanki Avustralya Senatosu tarafından görevlendirilmiş gibi bölgede faaliyetlerde bulunuyor. Merkezi hükümetten bazı tavizler koparıyor. Avustralya demek, yarı Amerika demek, yarı Avrupa demek. Musul ve Kerkük'ten sonra en büyük petrol sahasını bir Türk şirketi eline geçiriyor ama bir senatör çıkıp, işi bozuyor, ya da bozmaya çalışıyor. Bu Türkiye için ayıptır, zuldür' dedi. Bu konuda, sonuna kadar mücadele vereceğini belirten Koçak, şöyle devam etti: 'Çünkü iş sadece petol çıkarma işi değildir. Eğer Türk şirketleri bölgede ABD'li ve Iraklı işadamları ile ortak çalışma yaparlarsa bu bölge barışına da büyük katkıda bulunur. Ben konuyu bir rapor halinde Başbakanımıza ayrıntılı bir şekilde sunacağım. Bu konuda Dışişleri Bakanlığımıza da bir bilgilendirme notu gönderdim. Bu işin peşini bırakmayacağım. Uzaklardan gelen bir senatörün Türkiye'nin çıkarlarını bu denli tehdit etmesine müsaade etmemek lazım. Bu durumu Irak yönetimine de anlatmak gerekiyor.' Haber: Ercan Yavuz Kaynak: Akşam