BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Perinçek-İsviçre davası 28 Ocak’ta AİHM’de

Benim atalarım soykırım yapmış olamaz.

2005 yılında İsviçre’ye gelen Yusuf Halaçoğlu, 1915’de Ermeni soykırımı iddialarının gerçeği yansıtmadığıyla ilgili açıklamlar yapıyor, ardından Halaçoğlu hakkında bir soruşturma açılıyor. 

Bunun üzerine İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Lozan’a giderek, Ermeni soykırımının tarihsel bir yalan olduğunu ifade ediyor, 1915’le ilgili açıklamlarda bulunuyor ve geri dönüyor. 

Daha sonraki gelişinde, Winterthur, Zürich ve Bern’de çeşitli toplantılarda, İsviçre basını karşısında, Almanca olarak, böyle bir soykırım olmadığını tekrarlıyor, ardından, gözaltına alınıyor. 

2005 yılında Zürich’de yabancı basın karşısında, Ermeni Soykırımının bir yalandan ibaret olduğunu ve 1915 olaylarının iç yüzünü anlatmaya çalışan Perinçek’i bende izlemiştim.

Basın karşısında, tek başına verdiği mücadeleye şahit olmuştum.Nasıl desem, parçalamıştı kendisini. 

‘Ermeni soykırımı olmamıştır’, ‘Böyle bir soykırım yoktur’ diyerek haykırdığını hala hatırlıyorum. 

İsviçre’de ‘Ermeni soykırmı yoktur’ demek, ırkçılık kapsamında değerlendirildiğinden. Ki,büyük komedi ama bu konunun detayına hiç girmek istemiyorum... bu söylemler karşısında mahkemeye sevk edilen Perinçek, yargılama sonucunda 90 gün hapis cezasına çarptırıldı, daha sonra ceza paraya çevrildi, 9000 isviçre frangı olarak belirlendi ve bu ceza ödendi. 

 

Asla yılmayan Perinçek, 2008 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine dava açtı. 5 yıl süren dava sonucunda AİHM İsviçre’yi haksız buldu ve tazminata mahkum etti. 17 Aralık 2013 günü karara ilişkin açıklamada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi; Perinçek İsviçre davasında; Perinçek’in ‘’Ermeni soykırımının varlığını kamuoyu önünde sorgulaması ile açılan cezai kovuşturmanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna oy çokluğuyla karar verdi. Mahkeme Perinçek’in, İsviçre’de düzenlediği çeşitli konferanslarda ‘Ermeni Soykırmının’ uluslararası bir yalan olduğunu söylemekle sözleşmenin 17. maddesini ihlal etmediğini açıkladı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı sonucu elbette büyük önem taşıyor. ’Ermeni soykırımı’ yoktur demek ceza tehdidi taşıyorken artık, Ermeni soykırımı iddiasının Avrupa’da tartışılması özgürleştirilmişti. Ayrıca AİHM kararı ‘’Ermeni olayları yahudi soykırımı sınıflaması içinde değildir’’ diyor, 

Uluslarasası hukukta soykırım tanımlaması yahudi soykırımı ile özdeşleştirilmiştir. 

Hukukun tanıdığı tek soykırım yahudi soykırımdıdır. 

 

Gelelim bugüne, 28 ocak 2015 günü Strazburg’da, İsviçre-Perinçek davasının temyiz incelemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire’de görülecek. 

Yurt dışı yasağı olan Doğu Perinçek, yasağın kaldırılması için başvuruda bulunmuştu, İstanbul 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Perinçek’in başvurusunu oy birliği ile kabul etti ve yurt dışı yasağı kaldırıldı.

Perinçek-İsviçre davası Dışişleri Bakanlığı’nın deyimiyle devrim niteliğindedir. Ve 28 Ocak tarihinde Strazburg’da AİHM’de görülecek olan duruşmada ermeni sorunu kökten çözülecektir. 

Hiçbir ülke parlamentosu ‘Ermeni soykırımı’ yalanını tanıyan kararlar almayacaktır. 

Alınmış olan kararlar da geçersiz olacaktır. Ve yine hiçbir Avrupa Ülkesi, ‘Ermeni Soykırımı yoktur’ diyenlere ceza hükmü kesen kanunlar çıkarmayacaktır. Durum budur.

28 0cak’ta Strazburg’da yapılacak olan duruşmada Türkiye’den Milletvekilleri, yazarlar ve sanatçılar gelecek, ayrıca Avrupa’nın dört bir yanından destek için gelecek olan Avrupa’lı Türkler’de hazır bulunacak.

 

İsviçre’de, ‘Ermeni soykırımı yoktur’ demenin yasak olup, ırkçılık kapsamında değerlendirildiği paralel zamanda, İsviçre hükümeti, PKK’yı hiç bir zaman bir terör örgütü olarak kabul etmedi. işte tam orada sorguladık, 1915’de olan olaylara tavır almak, ‘’hayır bizim atalarımız soykırım yapmamıştır’’ demek, ifade ve düşünce özgürlüğünü kullanmak, suç teşkil ediyorken, bir PKK’lıya terörist gözüyle bakılmıyordu. 

Doğu Perinçek için her ne kadar spekülasyon yapılırsa yapılsın, Ermeni soykırımı davasında çabaları ve azmiyle üstün bir başarı elde etmiştir, üstelik bu kişisel bir dava değildir.

Altını çizmek istediğim nokta şudur; bu bir zafer veya yenilgi değildir. Ermeni ve Türk halkı son derece uyum içinde birbiriyle içiçe yaşamaktadır, halklar arasında bir sorun yoktur. Ama 1915’de olan olayların hala bugünkü ilişkileri etkiliyor olması da son derece üzücüdür. 

Bakınız Hrant Dink, Ermeni soykırmı üzerine nasıl güzel vurgular yapmış, demiş ki; 1915’e takılıp kalmayın, dünyanın bu soykırımı kabul edip etmemesine takılmayn. 

Ermeni ve Türk halkının tek reçetesi diyalog. Türklerin ‘hayır soykırım yoktur’ sözünde bir onur görmeye çalışın, İfade etmek istedikleri ‘’ben bir Türk olarak soykırıma karşıyım, ırkçılığa karşıyım, benim atalarım böyle bir şey yapmış olamaz, çünkü ben yapmam.’’ 

Toprağı bol olsun sayın Dink, tam da benim düşüncelerimi söylemiş. 

Benim atalarım soykırım yapmış olamaz.