Pelin Batu ve Nihat Doğan adlı iki musibet!...
Bu ülkede gündeme gelmek istiyorsan iki şey yapacaksın. Ya soyunacaksın, ya da milli ve manevi değerlere hakaret edeceksin.
Bu ülkede gündeme gelmek istiyorsan iki şey yapacaksın. Ya
soyunacaksın, ya da milli ve manevi değerlere hakaret
edeceksin.
Bilirsiniz...
Oyuncular ve maymunlar alkış ister.
Pelin Batu da bunlardan biri. Alkış gelecek cenah neresi ise oraya
koşturan, hızlı bir omurgaya sahip hatunun teki.
Önce Ahmet Hakan'a sırnaşıp gündemden düşmeme yolunu denedi,
olmadı.
Sonra Murat Bardakçı ile beraber "Tarihin Arka
Odası" programına katıldı. Programda uyumaya başlayınca
yine olmadı, kovuldu.
İki tarih programına çıkarak tarihi sular seller gibi ezber
ettiğini sanarak osmanlıya dil uzattı, "Fatih Sultan Mehmet
gay idi" dedi, yine olmadı.
Kurban ayramı'nda, "Kurbanlık kesmek yasaklansın. İbrahim
Piygamber döneminde mi yaşıyoruz?" dedi, "Taş
devrinde mi yaşıyoruz sen niye çıplaksın" cevabını alınca
zelil şekilde sustu kaldı.
En son başka bir yöntem denedi...
Dün Diyarbakır'da katıldığı Nevruz'la ilgili düşüncelerini yazmış.
Daha doğrusu vicdanı olan her insanın lanetleyeceği birşeyler
karalamış.
Sadece kendine mahsus bir alanda yazsaydı sizin gibi yapar,
umursamazdım. Lakin yazdıkları Milliyet gibi bir gazetede
yayınlanınca, şiddetli bir diş ağrısı gibi rahatsızlık oluşturdu
bende.
"Nevruz alanına gerilla stiliyle girdim" diye
başladığı yazısına şöyle devam ediyor:
"Ve sonra mektup anı geldi. Abdullah
Öcalan'ın barış namesini dinlerken, kendime hakim olamadım, hüngür
hüngür ağlamaya başladım. Ne yazık ki 50.000 çocuk ölmesi
gerekiyormuş bugünleri görebilmek için. Ama gördük işte, önemli
olan bu.
Dinlemişsinizdir, okumuşsunuzdur... Öcalan yeni bir dönemi
müjdeledi. İçine doğduğu çaresizliğin, ezilmişliğin, haksızlığın
kavgaları doğurduğunu, ama artık silahlara veda edip, demokratik
süreçte fikirlerin konuşması gerektiğini söylüyor bize
İmralı'dan."
Oyuncular ve maymunlar alkışı ister de, maymunlaşmanın bu kadarı da
fazla...
Hem bu ülkeyi kuran ve kurtaran Atatürk'ü, hem de Atatürk'ün
kurduğu ülkeyi bölmek için çabalayan Abdullah Öcalan'ı büyük bir
aşkla seveceksin.
Hem 3 kıtaya hükmeden Osmanlı'ya "Benim atam değil
onlar" diyerek hakaret edeceksin. Hem de asrın en büyük
katilinden tapar gibi bahsedeceksin.
Hem Kurban Bayramı'nda kurbanlık kesiyor diye inançlı bir kesime
barbar muamelesi yapacaksın. Hem de bir ülkeyi 30 bin kişinin
kanıyla yıkayan bir orangutana methiyeler dizeceksin.
Hem tek bir taviz vermeden sorunu çözen iktidarı vatana ihanetle
suçlayacaksın, hem de "Savaşı Öcalan bitirdi, Barışı Öcalan
getirdi" diyeceksin.
Bu yazdıklarımdan ötürü beni adına "Barış Süreci" dediğimiz şu
çalışmaların karşısında duran biri olarak görmeyin.
Bu süreci gücüm ölçüsünde destekliyorum. Ama sırf barış sürecini
destekliyorum diye bu akıldan, ahlaktan, vicdandan ve şereften
yoksun düşünceleri kabullenmek zorunda değilim.
Daha önce de söyledim.
Bakire beyazları giymek, fahişeleri iffetli yapmaz. Barış
sürecinin yaşanması da Abdullah Öcalan'ın bir katil olduğu
gerçeğini değiştirmez. Hazreti Adem'in oğlu Kabil, bugün bile
kardeşi Habil'in katili olarak anılıyorsa, bu leke de taaa haşre,
mahşere kadar Öcalan'ın alnının orta yerinde kalacak.
PKK silah bırakacak umudu doğmuşken sözden silahlar oluşturup
namluları feryat evlerindeki analara, babalara, eşlere ve çocuklara
yöneltme haysiyesizliğine soyunanlara karşı susmamızı kimseler
beklemesin.
Kurşunla, mayınla, bombayla öldürme dönemi sona ersin eyvallah. Ama
alçakça tavırlar ve bi-namus sözlerle şehit ve gazi yakınlarını
kahrından öldürmeye çalışanlara da bir tepki hakkımız olsun en
azından.
NİHAT DOĞAN BİZİ REZİL İLAN
ETMİŞ
Bir haberde eleştirdik diye öfke nöbetleri geçirmiş Nihat Doğan.
Arkadaşlarım twitter sayfasında yazdıklarını göndermiş bana.
Baktım, hakaretler yağdırmış.
"En rezil internet sitesi inter isimli sitedir. Kesinlikle
okumam ve okutturmam" demiş.
Yetinmemiş, Diyarbakır uçağında yanına oturan dostlara bizi şikayet
etmiş, "Beni topluma aptal gibi göstermeye
çalışıyorlar" demiş.
At yalanı, sevsinler inananı!..
Nihat Doğan kardeşim..
Sen yat kalk dua et ki karşında kavgalarını bile şereflice sürdüren
bir kurum var.
Ben bundan daha birkaç ay önce ortak dostlarımız aracılığıyla
bana ulaştığında, telefonla kulağıma fısıldadığın sözleri burada
yazsam, utanmaktan başka şansın kalmaz.
Seni topluma aptal gibi gösterme çabamız yok. Ekranda ne yapıyor,
nasıl görünüyorsan biz de tıpatıp aynısını yazıp yayınlıyoruz.
"İnternethaber'i okumayıp, okutturmadığın" kısmına
gelince.
"Nihat Doğan okumuyorsa bu sitede çok iş var"
diyen binlerce yeni okur kazandırdığın için...
Teşekkür ederim sana Nihat Doğan!