BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,39
ALTIN 2.929,88
HABER /  GÜNCEL

Pekşen, çuvaldızı fena batırdı

Başbakan'ın "iş takipçisi" gazetecileri gündeme getirmesi, Akşam yazarı Yalçın Pekşen'i çok çok gerilere götürdü.

Abone ol

Yalçın Pekşen, "Dağınık kalsın!" başlıklı yazısıyla Başbakan'ın "Çıkarcı gazeteciler var" açıklamalarına tepkisini dile getirdi.

'Başbakan'dan gazeteci kimliği altında patronları veya işadamları adına randevu isteyen gazeteciler' meselesini biraz daha kurcalarsak iş çığrından çıkacak.

Çünkü şu ana kadar;

-Başbakan kimden söz ediyorsa adını açıklamalı... demeyen gazeteci kalmadı.

Öyleyse ülkemizde Başbakan'dan patronu veya aracısı olduğu kişiler adına randevu istemeye kalkan hiçbir gazeteci yok muydu?

Can Dündar önceki gün Milliyet'te bir olay aktarıyordu:

Bir televizyon kanalını ucuza kapatmaya çalışan bir gazete patronu 'genç işadamı' kılığında Başbakan'ın bir yurtdışı gezisine katılmış.

Uçak kalkar kalkmaz, daha kemerleri çözmeden (lafın gelişi...) soluğu Başbakan'ın yanında almış ve 'Biz sizi zor günde destekledik, şimdi siz de bize destek vermek zorundasınız' demiş.

Ardından daha uçak alana inmeden (yok artık daha neler; yine lafın gelişi herhalde...) ilk uçakla geriye dönmüş.

Başbakan'ın son açıklamaları üzerine 'işadamı kılığındaki' gazete patronunun gazetesinde yazı yazan 'gazeteci kılığındaki yazarlar' bile yazdıkları yazılarda 'Başbakan Erdoğan'a hiçbir zaman mülakat bahanesi ile gidip, gazeteci kılığında iş takip etmedik. Başbakan kimi kastediyorsa adını açıklamalı' diyorlar şimdi.
* * *
Son gelişmeler üzerine ben de, yazdığım ilk yazıda 'Başbakan gazetecilerin adlarını açıklamalı ki, basın temizlensin, itibarları sıfırlansın' şeklindeki sözlerimi artık abuk-sabuk buluyor ve geri alıyorum.

Yanlış bir yolda olduğumu fark ettim.

Bence Başbakan isimleri açıklamasın; eğer açıklarsa bırakın itibar kaybetmelerini, itibarlarının artması tehlikesi bile var çünkü.
* * *
Geçmişte bunun örnekleri yaşandı, sonradan hatırladım.

'Büyük' bir gazete yönetici ve yazarı, fil tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na gazete yöneticisi ve başyazarı olarak randevu alarak gitmiş ve kendisine şu soruyu sormuştu:

-O ihaleyi neden bizim patrona vermediniz?

Büyükşehir Belediye Başkanı bu gazetecilik çalışmasını (!) basına açıkladıktan sonra o gazeteci zerre kadar itibar kaybına uğramadığı gibi tersine büyüdükçe büyüdü. Sadece boyuna değil, enine de genişledi ve yere-göğe sığamaz oldu.

Sadece maddi anlamda değil, mecazi anlamda da epey büyüdü.

O olaydan sonra gazete patronları tarafından adeta kapışıldı; her televizyon programında konuk olarak baş köşelerde ağırlandı.

Bir diğer gazetenin yöneticisi ve yazarı ise bir bakanla patronu adına kredi pazarlığı yaparken kasetlenmişti.

Hiçbir itibar kaybına uğramadığı gibi, o sırada sadece bir gazetenin başında iken, ödül olarak holdingin başına getirildi.

Sonuçta söz konusu gazetecilerin itibarları bir nebze olsun azalmadı, gazeteciliğin itibarı ise bir nebze olsun artmadı.

En iyisi, biz bu işleri düzeltmeye falan kalkmayalım; bırakalım, 'dağınık kalsın'!


YAZI:Yalçın PEKŞEN
AKŞAM