Mide kanamasıyla hastaneye kaldırılan Ajda Pekkan'a ziyaretine giden Oflu Hüseyin tehditte bulunur.
Abone olAjda Pekkan fuarda sahneye çıkacaktı Mide kanaması şüphesiyle hastaneye kaldırıldığını duyduk. Ziyaretine Oflu Hüseyin Cevahir geldi. Hemen iyileşmezsen ayağına iki kurşun sıkacağım demiş. Ajda Pekkan ilk uçakla İzmire gitti.
KUZULAR VADİSİ - 1
Aykut IŞIKLAR magazin dünyasının gizli kalmış bir dönemine ışık tutuyor
Başlarken...
Madem Erzincan Kemahlı Kopuk Halil in torunuyum. Bunları yazmak bana düşer. İşgal yıllarında arkadaşı Ustura Kemal ile Galata Rum meyhanelerinin altını üstüne getiren Kopuk Halilin torunu olmak kolay değil. Bir gün Türk Bayrağını çiğnedikleri için üç Rumu bıçaklayan, rahmetli dedeme İngilizler taş kırdırtmış. O, tarihi Bostancı Köprüsünü yapan asi Türklerden biri. Aykırı olmak suç ise, özür dilerim demek ki damarımdaki kandan geliyor. Şunu sakın unutmayın. Kimse isteyerek delikanlı kabadayı olamaz. Bu, aynen sanatkârlık-liderlik gibi doğuştan gelir. Hiçbir delikanlı, kabadayı olduğunun kendisi farkına varamaz, bunu, başkaları söyler. Örnek mi istiyorsunuz? İşte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Özünde delikanlı kabadayılık yatıyor. Ama Yüce Allah politikayı, yöneticiliği uygun görüp bu yolda yürüyeceksin demiş. Kimine de başka dünyalarda yol vermiş...Suç işleyerek, can yakarak, çevreye zarar vererek kimse delikanlı kabadayı olamaz. Olduğunu zanneder. Onlara şamatacı denir. Delikanlı kabadayı; tarafsız, dürüst, cesur ve paylaşımcı olmak zorundadır. Kazandığını paylaşmayan, kimseye gücünü kabul ettiremez. Tarafsız olmayanı kimse saymaz, sevmez. Korku bir yere kadar...
O halde onlara daha yakından bakalım, olayları daha yakından görelim. İstemeyerek kalp kırdıysam bağışlayın. Kötü niyetim yoktu. Ama özür dilemek ve doğruyu iletmek için de kapımız açık.
Kaç yıl önce olduğunu tam anımsayamıyorum. Ben diyeyim 30, siz deyin 35. Koca İstanbulda iki-üç özel hastanenin olduğu yıllar... İstanbulun en ünlü Prof. Dr.ları örneğin Hülya Avşarın kayınpederi Kaya Çilingiroğlu gibi cerrahların ikinci adreslerinin olduğu Hayat Hastanesindeyiz. Cerrahpaşa veya Çapadan çıkıp, sosyeteyi burada ameliyat ediyorlar. Ömür Kliniği, Pakiza Tarzı, Osmanoğlu ve Hayat Hastanesi hepsi bu kadar.
Ajda Pekkan ın mide kanaması geçirip Hayat Hastanesine kaldırıldığını duyduk. Çok heyecanlandık. Çünkü İzmir Fuarı için tam sayfa yapmışız. Ajda, Luna Park Gazinosunda Zeki Müren in kadrosunda çalışacak diye başlık atmışız. Sayfanın ortasına da kocaman bir Ajda Pekkan fotoğrafını koymayı ihmal etmemişiz. Oysa Hayat Hastanesinin danışmasında çalışan kız (çaktırmadan) dedi ki Sabaha karşı mide kanaması geçirdiği için hastaneye yatırıldı. Şu an yoğun bakımda.
Genelde hastane ve otellerin danışmasında çalışan kızlar potansiyel gazetecidir. Bize haber uçurmayı çok severler. Sonra da arkadaşlarına O haberi ben uçurdum diye hava atarlar. Koşa koşa Hayat Hastanesine gittik ama, doktorlar ne bilgi veriyor, ne yüzümüze bakıyor. Her zamanki gibi değiller yani. Bir dertleri var ama açıklayamıyorlar, bizden uzak duruyorlar. Yaklaşık yarım saat sonra elinde orkideler ile rahmetli Oflu Hüseyin Cevahirin hastaneden girdiğini gördük.
HASTANE SALLANDI
Vay be. Demek Oflu Hüseyin ağabey Ajdayı çok seviyor diye düşünmeye başladık ki hastane sallandı. Ajda Hanım kaç numarada? diye sorarken ses tonu çok farklıydı. Sanki hasta ziyaretine değil de dövmeye gelmiş gibi... Bizim heyecan daha da arttı. Yooo Ajdanın sağlığı filan değil canım düşündüğümüz. Yaptığımız sayfayı bozacak mıyız yoksa aynen kalacak mı heyecanı. Gazeteye git, yeniden yaz-çiz oooo uzun işler. Oysa akşam olmuş, nereye gitsek demeye başladığımız saatler gelmiş.
BEN BİLMEM
Yaklaşık 20 dakika sonra Hüseyin Cevahir yanımızdan İyi akşamlar çocuklar diye geçti. Yine doktorun peşine takıldık. Ve beklenen açıklama geldi: Ajda Pekkan yarın sabaha kadar hastanede kalmaya devam edecek. Her dakika daha iyiye doğru gidiyor. Büyük bir olasılıkla sabah taburcu olacak Bir arkadaş dayanamayıp sordu: İzmir Fuarına gidiyor mu? Doktor bey bu soruya kızdı Ben orasını bilemem. Ben sağlığı konusunda açıklama yapıyorum. O sırada hepimiz sevinçten uçuyorduk. Sayfamız aynen kalmıştı.
Ajdanın mide kanaması şüphesiyle hastaneye kaldırılması sıradan bir sağlık haberi olarak tek sütuna düşmüştü. Tabii benim gibi aşırı meraklı magazincilerin gerçeği öğrenmesi çok zor olmadı. Olay, eğlence dünyasının tipik aynasıydı. İster mafya deyin, ister kabadayı âlemi...Karar sizin ama, eğlence dünyası ile silahların ne kadar yakın olduğunu hatta dans ettiğini açıkça gösteren bir olaydı.
YA İYİLEŞİRSİN YA DA...
Rahmetli Hüseyin Cevahir, Ajda Pekkan ın odasına girmiş. Geçmiş olsun kardeş. Nasılsın diye sormuş. Sonra da Sana güvenim sonsuz. Madem buradasın, hasta olduğun doğrudur. Ama bana da İzmirdeki gazinocu arkadaşlardan rica geldi. Ne yap ne et, Ajdayı iyileştirip yarın akşam İzmir Fuarında sahneye çıkar. Gazino seni düşünüp on şarkıcıya 30 günlük yövmiye vermiş. Tam sayfa gazete ilanlarının paraları yatırılmış. Sazı sözü, ışıkçısı sesçisi, menajeri belki 100 kişi senin peşine takılıp İzmire gitmiş. Otellere, uçaklara paralar verilmiş. Senin miden bozuldu diye bütün bu hazırlıklar sokağa atılamaz. Mideni bir ay sonra tedavi edersin. Ama önce şu fuar işini bitir. Çok çok özür dilerim. Sakın yanlış anlama ama gitmezsen ayağına iki kurşun sıkacağıma dair söz verdim demiş. Bunları doktor ve hemşirenin önünde söylemekten de hiç sakınca görmemiş. Nasıl olsa bütün ünlü şarkıcılar o hastaneye gidiyor. Yayılır da bundan sonra böyle son dakika mide kanaması olmaz diye...Şayet kişi iletişim uzmanı olmazsa kabadayı olabilir mi?
İLK UÇAKLA YOLA ÇIKTI
Ajda Pekkan sabah olmasını beklemeden daha o gece hastaneden ayrıldı. Sabah da ilk uçakla İzmire gitti. Olan bütün gece otobüsle yolculuk yapan, ertesi günü de prova yapan orkestrası İstanbul Gelişime oldu. O orkestrada da rahmetli Selçuk Başar, Uğur Başar, Asım Ekren, Atilla Özdemiroğlu, Garo Mafyan ve Onno Tunç gibi çok büyük müzisyenler vardı.
ÖNCE ARAŞTIRMA
Bu arada küçük de bir notum var: Oflu Hüseyin, Ajda Pekkanı İzmire gitmesi için ikna etmeden önce küçük bir araştırma yapmayı da unutmuyor. Meğerse Ajda Hanım son dakikada yeni sevgilisi ile Pariste tatil yapmayı uygun görmüş. Sevgilisinin Aldığın parayı ben iade ederim. Sen yatırımını bozma. Şimdi ne işin var İzmir Fuarında. Ahaliyi eğlendirmek sana mı kaldı dediğini öğrenmiş. Yani işin içine gazinocu arkadaşları için değil, biraz da fuarda ekmek parası kazanmayı planlayan eğlence sektörü ve eğlenmeyi hayal eden vatandaş için girmiş.
Delikanlı-kabadayı de canımı ye. Ama mafya...
Mafya kelimesini hiç sevmezler. Hele yeraltı dünyası sıfatından nefret ederler. Onlar için mafya, işlerin en tepesindeki kişilerdir. Bazen büyük işadamı, bazen büyük politikacı veya bürokrat...Kendilerine kabadayı delikanlı denmesini isterler. Bu sıfata uygun insan olmak için uğraşırlar. Hepsinin de iddiası şudur yasaların bittiği, yetmediği yerde biz ortaya çıkarız. Hak dağıtırız, hukuk dağıtırız. Biz modern Köroğlu, Dadaloğluyuz. Onları samimi ve dürüst gözle incelersek hak vermek zorunda kalırız. Çünkü hedefleri hep karanlık zenginlerdir. Siz hiç, Koç Holding, Sabancı Holdingin adını bu işlerde duydunuz mu? Ama İsviçreye ucuz altın kaçırıp, dolar getirirsen ve bunları piyasaya tefecilik yaparak dağıtırsan...Delikanlılar tabii ki gelip komisyonu ister. Bilir ki polise bile gidemeyeceksin. Veya siz hiç fakir-fukaranın parasına, malına, canına ve namusuna göz diken kabadayı gördünüz mü? Tam tersi garibanın canını yakanların karşısına çıkar kabadayılar. Hiçbir çıkarı olmasa bile şan şöhret hatta dua almak için olaya karışır. Aman kenar semtlerde esnaftan haraç alanları, küçük maddi çıkar için ortalarda kabadayı diye dolaşanları bu gruba sokmayın. Onlar özenti veya küçük ayakçılardır. En fazla fedai, tetikçi olabilirler.
Ben; bakanlar, polis müdürleri, holding patronları, kulüp başkanları ile arkadaş olanların magazin dünyası ile olan yakın ilişkisini anlatacağım. Daha açıkçası tüm dünyada olduğu gibi bizde de kabadayı âlemi, neden eğlence dünyası ile iç içe yaşadı ve yaşıyor, bunun cevabını vereceğim. Bu yazı dizisini okuduktan sonra delikanlı kabadayılara, sanatçılara, eğlence dünyasını yöneten gazino sahiplerine ve film yapımcılarına başka gözle bakacaksınız. Çok sevdiğiniz sanatçılar gözünüzde başka türlü ışıldayacak!...