Peki soru şu: Ümmetçi bakışla devlet yönetimi caiz midir?
Ümmet Arapça, İslam toplumunun tamamını ifade eden bir kavram. Ümmet kelime olarak bir anneden doğan çocuklara verilen isimdir. Daha sonra İslam inancına sahip herkesi içine alan bir anlama kavuşmuştur. İslam inancının en önemli kaynağı kutsal kitap Kuran-ı Kerim’de birçok yerde geçmiştir. Müslümanların içindeki cemaate de zaman zaman ümmet denildiği görülmektedir. Ümmet bu bakımdan bazen bütün bir Müslüman toplumunu ifade ederken, bazen de Müslümanların içinde farklı özelliklere sahip daha küçük gruplardan her birini de ifade etmektedir.
Diğer yandan ümmet kelimesi aynı zamanda her bir Müslüman için de kullanılmaktadır. Örneğin "Peygamberimize sadık bir ümmet olmak istiyorum." gibi. Ümmet, "imam" kelimesi ile aynı kökten gelmektedir. Her peygamber, birer İmam, rehber olarak kabul edilir ve ona tabi olanlara da onun ümmetidir.
Hz. Muhammet (sav) tarafından 622'de düzenlenen Medine Sözleşmesi ile Medine'deki Müslüman, Yahudi ve Pagan toplulukları Ümmet adı altında tek bir topluluk olarak toplamak için hepsinin payına düşen haklar ve sorumluluklar oluşturuldu. Sonraki yıllarda bu topluluk Medine Şehir Devleti olarak anıldı.
Ümmetçilik veya Panislamizm, Müslümanları tek bir İslam devleti altında veya İslami prensiplere sahip uluslararası bir örgüt altında İslam dini kurallarını kabul eden olarak ifade edilirken ümmetçilik ise İslam dininin Peygamberi olan Hz Muhammedin yolunda giden onun yaptıklarını kabul eden kişilere verilen kavram olarak kabul edilmektedir.
İslamcılık ümmetçilik akımına göre Dünya üzerindeki tüm Müslümanların İslam dini kuralları çerçevesinde kurulan devlet altında toplamak ve tek bayrak altında örgütlenmesini sağlamak amacıyla kurulan bir siyasi eylem olarak tanımlanmaktadır.
Ümmetçilik ile İslamcılık birbirinden farklı kavram gibi görünse de İslam’ı kabul eden bir Müslüman ümmetçiliği de kabul etmelidir. Çünkü İslam’ı insanlığa yayan ve anlatan Hz. Muhammed’in (sav) anlattıklarını kabul edenler ümmetçi olarak ifade edilmektedirler.
İslamcılık Ümmetçilik Kavramının Temsilcileri Kimlerdir?
20 yy. da özellikle İslami kurallara bağlı ve önde gelen isimler İslamcılık ve ümmetçilik akımını başlatmış olmaktadır. Buna göre Reşid Rıza, Hassan El-Benna, Humeyni temsilcilerin başında gelen isimler olmaktadır.
Bu temsilcilerin genel amacı dünya ülkelerine ve insanlığa İslam’ı kabul ettirmek ve bu yönde tek devlet altında toplanmak olarak amaçlamaktadırlar.
Avrupa topluluklarının kendi içerisinde Hıristiyan akımını başlatması üzerine Osmanlı döneminden 20 yüzyıl da dahil olmak üzere inanç ve fikir akımlarının temsilcileri çeşitli eserler meydana getirmişlerdir. Buna göre genellikle devlet ayaklanmaları, rejim değiştirme süreçleri gibi eylemler İslamcılık ümmetçilik akımları için yapılmış hareketler olarak kabul edilmektedir.
Bu konu geçmiş yıllardan bu zamana özgürlükçü ve demokratik düşünceye sahip olanlar ile İslamcılık ümmetçilik akımı arasında fikir ayrılıkları söz konusu olmaktadır.
Dünya ülkeleri arasında oldukça ciddi sayıda bu akımı kabul eden Müslümanların temsilcileri ses getiren hatta devrim niteliğinde eylemlere dünya sahnesinde yer almaktadır.
Osmanlı'da ümmet ne demek?
XIX. yüzyılın ikinci yarısında özellikle II. Abdülhamid (ö.1918) döneminde İslâm dünyasında birlik sağlayarak sömürgeciliğe karşı koymayı amaçlayan siyaset için Batılılarca kullanılan tabirdir. İslamcılık ve Ümmetçilik kelimelerin anlamları aynıdır. İslamcılık, Ümmetçilik veya Panislamizm; İslam devletlerini bir araya toplayarak güçlü bir birlik oluşturmayı amaçlar. Osmanlı devletinin çöküşü sırasında aydınlar tarafından devleti kalkındırmak amaçlı fikir akımıdır.
Fikir akımları; özellikle en son gerçekleşen Endüstri Devrimi ve Fransız İhtilali sonucunda, Avrupa'nın gerisinde kalmış olan Osmanlı Devleti çöküş dönemine girmiştir.
Üretim sürekli düşüştedir, ekonomi batmaktadır ve azınlıkların çıkardığı isyanlar sonucu olarak devlet büyük toprak kayıpları yaşarken diğer bir yandan dış devletlerin baskısı altında kalmaktadır.
Osmanlı Devleti'ni tekrar eski gücüne döndürmek amacıyla devlet yeni çözümler arayışı içindedir. Osmanlı'nın, (çoğunlukla Fransa olmak üzere) Avrupa ülkelerine eğitim amaçlı gönderdiği ve daha sonra Osmanlı'ya geri getirttiği "Jön Türkler (Genç Osmanlılar)" adı verilen aydınlar bu sorunlara çözüm olarak fikir akımları ortaya atmışlardır.
Osmanlıcılık
Türkçülük
İslamcılık (Ümmetçilik)
Batıcılık
Bu fikir akımları arasından Osmanlı yöneticileri Osmanlıcılık akımını denemişlerdir, bu akım ışığında Tanzimat ve Islahat Fermanlarını ilan etmişler ama başarıya ulaşamamışlardır.
Osmanlıcılık; Osmanlı sınırları içerisinde yaşayan herkese ırk, din, millet ayrımı yapmadan Osmanlı tebaası olarak sayan fikir akımıdır.
Türkçülük; Osmanlı Devleti içerisindeki bütün Türkleri bir araya toplayarak güçlü bir Türk birliği oluşturmayı amaçlayan fikir akımıdır. Namık Kemal, Ziya Paşa, Mithat Paşa gibi önemli temsilcileri bulunur.
İslamcılık; Bütün İslam devletlerini halifenin önderliği (ki o zaman Osmanlı'da bulunuyordu) etrafında toplamayı amaçlayan bir fikir akımıdır. I. Dünya Savaşı sırasında Arapların Osmanlı'ya ihanet etmesi üzerine bu akımında başarısız olduğu kanıtlanmıştır.
Batıcılık; Bundan sonra tamamen Batı'da gerçekleşen gelişmeleri takip ederek Osmanlı'nın Batı'ya geç de olsa yetişebileceğini ve böylece tekrar güçlenebileceğini öne süren fikir akımıdır.
Peki soru şu ümmetçi bakışla devlet yönetimi caiz midir?
Bireysel olarak ümmetçilik benimsenmeli peki devlet politikası olarak benimsemek ne kadar doğru?