Genelkurmay'ın dün yaptığı açıklama kafaları karıştırdı. Uçakta mühimmat izine rastlanmadığının belirtilmesi o zaman uçağımız düştü mü sorusunu gündeme getirdi.
Abone olSuriye'de düşen uçakla ilgili her yeni açıklama kafaları daha da karıştırıyor. Son açıklama kaza olasılığını gündeme getirdi. Zira Genelkurmay'ın açıklamasına göre uçak kalıntılarında patlama izine rastlanmadı. Bu açıklama ile birlikte de "o zaman uçağımız nasıl düştü" sorusu gündeme oturdu..
Akdeniz ’de düşen Türk savaş uçağının nasıl düştüğüne dair kafalar hepten karıştı. Bugüne dek Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Dışişleri Bakanı uçağın Suriye tarafından düşürüldüğünü defalarca açıkladıkları halde dün Genelkurmay Başkanlığı, düşen uçaktan bahsederken “22 Haziran 2012 tarihinde, Doğu Akdeniz ’de, uluslararası hava sahasında, görev uçuşu yaparken, radar ve telsiz teması kesilen ve müteakiben Suriye resmi makamlarınca kendileri tarafından düşürüldüğü iddia edilen Hv.K.K.lığımıza ait RF-4 uçağımız” ifadesini kullandı.
NE FÜZE NE UÇAKSAVAR VURMUŞ
Genelkurmay açıklamasında uçağın bulunan parçalarında herhangi bir mühimmat izine rastlanmadığı vurgulandı. Bu düşen uçakta sadece füze değil uçaksavar izine de rastlanmadığı anlamına geliyor. Açıklamada bu nokta kadar TSK'nın "Suriye resmi makamlarınca kendilerini tarafından düşürüldüğü iddia edilen" sözü de dikkate değer.
PEKİ UÇAĞIMIZ NASIL DÜŞTÜ ÖYLEYSE
Bu söylem ile genelkurmay Suriye'nin "yanlışlıkla vurduk" tezine de inanmadığını mı gösteriyor? Dahası uçağımızı Suriye vurmadıysa, enkazda mühimmat izine rastlanmadıysa Türk jeti nasıl düştü? Bu soruları da bir kenara koyacak olursak, o zaman şu sorunun yanıtı da merak konusu; Eğer uçağımız vurulmadıysa bugüne kadar Şam yönetimi ile yaşadığımız restleşme neyin nesiydi...
BAŞBAKAN TALİMAT VERDİ
Başbakan Tayyip Erdoğan dün il başkanları toplantısından sonra Başbakanlık Konutu’nda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel ile görüştü. Görüşmede Akdeniz ’de düşen uçakla ilgili son durum ele alındı. Kamuoyuna seslenirken “Bize değil ABD gazetesine inanıyorlar” diye yakınan Erdoğan’ın Özel’e bu güven sorunun ortadan kalkması için bütün bulguların kamuoyu ile hızlı ve şeffaf bir şekilde paylaşılması talimatı verdiği öğrenildi.
KAFALARI KARIŞTIRAN AÇIKLAMA
Erdoğan-Özel görüşmesi bittikten kısa bir süre sonra Genelkurmay Başkanlığı resmi sitesine bir açıklama konuldu. Uçakla ilgili bilgilerin kamuoyu ile “tam bir şeffaflık” içinde paylaşıldığının ve bundan sonra da paylaşılacağının vurgulandığı açıklamada, son gelişmeler hakkında bilgi verildi.
Uçağın “Suriye resmi makamlarınca kendileri tarafından düşürüldüğü iddia edilen RF-4” olarak tanımlandığı açıklamadaki şu cümle kafaları fena halde karıştırdı:
“Arama ve kurtarma faaliyeti sırasında su yüzeyinden toplanan malzemeler, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığınca incelenmiş ve tanzim edilen rapora göre; malzemeler üzerinde petrol türevi herhangi bir yangın başlatıcı ve hızlandırıcı madde profiline, organik ve inorganik patlayıcı madde artığına ve herhangi bir mühimmata ait olduğu değerlendirilen bir bulguya rastlanmamıştır.”
Daha önceki açıklamalarında, hatta dünkü açıklamanın Genelkurmay sitesinin açılış sayfasındaki duyurusunda ‘düşürülen uçak’ ifadesini kullanan Genelkurmay’ın bu kez ‘düşürüldüğü iddia edilen’ ifadesini kullanması, hepten kafaları karıştırdı. Açıklamadaki ‘mühimmat izine rastlanmadı’ ifadesi de uçağın düşürülmeyip, düştüğü iması olarak yorumlandı.
DÜŞÜRÜLMEDİ DEMEK ZOR
Mevcut bulguları ve Genelkurmay Başkanlığı’nın son açıklamasını değerlendiren bazı askeri yetkililer, “Bu verilere bakarak ne (uçak düşürüldü) ne de (düşürülmedi, düştü) diyebilirsiniz. Uçak gövdesinin diğer parçalarını da bulmak gerek. Bulunan parçalarda olmayan iz, su altında olan parçalarda olabilir” görüşünü dile getirdiler.
ŞİMDİYE KADAR YAPILAN AÇIKLAMALARDA
HEP "DÜŞÜRÜLDÜ" İFADESİ KULLANILMIŞTI
İŞTE O AÇIKLAMALAR;
22 Haziran 2012: Başbakanlık resmi açıklaması: İlgili kurumlarımızın sağladığı verilerin değerlendirilmesi ve Suriye ile yürütülen ortak arama kurtarma faaliyetleri çerçevesinde elde edilen bilgiler neticesinde uçağıın Suriye tarafından düşürüldüğü anlaşılmıştır.
24 Haziran 2012: Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu : Uçağımız uluslararası karasularında vuruldu. Bir saldırı söz konusu.
25 Haziran 2012: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç : Uçağımız uluslarası hava sahasında vurulmuştur. Suriye’nin uçağımızı kasıtlı olarak hedef aldığı kesindir. Suriye tarafından hiçbir uyarı olmaksızın vurulmuştur. “Uçaksavarlarla vuruldu” iddiasının gerçeklerle alakası yok. Lazer yada ısıya güdümlü füze ile vuruldu.
26 Haziran 2012: Başbakan Tayyip Erdoğan : 22 Haziran 2012 tarihinde Suriye’nin 13 deniz mili açığında Doğu Akdeniz ’in uluslararası hava sahasında bir F4 askeri uçağımıza saldırı düzenlendi ve uçağımız Lazkiye’nin 8 deniz mili açıklarında Suriye karasularına düştü. Bunun altını çizerek söylüyorum, Suriye karasularında uçağımız vurulmamıştır, uluslararası sularda vurulmuştur. Vurulduktan sonra Suriye sularına düşmüştür.
08 Temmuz 2012 Pazar: Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz : Şu ana kadar çıkan parçalarda yapılan incelemelerde herhangi bir füze ve mermi izine rastlanmamıştır
09 Temmuz 2012 Pazartesi: Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Baki Kavun: Bir füze görüntüsü yok
09 Temmuz 2012 Pazartesi: Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel : Uçağımız uluslararası hava sahasında düşürüldü.