BIST 9.916
DOLAR 35,27
EURO 36,77
ALTIN 2.979,80
HABER /  GÜNCEL

Pearson köstebek miydi ?

The Washington Times gazetesi, ABD'li Büyükelçisi Robert Pearson ile ilgili ilginç bir iddiaya yer verdi...

Abone ol

''Pearson, Türkiye'yi küçük düşürücü yorumları basına sızdırdı'' The Washington Times gazetesi, ''ABD'nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson'ın, Irak savaşından önceki müzakereler sırasında Türkiye'yi küçük düşürücü yorumların basına sızdırılması gibi yanlış stratejilerin sorumlusu olduğunu ve kendisinden Türkiye'de nefret edildiğini'' iddia etti. ABD Başkanı George Bush'un mensubu olduğu Cumhuriyetçi Parti'ye yakınlığıyla bilinen Washington Times'ın, Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın ''düşünce yapısını'' eleştiren başyazısında, ''Pearson, birçok yanlış adım yüzünden, Türkiye'deki müttefiklerimiz tarafından nefret edilen bir isim'' denildi. Yazıda, Pearson'ın nefret edilen bir şahsiyet olmasının en önemli nedeninin ise Büyükelçi'nin, Irak'ta savaştan önceki müzakereler sırasında, Türkiye'yi küçük düşürücü yorumları basına sızdırmak gibi yanlış bir strateji izlemesi olduğu savunuldu. Gazete, muhtemelen basına sızdırılan bu yorumlar yüzünden, Türkiye'de 1 Mart'taki parlamento oylamasından, çok az farkla ABD'nin istediğinin tersine sonuç çıktığını da ileri sürdü. Yorumda, Türkiye'deki görevini bu yaz tamamlayarak ABD'ye dönecek olan Pearson'ın, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda siyaset planlama direktörlüğüne atanması planına değinilerek, bunun yanlış bir adım olduğunu iddia edildi. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın, siyaset planlama direktörlüğü görevinden ayrılan Richard Haass'ın yerine Pearson'ı atamayı planladığı belirtiliyor. Gazete, bu görevden ayrılan Haass gibi Pearson'ın kafa yapısının da Beyaz Saray ile örtüşmediğini ve daha uygun bir isim bulunmasının iyi bir başlangıç olacağını da savundu. Kısa süre önce liberal Amerikan gazetelerinden Washington Post'ta çıkan bir yorumda, Haass'ın yerine Pearson'ın atanmasının, Amerikan yönetimindeki ''şahinlerle'' bir türlü yıldızı barışmayan ''ılımlı'' Powell'ın, Bush'un ikinci dönem başkan seçilmesi halinde görevinden ayrılabileceğine işaret olarak değerlendirilmişti.