Suriye'den patates ithal edilmesiyle ilgili konuşan Bakan Fakıbaba patateste kimyasal silah etkisi olduğu yönündeki iddiaları yalanladı. Fakıbaba yurt dışından alınan etlerin hastalıklı olduğu yönünde yapılan haberle ilgili de konuştu.
Abone olGıda Tarım ve Hayvancılık Ahmet Eşref Fakıbaba, CNN TÜRK'te Hakan Çelik ile Hafta Sonu programına konuk oldu.
Bakan Fakıbab, fiyatları yüksek olan et ve patatesle ilgili çıkan 'hastalıklı' haberlerine de tepki gösterdi. Fakıbaba patates ve soğan fiyatlarıyla ilgili "Üreticiler 'Patates elimizde kaldı' diye dert yanıyordu. Biz ihracat desteği verdik. Ama ne olduysa seçimden 15 gün önce patates fiyatları yükseldi. Bazı insanlar fırsatçılık yapıyor" diyen Fakıbaba, önümüzdeki hafta fiyatların normale döneceğini söyledi.
Bakan Fakıbaba'nın açıklamaları şöyle:
SURİYELİLER YAKIN DÖNEMDE DÖNECEK Mİ?
Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis bu bölgelerde problemi yaşıyoruz. Zeytin Dalı Harekatı, Menbiç olayı... Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyor. Kısa dönemde olmasa bile ben tekrar bunların geri döneceğine inanıyorum. Geri dönmediği takdirde vatandaşlarımızın da sıkıntıları var. Gelen misafirlerimiz işsizlik oranını çok daha yükseltiyorlar. Farklı sıkıntılara neden oluyor.
GIDA FİYATLARI
Sayın Başbakanımızla birlikte Niğde'deydik. O zaman vatandaşlarımız 'patates elimizde kaldı ihracat desteği istiyoruz demişlerdi. Hemen ertesi bakanlar kurulunda ihracat desteği verdik. Fakat ne olduysa seçimden 10-15 gün önce patates fiyatları fırladı.
Şu var. ben tabi esnafa, tüccar, üreticiye arkadaşlara çok büyük saygı duyuyorum. Ama bir kesim var ki stokçuluk yapıyor ve fırsat kolluyor. Seçim zamanlarda 'ben daha fazla nasıl para kazanabilirim' Bu fırsatçılık nasıl doğuyor? Normalde Çukurova bölgesinde 300 bin ton rekolte bekliyoruz fakat iklim değişikliği de bizi çok vurdu. Kuraklık oluyor, rekoltenizde azalma oluyor. Yağmur yağıyor, hasadı toplayamıyorsunuz.
Seçim öncesi 6 liraya çıktı. Bugün 3 lira civarında. 2 liraydı tarlada, şu anda 1,5 liraya doğru gidiyor. Tarlada olması gereken fiyat 1 lira, 1,5 lira.
1 - 1,5 liralık patates, halde 2,5 lira oluyor, markette 4,5 lira oluyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Hükümet olarak biz bunun üzerinde çalışıyorduk. Bakıyorsunuz ki, iklim değişikliklerinde, normalde bizim patates üretimimiz 5 milyon ton. Tüketimimiz de 4,5 - 4,750. İhtiyacımızı karşılıyor. Biz ihtiyacımızı karşılıyoruz ve ihracat yapıyoruz. 250 bin ton bizim patates ihracatımız var.
Hemen pazartesi düşmeye başladı. Önümüzdeki hafta tamamen normal seviyeye gelecektir.
Para kazandılar, siyasi olarak da mesaj veriliyor. 'AK Parti zamanında böyle dönemlerde patatesin kilosu bile dolar kurunu geçti, böyle bir ülke olur mu' diye bazı yazılar da vardı. Kasıt olduğu da belli.
FIRSATÇILARA DÖNÜK ALINACAK TEDBİRLER
Mesela bizim Tarım Bakanlığı'mızın yan kuruluşları var. TMO, Et Süt Kurumu... Bunlar bizim yan kuruluşlarımız ve çok ciddi kuruluşlar bunlar. ÇAYKUR, bunlarla biz çok mükemmel bir şekilde göreve geldiğimden beri aile bütünlüğü içerisinde çok güzel işbirliği yapıyoruz. Fırsata yönelik fiyat artışları olduğunda hemen devreye giriyor ve mecbur, ürün azlığından değil fiyatı baskılamak adına da biz ithalat yapıyoruz, fiyatı düşürüyoruz.
HASTALIKLI ET İDDİASI
İthal ettiğimiz ürünleri detaylı inceliyoruz. Ben güvenlidir diyorum. Bir gazeteye baktım diyor ki "ithal edilen et hastalıklı bir ettir" Hemen gerekli genel müdürümü aradım. Ve gazetede bir başlık bu. Dedim nedir bu olay? "Efendim 2011 yılında böyle bir iddia olmuş, araştırılmış. İddianın doğru olmadığı tespit edilmiş. Ama gazete yine böyle bir haber yapmış"
15 bin noktanın üzerinde hala bizim et satışlarımız var. Orada şunu gördüm ben. Belirli kesimler bu bizim etimizin alınmamasını sağlamak adına bu haberleri yaptırıyor. Et almasın diye yapılıyor. Niye? Ben dar gelirli kardeşlerime kendimin de yediği 29-31 liralık eti satarken, 2011'deki olayın yeni gibi koyulmasının ne anlamı var?
SURİYE'DEN PATATES İTHALATI
2011 yılında olan bir haberi, eski bir hadiseyi sanki yeniymiş gibi... Tabi biz çok daha duyarlıyız. Afrin bölgesinde iki yıldan beri biz oradayız. Orada herhangi bir kimyasal silah kullanımı da söz konusu değil. Bizim arkadaşlarımız oraya gitmişler, tahlil yapmışlar. Yani 'bu patatesi yemeyin, bu eti yemeyin' Buradaki niyeti ben böyle buluyorum.
"ÜRÜNÜMÜZ VAR HASAT EDEMİYORUZ"
Bizim ürünümüz var, hasat edemiyoruz. İthalat kesin bitecek. Anlık bir olaydı. Ürünümüz var, tarlaya giremiyoruz. Bir hafta içerisinde patateste de soğanda da sorunumuz yok.
Esasında Tarım Bakanlığı'nda bizim de tecrübelerimiz oldu. Bir sene bakıyorsunuz ki mal tarlada kalıyor para etmiyor. Öbür sene çiftçi kardeşimiz onu ekmiyoruz. Rekolte düşüyor, rekolte düştüğü zaman fiyat artıyor. Havza bazlı desteklemeler ve bir de fiyat garantisi. Benim bir yılda öğrendiğim en önemli şeylerden.
Soğanın fiyatı belli. Çiftçi kardeşimize şunu diyeceğiz, maliyeti 1 lira, ben yüzde 25 kâr veriyorum. Fiyat garanti desteği vereceksiniz. Siz kaça sattınız malınızı? 1 lira 10 kuruşa, ben kilo başı size 15 kuruşa destek vereceğim.
ET FİYATLARI
29 lira kıyma, 31 lira kuşbaşı. Bütün Türkiye'de piyasayı izliyoruz. Ortalama diğer marketlerde, esnaf kardeşlerimizde de üreticiye çok saygı duyuyoruz. Kıyma ortalaması 42 lira. Kuşbaşı da 45 lira. En pahalı ve en ucuzu alıyorum, ortalaması 42-45.
Yeni destekleme modellerine geçmemiz lazım. Bu nereden oldu? Hakikaten yemde, dövizdeki artışla beraber yemde bir artışımız oldu. Ve haklı olarak üretici kardeşlerimiz 27 liraya satılan dana karkas, 29-30 lira kondu.