Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, Şemdinli Olayları'nı bir 'kalkışma hareketi' olarak nitelendirdi!
Abone olEmekli Korgeneral Hasan Kundakçı, Şemdinli Olayları'nı bir 'kalkışma hareketi' olarak nitelendirerek, "Ne yazık ki bu olay birkaç kişinin üzerine yıkıldı. Ama bunun ikinci bir bölümü daha var ki Van Savcısı'nın Kara Kuvvetleri Komutanı ile ilgili Genelkurmay'a göndermiş olduğu yazı. Bu tamamen siyasi bir belge kokusu veriyor. Burada Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) nüfuz etme TSK'yı istediği gibi kullanma gibi bir çabanın bulunduğunu sezmek mümkündür" dedi.
Karadeniz Teknik Üniveritesi (KTÜ) tarafından düzenlenen 'Kuzey Irak' konulu panel, bugün emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur ile emekli Korgeneral Hasan Kundakçı'nın katılımıyla Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Hasan Saka Konferans Salonu'nda yapıldı.
Panelde ilk olarak emekli Albay Mümtaz Bayazıtoğlu, Ortadoğu'daki olayların tarihsel seyriyle ilgili bilgiler verdi. Konuşmasının sonunda Irak'taki Peşmergeler'in Türk bayrağını hançerlediği resmin gösterilmesi sırasında duygulanan Bayazıtoğlu, yaptığı konuşmayla salondakileri de duygulandırdı.
Bayazıtoğlu, Irak'ta Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi olayının intikamını konu alan 'Kurtlar Vadisi Irak' filmiyle ilgili olarak da, "Ben Kurtlar Vadisi filmini hiç seyretmedim. Ama bu olayın intikamı filmle alınacak bir olay değildir" diye konuştu.
Panelde, 'Irak'taki Son Gelişmeler ve Türkiye' konulu bir sunum gerçekleştiren Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, ABD'nin Irak'a müdahale nedenlerini, ABD'nin yeni dünya düzeni anlayışını ve bu düzenin esaslarını, Büyük Ortadoğu Projesi'ni (BOP), savaş sonrası yaşanan gelişmeleri ve bütün bu olayların Türkiye'ye olan etkilerini anlattı. BOP ve Yeni Dünya Düzeni'nin ve Ortadoğu'da cereyan eden gelişmelerin temelinde enerjinin olduğunu belirten Tolon, dünyadaki petrol kaynaklarının büyük kısmının Ortadoğu'da bulunduğunu ve bu mücadelenin temel nedeninin de bu olduğunu söyledi.
PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığının Türkiye için çok büyük önem taşıdığını kaydeden Tolon, "ABD '2003 yılı sonlarında PKK'yı halledeceğiz' tarzında verdiği sözü maalesef yerine getirmemiştir. Herhangi bir adım da atılmamıştır. Görülüyor ki, ABD Irak'ın kuzeyindeki PKK'ya kesinlikle askeri müdahalede bulunmayacaktır. Bunu açık olarak söylüyorlar. Buna karşılılık terör örgütünü silahlı mücadeleden vazgeçirmeye yönelik bir tutum izledikleri, bu maksatla Irak'taki Kürt grupları kullanmayı hedefledikleri dikkati çekmektedir. Bu durum iki ülke arasında en önemli sorun olarak devam etmektedir" şeklinde konuştu.
"ABD TERÖR KONUSUNDA İKİLEM İÇİNDE"
ABD'nin bütün dünyayı uluslararası terörle mücadeleye davet ettiğini ancak PKK'ya karşı sergilediği davranışıyla tam bir ikilem içinde olduğunu vurgulayan Tolon, "'Hem teröre karşıyım' diyeceksiniz hem de PKK'ya karşı bir harekette bulunmayacaksınız. Bu nasıl ikilem? Hem de Türkiye'de bugün başlayan dünya çapında ilk defa düzenlenen 'Uluslararası terör ve terörle mücadele' konulu sempozyuma katılıyorsunuz. Peki 'sizin teröristiniz, bizim teröristimiz' gibi bir ayrım mı var? Sizin canınız yanınca terörist, bizim canımız yanınca başka bir şey mi? PKK konusu ihmal edilebilecek ve başkalarına ihale edilemeyecek kadar önemlidir. Türkmenler'in hakları korunmalıdır. Kültürel ekonomik yönden kalkınmalarına yardımcı olunmalıdır. Gerçek odur ki, Türk devlet geleneğinde topraklarını altın tepsiyle birilerine sunmak yoktur. Türk'ten toprak almanın yolu tektir. Türk nasıl aldıysa öyle toprak verir. Alabiliyorsan gelir alırsın" dedi. Tolon, konuşmasının sonunda Iraklı Ömer'in insanlığa haykırışı konulu bir parçayı seslendirdi.
Panelin diğer konuşmacısı Emekli Orgeneral Şener Eruygur ise, ABD ve müttefiklerinin tek amaçlarının dünyada kendi düzenlerini sürdürmek ve refah seviyelerinin daha da artmasını sağlamak olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin gelecekle ilgili planlarını yaparken ulusal çıkarlarını işin merkezine koyan bir düzenlemeye ihtiyacı bulunduğunu ifade eden Eruygur, "Belki dikkatlerden kaçmıştır, geçtiğimiz 10-15 gün önce bir gazetemizde küçük bir haber vardı. ABD'de eğitim görmüş bir general bir ders kitabında dünyada topraksız iki millet olduğunu bunların birisinin Filistin, diğerinin de Kürtler olduğunu belirterek, Filistinliler'in 20-30 yıl sonra devletlerini kuracaklarını, kendilerinin Kürtler'le ilgili hazırlık yapmak zorunda olduklarını söyledi.
Tabiatıyla ne Filistinliler ne Kürtler onların derdi değildir. Onların dertleri petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip olmak ve orada oturmaktır" diye konuştu.
1 Mart tezkeresi öncesinde ABD'de sivil ve askeri yöneticilerin devamlı olarak Türk yetkililerle görüştüğünü ve PKK ile ilgili işlemlere başlayacaklarını, siz önce bizim sizden istediğimi koşulları yerine getirin sonra gereğini yaparız dediğini söylediklerini hatırlatan Eruygur, "Sonradan bunun olmadığını hep birlikte gördük. Onun için bu insanlara kesinlikle inanmamak gerekir. Çünkü ne insani duygular, ne de müttefike yardım düşüncesi bunların düşünce yapısında yoktur. Bunu da her türlü olayla göstermişlerdir. Aşağı-yukarı 100 bin olarak ifade edilen Iraklı'ya yapılan işkenceler, zaman zaman ortaya çıkan ve gelecekte de ortaya çıkması muhtemel olaylar göstermektedir ki bu konuda onların insani duyguları kaybolmuştur" şeklinde konuştu.
"KURTULUŞ SAVAŞI'NIN KOŞULLARI YAŞANMADAN BU ANAYASANIN TEMEL DEĞERLERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ MÜMKÜN OLAMAZ"
ABD ve müttefiklerinin tek bir düşüncesi bulunduğunu ve bunun da Türkiye'deki, "Anayasanın değieaktır. Bunu açık olarak söylüyorlar. Buna karşştirilemez" maddelerini değiştirmek olduğunu ifade eden Eruygur, "Anayasa belli tarihlerde değişime tabi tutulmuştur ama, özde bu anayasa kanla kurulmuştur, bunun için Kurtuluş Savaşı verilmiştir, Kurtuluş Savaşı'nın koşulları yaşanmadan bu anayasanın temel değerlerinin değiştirilmesi mümkün olamaz ve hiçbir yönetici de cesaret edemez. Eğer cesaret ederse karşılığını mutlaka bu Türk milletinden görecektir" dedi. Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı ise, Ortadoğu'da cereyan eden mücadelenin temelinde petrol olduğunu söyledi.
Irak'ın etnik ve dini temelde parçalandığını ve bu parçalanmanın İsrail ve Kürtler'in çıkarına olduğunu belirten Kundakçı, "Meydan Kürtler'e kalacaktır bu parçalanmada. Kırmızı çizgileri ülkeler kendileri çizer. El elin işini ıslık çalarak yapar, yapar ama kendine göre yapar. İşte biz kırmızı çizgilerimizin arkasında hiç durmadık, sürekli arkasından gitmedik. ABD de burada kendi ilkelerine ters düşmüştür. Bir dost müttefik ülkeye uygun olmayan hareketler yapmıştır ve kendi ilkelerini çiğnemiştir. Birincisi 'Ben buraya teröristlerle mücadeleye geldim" dedi. Ancak kendi terör listesinde olan PKK'nın üzerine gitmedi. Bu nasıl anlayış. Böyle şey olur mu? Ondan sonra, ben insan haklarının bayraktarlığını yapıyorum, insan haklarına şöyle saygılıyım diyor. İnsan haklarının bayraktarlığını yapan ABD burada, Türkmenler'in ve Araplar'ın mülkiyet haklarına tecavüz etmiştir kendi ilkesini de utanmadan çiğnemiştir" diye konuştu.
Nevruz'da yaşanan olaylarla ilgili açıklamalarda da bulunan Kundakçı, "21 Mart 1992'de Cizre'de izlemiştik bunu. Bu kalkışma hareketi Cizre'de çok iyi bastırılmıştı ve PKK sesini çıkaramamıştı. Ama burada biraz değişik oldu, teröristlere karşı sessiz kaldık. Teröristlerin karşısında tek engel Türk Silahlı Kuvvetleri idi. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en büyük komutanına saldırı başladı. Ve bu saldırıya Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yayınlanan bir açıklamayla yanıt verildi. Ama durmadılar da. 21 Mart 2006 günü bütün meydanları doldurdular ve her tarafta müthiş bir hareket vardı. Bunu pek çok yerde görüyoruz. Ne yazık ki bunlar Cudi Dağı'nda değil İstanbul'un, Ankara'nın, Antalya'nın Adana'nın göbeğinde oluyor. Terörle mücadelede teröre asla prim verilmez. Prim vermek demek mücadeleyi kaybetmek demektir. Prim verdiğiniz zaman bu Türkiye'nin pek çok yerine yansıyacaktır. Ama ben bir Türk subayı olarak şunu söylemek isterim. Terörle uzun yıllar mücadele ettim, dağlarda Mehmetçik'le yanyana oldum, korucumla yanyana oldum. Bu dönemde teröristin sesini kestik, sindirdik. 21 Mart Nevruz günü duyduğumuz sloganları sözleri, Mehmetçik duyar diye dağlarda bile söyleyemezlerdi. Aman Mehmetçik duyar da tepemize iner diye. Şimdi şehirlerimizin göbeğinde söylüyorlar. En acı tarafı bu. Bir de kabadayılık taslamaya başladılar. Yalnız bu millet büyük Türk Milleti büyük bir millettir. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yok oldu diye bilinen bu millet Büyük Atatürk'ün çabalarıyla derlenip toparlandı, kendisine uzanan Sevr'i yırtıp attı. Kanıyla canıyla mücadeleyi kazandı. Bu millet bunları da asla hoş görmeyecektir. Bizler ölmedikçe, çünkü elimiz hala silah tutuyor, bunlar kesin olarak cezalandırılacaktır" şeklinde konuştu.
Panelin sonunda katılımcıların sorularını yanıtlayan emekli paşalardan Şener Eruygur, AB süreciyle Türkiye Cumhuriyeti'nin Lozan'la elde ettiği bazı kazanımların elinden alındığını, özellikle 3 Ekim süreciyle bunun hızlandığını belirtti.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise, silahlı kuvvetler mensuplarının emekli olmadan önce bazı şeyleri neden söyleyemediğiyle ilgili bir soru üzerine, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin geleneksel disiplin anlayışı ve emir komuta hiyerarşisi konuşmanın ne zaman nerede kim tarafından yapılacağı tayin edilmiştir. İşin doğrusu da budur. Ancak komutanlar ilgili yerlerde ilgili kişilere gerekli şeyleri söylerler ve gerekli konuşmaları yaparlar" diye cevap verdi.
Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı da, Şemdinli olayları ile ilgili bir soru üzerine, bu olayları bir kalkışma olarak nitelendirerek, "Ne yazık ki bu olay birkaç kişinin üzerine yıkıldı. Ama bunun ikinci bir bölümü daha var ki Van Başsavcısının Kara Kuvvetleri Komutanı ile ilgili Genelkurmay'a göndermiş olduğu yazı. Bu tamamen siyasi bir belge kokusu veriyor. Burada Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) nüfuz etme TSK'yı istediği gibi kullanma gibi bir çabanın bulunduğunu sezmek mümkündür" şeklinde cevaplandırdı. Kundakçı, kendisine neden Tamburacı denildiğini ise, "Doğu'da görev yaptığım yıllarda askerlerimle birlikte çatışmalara bizzat katılırdım. Dolayısıyla bana böyle bir isim takıldı. Bugünkü Türk askeri de Çanakkale'de görev yapan Türk askeri kadar kahramandır" diye cevaplandırdı. Nevruz'la ilgili bir soru üzerine Kundakçı, "PKK terör örgütü bunu bir şova dönüştürmüş durumdadır. Bunu Öcalan'ın aklanması şovuna dönüştürmüş durumdadır. Bunu Türkiye Cumhuriyeti olarak, bir Türk vatandaşı olarak hoş göremeyiz ve bunu görmezlikten gelemeyiz. Bunlar mutlaka önlenecektir, önlememiz gerekir" diye cevap verdi.
Sık sık alkışlarla kesilen panelin sonunda salondaki bir grup Türk bayrağı açarak, "Kerkük Türk'tür Türk kalacak" şeklinde slogan attı. Panelin sonunda KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, panele katılan emekli paşalara birer plaket takdim etti.