BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Paşa ut çalıyor Perinçek ders veriyor

Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi Gazeteci Hayati Özcan, 18 aydır tutuklu kaldığı Silivri Cezaevi’nde yaşadıklarını anlattı.

Abone ol

Önceki gün ’Ergenekon’ davasından serbest bırakılan Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi Gazeteci Hayati Özcan, 18  aydır tutuklu kaldığı Silivri Cezaevi’nde yaşadıklarını anlattı.

25 Mart 2008’de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi, İşçi Partisi Ulusal Strateji Merkezi Üyesi ve İşçi Partisi İzmir İl Yöneticisi Hayati Özcan perşembe gecesi tahliye oldu. Serbest kalır kalmaz İzmir’e giden Özcan, Vatan’da ’Ergenekon’ sanıklarının moralinin çok iyi olduğunu ve çoğunun günü kitap, gazete okuyup yazı yazarak geçirdiğini söyledi. İşte Özcan’ın Silivri izlenimleri:

’Biz bir aile olduk’

“İçeride kimse birbirini tanımıyordu. Tanıştık ve bir aile olduk. Birimizin bir derdi, yarası olduğunda hepimiz koşuyorduk. Cezaevi idaresi ve güvenlik görevlileri bize hep anlayışlı ve medeni davrandı. Yasa neyse cezaevinde o uygulandı. İçeride yaşadığımız tek problem altyapı ve özellikle sağlık hizmetlerine ilişkin eksikliklerdi.”

Perinçek ders veriyor

“Ben Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi hukuk danışmanı, Aydınlık Dergisi yazarı Avukat Emcet Olcaytu ile beraber kalıyordum. Tüm Ergenekon sanıklarının başına kötü olaylar geldi. Kimisi içeride büyük rahatsızlıklar atlattı, kimisi felç oldu kimisinin babası öldü. Ancak herkes moralini yüksek tuttu. Emcet Bey çok güzel yemek yapıyor. Doğu Perinçek sayesinde birçok Ergenekon sanığı ’gladyo’nun ne olduğunu öğrendi. Çoğunlukla günde 9-10 gazete okuyup, köşe yazarlarını tarıyor ve bol bol kitap okuyorduk. Asker kökenlilerle ilk başta aramız soğuktu ancak tanıştıkça bizim onları onların da bizi yanlış bir bakış açısıyla değerlendirdiğini, araya kan girdiğini algıladık ve bu soğukluğu kırarak kardeş olduk.”

Malta’daki yurtseverler

“Anlaşamadığımız insanlar da oldu. Örneğin Mehmet Zekeriya Öztürk. Kendisinin kim olduğunu biliyoruz. Mehmet Eymür’ün adamı. Veli Küçük harika ut çalıyor ve bu aralar ’Malta’dan bugüne’ adlı bir tarih çalışması hazırlıyor. Çalışmasında Malta’daki yurtsever aydınlarla şu anda Ergenekon’dan hüküm giyen yurtseverleri kıyaslıyor. Kendisine nasılsınız diye sorduğumuzda ’Görev başındayım gayet iyiyim, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ndeki 1’inci vazifemi yapıyorum’ derdi. Oktay Yıldırım ve Mehmet Demirtaş’ın edebiyat kabiliyetleri çok yüksek. Edebi makaleler yazıyorlar. Ergenekon sanıkları daha öncekilere benzemeyen çok farklı bir edebiyat çalışması yapıyor.”

Danıştay faillerini dışladık

“Danıştay faillerinin kaldıkları odalar bizimkilerden farklı ve ayrı bir bölümde. Yemeklerini bile ayrı bir bölümde yiyorlar. Elbette Arslan ve Yıldırım’ın gelmesiyle bizim aramızda bir huzursuzluk oluştu. O insanları görmek istemiyoruz. Ergenekon sanıkları düzgün giyinen, medeni ve konuşmasını bilen insanlardır. Osman Yıldırım ve ekibi ise dağınık, sürekli saldıran ve kriminal insanlar.”