Eskişehir'de 2011'deki genel seçimlerde AKP ilk sırada yer almış, 30 Mart'taki yerel seçimleri ise CHP kazanmıştı. BBC Türkçe'den Rengin Arslan, doğup büyüdüğü kentte cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi halkın nabzını tuttu.
Abone ol9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in siyaset yaptığı yıllarda seçim sonuçlarını takip ederken, "Bana Eskişehir sandık sonuçlarını getirin, genel oy oranlarını anlayalım" dediği söylenir.
Son dönemde ise böyle bir dengeden bahsetmek pek mümkün değil. Bunda Eskişehirlilerin kendi tabirleriyle "particilik" yapmamasının etkisi olabilir.
Eskişehir'de 2011'deki genel seçimler ile 30 Mart'taki yerel seçimlerde sonuçlar farklıydı.
CHP'nin yerel seçimleri kazanmasında en büyük etken Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'di. Genel seçimlerde ise CHP ülke genelinden yüksek oy alsa da, AKP yüzde 44 ile Eskişehir'de birinci parti olmuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri söz konusu olduğunda ise genel seçimlerdeki eğilimin ağırlık kazanacağını öngörenler çoğunlukta. Zira bu kez "Yılmaz Hoca faktörü yok."
Seçimlerin Pazar günkü ilk turu öncesi, kent merkezinde yaklaşık 700 bin kişinin yaşadığı Eskişehir'de bir seçim havası olduğunu söylemek güç. Bunu yaz günlerinin rehavetine yoranlar da var, CHP ve MHP'nin "görece olarak daha rahat" olmasına da.
Yerel seçim-genel seçim farkı
Eskişehir'in merkezindeki üç belediye de CHP'li. Ancak Eskişehirlilerin kendi deyimleriyle "iş hizmete geldiğinde particilik yapmadıklarını" gözlemlemek mümkün. Zira "Belediye'de Büyükerşen'e verdim ama genel seçimlerde AKP'ye" diyenlerin sayısı az değil.
Bozkırın bir parçası olan kentin içinden geçen Porsuk Çayı'nın etrafı ve iki yanına kafelerin dizildiği bölge, belki biraz ironik ama "Adalar" olarak anılıyor. Genç, yaşlı, emekli, çalışan, öğrenci her kesimden insanı bulmak mümkün burada.
Doğduğum, büyüdüğüm bu şehirde seçim için konuşmalara da buradan başlıyorum. Sonra istikamet, kentin en eski yerleşim bölgesi tarihi Odunpazarı.
"Tek lider Erdoğan"
Öğle sıcağında Porsuk Çayı kenarında bir bankta oturan iki kişiyle sohbet etmeye başlıyoruz. 60 yaşındaki inşaat işçisi Sebahattin Baştürk, CHP ve MHP'nin çatı adayını "Daha adını tam söyleyemiyorlar, kimse ismini bilmiyor" diyerek eleştiriyor ve "Benim kararım Tayyip. 12 senedir iş yapıyor" diyor.
Aynı bankta dinlenen Rahim Bey ise Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy vereceğini söyleyerek Erdoğan'ı şu sözlerle eleştiriyor:
"Yol yaptık diyorlar ama fabrika yapmadı, istihdam sağlamadı."
O sırada Sebahattin Bey araya giriyor: "Nasıl yapmadı? Helikopter yaptı, tank yaptı. Tek lider Erdoğan. Bunu anlayın artık."
Birbirini tanımayan iki kişi, kısa sohbetimiz boyunca pek çok kez birbirlerinin söylediklerine itiraz ediyor ancak üsluplarını hiç bozmuyorlar. Sonunda ortak bir nokta bile buluyorlar hatta. İkisi iki ayrı yerden "Bu memlekette en dürüst siyasetçi Ecevit'ti" diyorlar. Hemfikir oldukları bir başka şey ise "çalıştırmadılar adamı" ifadesi oluyor.
Eskişehir'in DSP'nin kalesi olarak anıldığı yıllar çok uzakta sayılmaz ve öyle görülüyor ki siyasetinin Eskişehir üzerindeki etkisi de henüz silinmemiş.
Adalar'da yoluma devam ediyorum. Emekli bir kadın geçen yerel seçimler itibariyle artık AKP'ye oy vermediğini söylüyor. Bu seçimde de oyunu İhsanoğlu'na verecek. Bu değişikliğin gerekçesini ise "yolsuzluk soruşturmaları" olarak açıklıyor.
"CHP'ye küsenler daha çok"
Güneşin tepede olduğu saatte, gölgedeki çöpleri süpüren temizlik işçisi de benzer bir serzenişte bulunuyor AKP'ye ve Erdoğan'a. "Kaç kere oy verdim ama bu sefer oy yok. Aklayacaktı kendini, sonra oy isteyecekti" diyor. Aynı cümlenin devamında Kılıçdaroğlu'nu ve CHP'nin siyasetlerini de eleştiriyor.
Eskişehir'deki seçim izlenimlerini sorduğum gazeteci Ali Baş ise AKP'ye oy vermekten cayanların sayısının çok olmadığını söylüyor. CHP'ye kırgın olanların daha fazla olabileceğini belirtiyor. Baş aynı zamanda, "Eskişehir'de iki artı iki dört etmeyecek bu seçimde. CHP ve MHP seçimlerde toplamda aldıklarının altında oy alacaklar benim gözlemlerime göre" diyor. İki partinin 2011 genel seçimlerindeki toplam oyu yüzde 39'a karşılık geliyor. Aynı seçimde AKP'nin oyu ise yüzde 50'ye yakındı.
Baş bu görüşünü ayrıca Ekmeleddin İhsanoğlu'nun programına Eskişehir'i sonradan dahil etmesiyle de destekliyor. "Bunu oylarda bir düşüş olduğunu fark ettiklerini ve toparlamak için geldiklerini düşünüyorum" diyor.
Abdullah Gül'e eleştiri
Odunpazarı'nda haftada bir kurulan pazarda konuştuğum karpuzcu Mehmet Karatay ise MHP'ye oy vermiş önceki seçimlerde
Gazi Üniversitesi'nde hukuk okurken "Ergenekon davaları başlayınca okula ara veren" 28 yaşındaki Karatay, şimdi cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü, "İktidarın gönderdiği bütün yasaları bir gecede onaylıyor. Doğru mudur yanlış mıdır demiyor" diyerek eleştiriyor. Yeni gelen cumhurbaşkanının "her yasayı onaylamamasını" bekliyor.
Yıllardır aynı dükkanı çalıştıran berber ise daha önce tanımadığı halde İhsanoğlu'na oy vereceğini söylüyor.
Konuştuğum kişiler arasında İhsanoğlu'nu destekleyenlerin hiçbiri bugüne kadar adını duymamış ama CHP ve MHP'nin ortak seçimine güveniyor gibi görünüyorlar.
"Oy vereceğim aday yok"
Eskişehir'de konuştuğum hemen hemen bütün kadınların ortak özelliği ise kararsız olmalarıydı. Pazardan dönerken elindeki poşetlerle oturduğu bankta mola veren bir kadın, "Bilmiyorum ki kime vereyim. Benim siyasetle işim olmaz" diyor ve "Kimler adaydı?" diye soruyor.
Eskişehir'deki iki üniversitede okuyan öğrencilerin bir kısmı memleketinde oy kullanacak. Ancak Adalar'da karşılaştığım ve Eskişehir'de yaşayan bir öğrenci tatile gideceği için oy kullanmayacağını söylüyor ve ekliyor:
"Benim oy vereceğim bir aday yok zaten."
30 Mart'taki yerel seçimlerde Eskişehir'de 3 bin 500 oy alan HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'ın bazı tepki oylarını çekebileceği de düşünülüyor. Ancak bunun büyük bir oy artışına karşılık gelmesi beklenmiyor.