BIST 8.619
DOLAR 34,22
EURO 36,87
ALTIN 3.018,74
HABER /  GÜNCEL

Paris suikastı üzerine yorumlar

PKK kurucularından Sakine Cansız ile iki Kürt kadın aktivistin Paris'te öldürülmesiyle ilgili yorumların yelpazesi iyice genişliyor. Şüpheliler arasında "Türk gladyosu", "örgüt içi fraksiyonlar", "Orta Doğu ülkeleri" ve "istihbarat örgütleri" sayılıyor.

Abone ol

Fransa'nın başkenti Paris'te PKK kurucularından Sakine Cansız ile iki Kürt kadın aktivistin öldürülmesiyle ilgili olarak Türkiye'de çok çeşitli değerlendirmeler yapılıyor.

Suikastın, PKK ile Türk hükümeti arasında Kürt sorununa barışçıl çözüm için müzakere kapısının aralandığı günlere rastlaması, hemen her kesimden yorumcular tarafından 'manidar' bulunuyor.

Olayı BBC Türkçe’ye değerlendiren eski HEP Milletvekili ve Avukat Sedat Yurtdaş, “Bu durumdan kimin çıkar sağlayacağı herkeste oluşan soruların yanıtı olabilir. Ama bu yanıtı şu an bilemiyoruz” diyor.

İstihbarat örgütlerinin parmağı olabileceği yorumları yapılırken, PKK "Türk gladyosunu", Türkiye hükümeti ise "PKK içindeki fraksiyonları" şüpheliler listesinin başına yerleştiriyor.

Olası failler

Avukat Yurtdaş kendi görüşünü, "Saldırının müzakereye dönük olduğunu, şiddetin devam etmesini isteyenlerin provokasyonu olduğunu düşünüyorum" diye ifade ediyor.

Bu aktörlerin ise "derin devlet, uluslararası gladyo gibi güçler olabileceğini" belirtiyor.

İhtimal olarak gördüğü bir başka cepheyi ise "Orta Doğu kaynaklı olabilir" diyerek vurguluyor.

Radikal Gazetesi Dış Haberler Müdürü Fehim Taştekin ise her ihtimalin olduğu bir durumda Orta Doğu’nun da bunlar arasında olabileceğini ancak Suriye’nin dahlini düşük gördüğünü belirtiyor. Suriye’nin kendi iç işleriyle “bu kadar meşgulken” böyle bir saldırı düzenlemesinin zor olduğunu aktarıyor.

Taştekin, bu noktada failler açısından “derin devletin de, Kürt diasporasının da” ihtimaller arasında bulunduğunu belirtiyor.

Taştekin ayrıca, olayın Paris’te gerçekleşmesine dikkat çekerek, “Fransa’nın istihbaratının böyle bir olayı öngörmesi gerektiğini söyleyenler var” diyor.

Taştekin Kürt meselesinin tarihsel kökenlerini hatırlatarak, “Fransa’nın bu konuyla her zaman ilgili olduğunu” hatırlatıyor.

Demokratik Toplum Kongresi üyesi, yazar Ferda Koç örgüt içi bir hesaplaşmaya ihtimal vermeyenlerden: “Bugüne kadar ana çizgiden ayrılmamış, örgüt içinde çok saygı duyulan Sakine Cansız gibi birinin açıklanabilir nedenleri olmaksızın bir operasyonla Paris gibi, bu tip eylemlere yönelik soruşturma imkanlarının geniş olduğu bir yerde saldırıyla öldürülmesi olasılıkların en küçüğü.”

Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu bu olayda, “İstihbarat örgütleri kokan bir profesyonellik var” diyor.

Barış girişimlerine komplo

Herkesin hemfikir olduğu nokta ise bunun, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan ile önce Türk devlet temsilcilerinin, sonra da Kürt milletvekillerinin yeni bir barış sürecinin kapısını aralamasına karşı bir komplo niteliği taşıdığı.

Yurtdaş bunu, barış yolunun önemini vurguluyor: “Hem hükümetin hem de Öcalan’ın aldığı risk açısından 100 yıllık bir sorunu bitirmeye yönelik bir adım atılıyor ve bu olay oluyor” diyor.

Ferda Koç da ortada henüz sınırları belirlenmemiş bir diyalog olduğunu söyleyerek, “Bu olay barış çabasının kırılganlığını arttırıyor” diyerek sürecin olumsuz etkilenebileceğini belirtiyor.

Radikal’den Taştekin bu görüşten farklı olarak, “bu sabotajın etkisinin yapıcı bir yöne çevrilebileceğini” düşünüyor.

Taştekin, “Kürt hareketi açısından barış sürecinin ilk bedeli bu oldu ancak taraflar doğru adımlar atarsa, doğru bir üslup kullanırsa etki tersine çevrilebilir” diyor.

Taştekin bu görüşlerini, Kuzey Irak ve Türkiye’deki Kürt kesimlerden gelen “barışa yönelik güçlü vurguya” dayandırıyor.

Erdoğan'ın yorumu

Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan, Afrika gezisinden dönüş yolunda gazetecilere değerlendirmelerini aktardı.

Olayın meydana geldiği Kürdistan Enformasyon Bürosu'nun şifreli kilide sahip olduğunu söyleyen Erdoğan, içerideki kadınların kapıyı açtığını ifade ederek, "Onlar da her halde tanımadıkları insanlara kapıyı açmaz. Tanıdıkları, bildikleri insanlara açıyorlar'' diye konuştu.

Erdoğan, PKK içinde çeşitli fraksiyonlar olduğunu ve bir kesimin barış görüşmelerine karşı çıktığını da sözlerine ekledi.

Kürt cephesinden Fransa'ya uyarı

PKK Yürütme Kurulu da bugün bir açıklama yaptı. ANF’nin haberine göre açıklamada, "Uluslararası güçlerin ve Türk gladyoysunun ortaklaşa ve profesyonel bir tarzda planlayıp gerçekleştirdikleri bu katliamın, Reber Apo’nun başlattığı yeni çözüm sürecini baltalamaya dönük olduğu aşikârdır" deniyor.

PKK'nın silahlı kanadı HPG'den yapılan açıklamada, Fransa'nın katliamı aydınlatma sorumluluğu olduğu belirtilerek, "Aksi halde yoldaşlarımızın öldürülmesinden sorumlu tutulacaklar" denildi.

Barış ve Demokrasi Partisi Eş Başkanı Selahattin Demirtaş da, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'a seslenerek, "Yeni işbaşına gelen hükümet, bu katliama ortak olmak istemiyorsa bunun faillerini ortaya çıkarmak zorundadır" dedi.

Paris'e giderek Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez'in öldürülmesini proteto için için Ahmet Kaya Kültür Merkezi'nde düzenlenen etkinliğe katılan Demirtaş, "Şu ülke, bu ülke yaptı demeye gerek yok; kim Kürdistan'ı ve Kürtleri eziyorsa, Kürt'ü esir almak, diz çöktürmek istiyorsa onlar yapmıştır" diye konuştu.

BDP lideri, Fransız gizli servisini ise şu sözlerle eleştirdi: "Bu kadar işlek bir caddede, Fransız istihbaratının bilgisi olmadan mantar tabancasının dahi patlatılamayacağı bir yerde, kimse bize 'Fransız istihbaratının bilgisi dışında bu olay olmuştur' demesin. Bu olay faili meçhul, faili gizli bir olay değildir. Paris'in varoşlarında bile Kürtleri izleyip istihbarat toplayan, çocuğundan kadınına, gencinden yaşlısına kadar herkes hakkında hergün fotoğraflarla, video kayıtlarıyla istihbarat toplayan Fransız istihbaratı, Paris'in merkezinde üç Kürt kadın siyasetçinin infazından bilgisi yoktur demesin kimse bize. Ellerindeki bilgi ve belge neyse derhal kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz."