Dikran Masis: "Benim gibi paralı adamlara ilgi duyan kadınlar bizi 'kart finans' olarak görüyor
Abone olEskidji Müzayede Şirketi'nin sahibi Dikran Masis: "Benim gibi paralı adamlara ilgi duyan kadınlar bizi 'kart finans' olarak görüyor... Kapıda Lincoln, üç şoför, beş hizmetçi, Kanlıca'da yalı... Bunlar aç adam paketi mi? Benim aç versiyonum bir işe yaramaz ki..." Ben zengin doğdum. Babam kendi işinde duayendi.
Çok genç yaşta aşk ile iş hayatımı karıştırmaya başlayınca babam fabrikadan attı beni... Bir anda beş parasız kaldım
Dikran Masis deyince, aklınıza ilk ne geliyor? Nükhet Duru'nun eski kocası değil mi? Aman gelmesin. Dikran Masis'i en çok kızdıran tanımlama bu. Eskidji Müzayede Evi'nin sahibi başarılı işadamı, bugün emlak deyince akla ilk gelen isimlerden. Masis ile görüşmeye gittiğimde "Aklında ne var?" diye sordu. "Benimle ne üzerine röportaj yapacaksın?" Gülümsedim; "Müzayede, emlak da olabilir tabii ama ben aslında kadın-erkek ilişkilerini konuşmak istiyorum." Dikran Masis, gece hayatının hızlı isimlerinden. Başından üç evlilik geçmiş. "Artık Allah korusun," diyor ama bence belli olmaz. Masis ile kadın erkek ilişkilerini konuştuk.
Öyle maço sözler sarf etti ki kadın okurlarımın hop oturup hop kalkacağına eminim. Ben bile rahat duramadım, tartıştık durduk. Röportaj bittikten sonra kendi kendime, "Aslında bütün erkekler böyle düşünüyor da, sadece cesaretli olan Dikran Bey mi?" diye düşünmeden edemedim. Dikran Masis ilginç kişiliği, kendine has üslubu, dobralığı ve ticaretteki başarısıyla ilginizi çekeceğini düşündüğüm bir portre. Heyecanlı, tutkularıyla yaşayan, hayattan zevk almayı bilen bir kişilik.
Tipik sıkıcı işadamı değil yani, eğlenceli. Üstelik bu eğlenceli tarafını da ortaya koymaktan çekinmiyor. Önce kısa bir hayat öyküsü... Dikran Masis İngiltere'de işletme ve ekonomi okumuş. O günkü ev arkadaşı tanıdık bir isim, Kemal Derviş. Okul bittikten sonra babası Masis Bayan'ın yanında Masis Çelik İşleri ve Sanayi Genel Müdürü olarak işe başlıyor. Bu iş sadece üç yıl sürüyor. Baba ile oğul arasında uzun süredir devam eden anlaşmazlık yerini kavgalara bırakıyor. 25 yaşındaki Dikran Masis, gece hayatını abartıp fazla para harcayınca olanlar oluyor.
'İŞ İÇİN HER KAPIYI ÇALDIM'
Masis "Ben zengin doğdum. Babam kendi işinde duayendi. Tabii ki çok genç yaşta aşk ile iş hayatımı karıştırmaya başlayınca, karakter çatışması yaşadık. Sonra fabrikadan ayrıldım. Daha doğrusu babam bana 's... git,' dedi. Babalarımızın ekolü farklıydı tabii. Onlar geldikleri noktalara kolay varmamışlar. Ne badireler atlatmışlar. Kendimi bir anda beş parasız sokakta buldum," diyor. Dikran Masis, daha sonra iki süpermarket açmış; "İşler iyi gitsin diyorum ama olmuyor, önüne gelen çalıyor. O zamanki dostum Erdoğan Demirören, 'Böyle iş yapacaksan kasaya, şarküteriye hep kendi akrabalarını koyacaksın. Sonra etrafa diyeceksin ki kimse çalmıyor, bizim aile çalıyor, yabancıya gitmiyor,' dedi. Sonra Celal Çapa ile kamyonet üzerinde konserve dağıtım işine girdik. O aralar iş alabilmek için bütün tanıdığım işadamlarının kapısını çaldım. Sakıp Sabancı'ya bile gittim. Hepsi bana 'Babana git, geri dön,' diye öğüt verdi.
Hepsi aileyi tanıyor tabii. İnan bana, aynı spagettiden 10 gün boyunca yediğim oldu. En sonunda reçel döküp yedim. Düşünsene altımda Challenger araba, Maksim'de en önde masam vardı, hepsini babamla birlikte bıraktım." Dikran Masis babasının bütün engellemelerine rağmen ayakları üzerinde durmayı başarmış. Bugün müzayede ve emlak denince ilk akla gelen isimlerden. Her ne kadar babasıyla uzun yıllar küs kalsa da, onun adını kendisine soy ismi olarak seçmiş." Babam ölmeden kısa bir süre önce, o zaman 'Alzheimer'dı, bir gün beni çağırdı. Evindeki odamı açtı ve kekeleyerek 'Sen büyük adamsın,' dedi bana. Baktım masanın üzerinde yığınla para. Bir babama baktım bir paraya. Son 30 senemi düşündüm. Bu paranın onda birini bana işe yeni başladığımda verseydi, bugün başka yerlerde olurdum. Tabii ki başarılı oldum ama bana onun bedelini sor. O yüzden çocuklarımıza gerekli imkânları verelim.
Onları satın alalım demiyorum. İmkân var aslında. Parayla sevgi bile satın alınır icabında." Tetik düşüren bu cümle oldu. Parayla sevgi bile satın alınır... Geçtik kadın erkek ilişkilerine ve paranın önemine...
'AÇ HALİM İŞE YARAMAZ'
- Parayla sevgi satın alınır mı?
- Alınır tabii. Şöyle alınır canım ciğerim. Örneğin; herkes beni cazip erkek olarak görüyor. Ben ise gülüyorum buna. Neden gülüyorum? Çünkü beni Hülya Avşar'ın dediği gibi Kart finans' olarak görüyor. Benimle ilişkiye giren sadece para için girmiyor ama biliyor ki pakette o da var.
- Pakette başka neler var?
- Kapıda Lincoln, üç şoför, beş hizmetçi, Kanlıca'da yalı. Bunlar aç adam paketi mi? Benim aç versiyonum bir işe yaramaz ki... Aç adam olsam bu röportajı yapacak mıydın?
- Başarılı ve ilginç bir karakter olduğunuz için buradayım, paralısınız diye değil.
- Kapitalist rejimde başarının derecesi paradır. Hiç fakir adama fikir sordun mu?
- Düşünürler zengin değildi ama...
- O eskidenmiş canım, Aristo'ya, Sokrates'a falan sorarlarmış.
'Türk kadınlarının gözü açıldı dayanacak zengin direk arıyor'
Kadınların aç kalmaya tahammülü yok. Bir buçuk milyara çizme gördüğünde onu almak için başka yollara sapabiliyor. Ben günümüzde bazı kadınları çok hafif görüyorum
- Her şey para mı yani? Nerede kaldı manevi değerler?
- Etiklerini kaybetmeyeceksin. Her şeyin asgarisi var. Sabah dişlerini fırçalayacaksın, deodorantını süreceksin, randevuna geç gitmeyecek, biri seni ararsa mutlaka geri arayacaksın. Akşam kocana kapıyı sen açacaksın, evde 30 hizmetçi olsa bile.
- Ya kadın adamdan sonra eve gelirse?
- Asgariler aşılmış demektir. Kadın erkekten geç gelmemeli.
- Niye gelmesin canım?
- Hepsi Duygu Asena'nın başının altından çıktı. Siz Türk kadınları, biraz zıvanadan çıkmak üzeresiniz veya çıktınız. Eskiden erkeklere yumuşak ve saygılı davranırken aniden biz de yaparız, biz de para kazanırız falan gibi hırslara büründünüz. Belki senin gibi başarılı olanlar var ama geri kalan kadınların yüzde 99'u bu hırs yüzünden yerlerde sürünüyor.
- Hayatımda böyle saçma bir laf duymadım. Evde mi oturalım?
- Bu oyunun kuralları var. Babamdan ayrıldığım gün, aç kalacağımı göz önüne aldım. Siz kadınların ise aç kalmaya tahammülünüz yok. Bir kadın Akmerkez'de bir buçuk milyara çizme gördüğünde onu almak için başka yollara sapabiliyor. Günümüzde bazı kadınlar çok hafif...
- Çürükler var diye bütün sepet bozuk mu? Olur mu öyle şey?
- 26 yaşında bir oğlum var. Kız arkadaşlarından gelen cep telefonu mesajlarını görmeni isterim. Tabii oğlanın da altında BMW var, villa var. Onun da paketi güzel. Türk kadınlarının gözü açıldı. İki ayağının üzerinde duramayanlar devrilmeyi kabul etmiyor, dayanacak direk arıyor. O direk de zengin erkek oluyor.
- O zengin erkek nedense hep evli oluyor.
- Erkek çokeşlidir, kabul edelim.
- Siz edin canım.
- Annemle babamın 50 yıl süren evliliğine bakıyorum da annem gibi kadın yok ki ortada. Annem fedakârdı. Camın önünde babamı beklerdi.
- Böyle bir kadınla mutlu olur musunuz?
- Erkek kadının fazla akıllısını sevmez. Düşünsene eve gelmişim, kadın açmış bilgisayarı, işiyle ilgileniyor. Ben yokum sanki! Yemeğinin parasını getiririm, ev kadınlığı yapsın. Kadınlık güzel, niye bozuyorsunuz ki?
- İnanılmaz maço bir tavrınız var.
- Mutfağa girip yemek mi yapalım? İş dünyasında da fazla hırslı oldu kadınlar. Niye bizimle yarışa giriyorsunuz, pek anlamıyorum. Siz her gün stres içerisindeki Türk erkeğini mutlu etmeye çalışsanız olmaz mı?
- Şaka değil mi bu sohbet? İş dünyası niye sizin olsun ki?
- Bak canım, yuvayı yapan kadındır. Kadının bir üstünlüğü daha vardır, çok yalan konuşur. Evlilik zaten baştan yanlış bir müessese.
- Niye üç kez evlendiniz peki?
- Yalnız yaşayamam ben. Ama bir daha asla. Siz kadınlar son yıllarda uslu durmayı da bıraktınız. Feminist hareketin düşünce tarafına bakacağınıza sportif tarafına baktınız.
- Aldatmadan mı bahsediyorsunuz?
- Evet. Biz erkekler de aniden karşımızda özgür kadınlarla dolu bir havuz bulduk. Karavatımızı takıp, mendilimizi yerleştirip vitrinde teşhire çıktık. Bir kadın kendi istemezse asla elde edilemez. Onun adına tecavüz derler. Eskiden sanatçılardan başka kimse erkeklerle beraber olmazdı, biz de onlara gezerdik. Şimdi başka. Ortalık öylesine yozlaştı ki kadın erkek ilişkilerine hiç önem vermiyorum.
'Şirket batıyor, Nükhet arayıp yemeği soruyor!'
- Nükhet Duru'nun eski kocası olarak anılmaktan hoşlanmıyormuşsunuz.
- Hoşlanmam tabii. O kadar iş yapmışım. Onunla evli olmak benim için etiket değil. Biz Nükhet ile biraz fazla magazin olduk zamanında ama sanat piyasasında en aklı başında olanlardan biridir.
- Niye boşandınız?
- Bir gün Nükhet iş yerinden aradı. Nasıl sıkışık bir toplantıdayım. Kan ter içindeyim, şirket batmak üzere, kıçımdan ter damlıyor. Telefonda '"Kocam," dedi, 'Sana akşam ne yemek yapayım?' Ben o gün onu boşamaya karar verdim. Ben ne bileyim yemeği.
- Bravo yani, kadın kötü bir şey mi söylemiş?
- Suratına telefonu kapattım diye Nükhet de "Kaba bir adam," demiş benim için zaten. Bak, her boşanan kadına sor, mutlaka bir mazereti vardır. Kocam bana karşı ilgisizdi, kocam benimle seks yapmıyordu... Önce kadın evliliğin içine eder, sonra mazeretini bulur. Boşanıp da mutlu olan bir kadın söyler misin? Söyle, şapka çıkartacağım.
- Nükhet Duru?
- Aç ve sor "Mutlu musun?" diye. "Bir daha evlenir misin Masis'le?" diye de sor. Boşanan kadın mutlu olmaz. Erkek boşandığı zaman evi muhakkak kadın terk etmeli. Çünkü biz yastığımızı dahi ararız. Öyle tekrar düzen müzen kuramayız.
- Erkeklerin "Alır ceketimi çıkarım," raconuna ne oldu?
- Lafta hepsi. Üç kere yapmış adamım.
- Yaşıtınız erkekler niye kızları yaşındaki kadınların peşinde?
- Hoşlandığı kadının yaşı küçüldükçe, erkek yaşlanır. Dere yatağında akar.
- Ne demek o?
- Tabiat kanunları kendi yolunu bulup gidiyor, aksine bir mücadeleye giremezsin. Erkeklerin genç kadınlara ilgi duyması doğal.
- 40-50 yaşındaki kadın ne yapacak? Böyle doğallık olur mu?
- 40-50 yaşındakiler bir gün yalnız kalacaklarını düşünüp evliliklerini iyi yapsınlar ya da yürütsünler, boşanmasınlar. Öyle adam kaçamak yaptı diye onu bırakmaya kalkmasınlar.
'Pantolonunuzu satın, manzaralı arsa alın'
Dikran Masis'i bulup da emlak sormadan olmaz tabii... Masis, güney sahillerinden arsa almayı öneriyor; "İddia ediyorum, kupon emlaktaki fiyatlar eylülde yüzde 50 artacak. Kim tersini söylüyorsa bu işten hiç anlamıyor. Gayrimenkulün fiyatı düşmeyecek yani. En büyük yatırım tüyosuna gelince, pantolonunuzu satın, güney sahillerinden deniz gören arsa satın alın. Avrupalılar önümüzdeki beş yıl içinde oradan çok arsa alacaklar. Beykoz'a çok dikkat edin. Çatalca unutulmuş bir bölge ama çok değer kazanacak."
Röpörtaj:Balçiçek Pmir