Paramparça dizisi gerçek oldu!
Yıllardır bakıp büyüttükleri çocuklarının kendi çocukları olmadığını ve hastanede karıştırıldığını öğrenen Adıyamanlı aile hem kendi öz çocuklarını, hem de büyüttükleri çocuklarını istiyor.
Hikayesiyle izleyicileri ekrana kilitleyen Paramparça dizisi gerçek oldu.
İddiaya göre, İstanbul Gaziosmanpaşa’da bulunan Özel Asya Hastanesi’nde 3 yıl önce dünyaya gelen Meryem Demirler ile Selahattin Demirler’in çocukları ile Trabzonlu Yusuf Kılınç ile Selma Kılınç’ın çocukları hastanede karıştı. Bu yaşanan karışıklık birkaç yıl sonra ortaya çıktı. Sarışın olan Yusuf Kılınç, hastane tarafından kendisine verilen çocuğun esmer olmasından şüphelenmesi üzerine çocuğuna DNA testi yaptırdı. DNA testi ile gerçek ortaya çıktı. Gerçeğin ortaya çıkmasının ardından hastaneye başvuran Trabzonlu aile, gerçek çocuklarını istedi. Bunun üzerine hastane yetkilileri Adıyamanlı aileyi arayarak onlardan da DNA testi istedi. Adıyamanlı Selahattin Demirler ile Trabzonlu ailenin yanında kalan 3 yaşındaki Eymen Kılınç’ın DNA’sı uyuştu.
Hastane yönetimi her iki aileyi İstanbul’a çağırarak çocukların değiştirilmesini istedi ancak Adıyamanlı aile Trabzonlu Yusuf ve Selma Kılınç çiftinin ayrı olduğunu gerekçe göstererek Cihangir’i vermeyeceklerini söyledi. Adıyamanlı aile bunun yanında Trabzonlu ailenin baktığı Eymen’i de almak için vekalet davası açtı. Adıyamanlı aile Özel Asya Hastanesi ile ilgili de hem maddi hem de manevi tazminat davası açtı.
Adıyamanlı Selahattin Demirler, çocuğunun İstanbul’da ki Özel Asya Hastanesi’nde karıştığını belirterek, “Çocuğum ilk başta doğduğu zaman sarışın olduğu için şüphelenmiştim. O zaman hastanenin başhekimine şüphelendiğimi söyledim ancak, başhekim kesinlikle yanlışlık olmadığını söyledi. Karışıklık olayı Trabzonlu ailenin çocuktan şüphelenmesi ve DNA testi ile ortaya çıktı. Aile DNA testi yaptırmış ve çocuğun kendilerinin olmadığı anlamışlar. Hastane bizi aradı. Benim DNA örneğimi aldılar ve 1 hafta sonra hastaneden beni tekrar arayarak Eymen’in benim çocuğum olduğunu söylediler. Eymenle benim DNA testi uyuştu. Biz bunu duyunca çok kötü olduk. Çok zor duruma düştük” dedi.
“EŞİMLE ÇOK KÖTÜ GÜNLER GEÇİRDİK”
Selahattin Demirler, kendi baktıkları Cihangir’in kendi çocukları olmadığını öğrendiklerinde şok yaşadıklarını dile getirerek, “Olay ortaya çıkınca hamile olan eşim şoka girdi. Eşim, ‘Bu çocuğu vermem, bu çocuğu alır kaybolurum. Kendimi öldürürüm bu çocuğu yine vermem’ dedi. İlk başta böyleydi ancak zaman biraz geçince ve diğer çocuğu da görünce duygular biraz daha değişti. Aile ile ilk olarak hastane bizi görüştürdü. Her iki aileyi de İstanbul’a davet etti. Trabzonlu aile daha sonra Adıyaman’a geldi. Kendi öz çocuğumu gördüm, onlarda öz çocuklarını gördü. Trabzonlu ailenin yanındaki benim öz çocuğum baba kelimesi nedir bilmiyor. Bu olay ortaya çıktığı zaman kadın çocuğa durumu anlatmış. Bizim resimlerimizi göstermiş. Çocuk beni görür görmez bana direk ‘baba’ dedi. Eymen bana baba deyince, benim büyüttüğüm Cihangir onu gördü ve kıskanarak, çocuğu itekledi. ‘Senin baban değil, benim babam’ dedi. Biz o an çok kötü olduk, yıkıldık” diye konuştu.
“HER İKİ ÇOCUĞU DA BEN ALACAĞIM”
Trabzonlu ailenin çocuğu değiştirmek istediğini ancak kendilerinin kabul etmediğini söyleyen Demirler, “Üç yıldan beri Cihangir’e benim öz evladım gibi bakıyorum. Oradaki çocuk benim öz oğlumsa da çocukları değiştirmek istemiyorum. Ben orada ki çocuğu da istiyorum. Her ikisine de ben bakabilirim. Benim değiştirmememin nedeni, olay ortaya çıkınca, benim öz çocuğumu reddetmişler. Bir kerede çocuktan nasıl vazgeçebiliyorlar? Çocuğu birden dışlamışlar. Bu benim çok zoruma gitti. Ben bu çocuğu reddetmeyeceğim, onların reddettikleri çocuğu da alacağım. Eymen için velayet davası açtım. Nisanda mahkememiz var. Allahın izni ile çocuğumuzu alacağız. Hastane ile ilgilide bu olaylar devam ederken bize uzlaşmak istediklerini ve bir miktar para teklif ettiler. Davayı kapatmak istediler. Ben hayır dedim. İnanın işe gitmiyorum. Üç aydan beri iş yapmak istemiyorum. Mahkeme neye karar verirse ben ona razıyım. Mahkeme değiştirin derlerse değiştiririm. Karşı aile ayrı oldukları için Cihangir hangisine gideceği belli değil. Karşı taraftan hem anne hem de baba çocuğu istiyor. Zaten ayrılar çocuğun psikoloji bozulur. Sağlık Bakanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığına başvuracağım. Herkes cezasını çekecek. Çünkü biz çok acı çektik. Bu yapılacak bir hata değil. Bizim hayatımızla oynadılar. Hastane gereken cezayı çeksin. Çocuk şuan üç yaşında ve bizim hayatımız yıkıldı” ifadelerini kullandı.
“ANNELİK, KARNINDA TAŞIMAK YADA DOĞURMAK DEĞİL”
Anne Meryem Demirler ise, Cihangir’den ayrılamayacağını vurgulayarak, “Annelik sadece çocuğu doğurmak değil yada karnında taşımak değil. Büyütmek daha başka. Cihangir bana daha ağır basıyor. Oradaki çocuk benim canımdan, benim kanımdan ama Cihangir bana daha ağır basıyor. İkisi de benim oğlum. İkisi arasında ayrım yapamam. Cihangir’i kendi oğlum gibi büyüttüm, halada öyle. Başkaları acıma duygusuyla bakmasın diye, Cihangir için dışarı çıkmıyorum. Bana çok düşkün ve benden başkasına gitmiyor” şeklinde konuştu.
Öte yandan hastane yönetimi ve baba Yusuf Kılınç konuyla alakalı açıklamalarda bulunmaktan kaçındı.