Adana'da yürütülen ve Emniyet İstihbarat yetkililerinin şüpheli olduğu telekulak soruşturması sona erdi.
Abone olAdana 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 sanık hakkındaki yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan telekulak iddianamesini kabul etti. Böylece paralel yapılanmaya yönelik ilk dava resmen açıldı.
SANIKLARA 31 YILDAN 78 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENİYOR
İddianamenin kabul edilmesiyle açılan telekulak davasında yer alan sanıklar istihbaratçı kimlikleriyle dikkat çekiyor. 9 sanık arasında Adana eski İl Emniyet Müdür Yardımcısı İsmail Bilgin ile İstihbarat Şube Müdürü Ertuğrul Yetkin de bulunuyor. Sanıklara 31 yıldan 78 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK İDDİASI
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'ın yasa dışı dinleme soruşturması kapsamında emniyet müdürü İ.B. ve E.Y. ile emniyet amiri A.A, komiser F.M, polis memuru H.S, A.Ş, R.K. ve M.A. ile emekli polis başmemuru A.K. hakkında, iştirak halinde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği (TCK 204/2), iftira (TCK 267/1), suç uydurma (TCK 271/1), haberleşmenin gizliliğini ihlal (TCK 132/1), kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması (TCK133/1), özel hayatın gizliliğini ihlal (TCK 134/1), kişisel verilerin kaydedilmesi (135) suçlarından ikişer kez cezalandırılmaları talebi istenmişti.
41 sayfadan oluşan iddianamede, sanıkların resmi belgede sahtecilik, iftira, suç uydurma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal ve kişisel verilerin kaydedilmesi suçlarını işlediği vurgulandı. İddianamede, şüphelilerin suçla ilgili ayrıntıları gizlemek için birlikte hareket ettikleri vurgulanarak, “Söz konusu suçları işlemedeki iştirak iradelerinin yoğunluğunu ve tüm şüphelilerin bu suçları işlerken belli bir organizasyon içerisinde, bilerek, isteyerek ve sistemli hareket etmek suretiyle planlı ve önceden öngörülmüş bir işbölümü çerçevesinde bu suçları işledikleri sonucuna varılmıştır” denildi. İddianamede, yasadışı dinlemelerin mahkeme kararlarıyla yapıldığına yönelik sürdürülen “paralel propaganda”ya da değinildi. İddianamede, “Dinlemelerin hakim kararı ile olması, dinlenen kişilerin sahte isimler ve suç uydurmak suretiyle yapılan taleplerle gerçekleşmesi eylemi suç olmaktan çıkarmamaktadır” ifadesine yer verdiği öğrenildi.