BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL  /  EĞİTİM

'Paralel Yapı'nın Kandil'i! 25 yıllık Cemaatçi Profesör anlattı

Rektörünün başörtüsü takması ile gündeme gelen Dicle Üniversitesi'nde neler dönüyor. Profesör anlattı; 'Paralel'in Kandil'i'

Abone ol

‘Paralel yapıya hizmet ettiği’ öne sürülen D.Ü. Rektörü Jale Saraç’ın, üniversiteyi Cemaatin merkez üssüne çevirdiğini söyleyen Prof. Ahmet Keleş, “Dicle Üniversitesi paralel devletin Kandili’dir” dedi.

Gülen Cemaati’nde 25 yıl kalan Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Keleş, Star si'ne yaptığı açıklamada ağır ithamlarda bulundu.

Cemaat’in 30 Mart Yerel Seçimleri hedefinin, AK Parti’nin yüzde 30 oya düşmesi, İstanbul ve Ankara’yı kaybetmesi olarak planlandığını anlatan Prof. Dr. Keleş, “AK Parti’nin çöküşünü hesapladılar. Ummadıkları biçimde yüzde 45.5’lik zafer oluşunca, iki önemli stratejiye başladı. Hala AK Parti ile Başbakan’ı kendi içinde farklı cumhurbaşkanı adayı olabilecek isimler üzerinden vurmaya çalışıyorlar” dedi.

Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç’ın paralel yapılanmadan olduğunu söyleyen Prof. Ahmet Keleş, “Dicle Üniversitesi paralel devletin Kandili’dir” diye konuştu.

ŞİMDİ HEDEF KÖŞK, YİNE DİNLEYECEKLER

Gülen Cemaati’nin, 30 Mart Yerel Seçimleri hedeflerinin tutmadığını anlatan Prof. Dr. Ahmet Keleş, 25 yıl içinde kaldığı Cemaat’in yeni planını Cumhurbaşkanlığı seçimleri olarak gösterdi. Hedefe yine dinlemelerle gidileceğini anlatan Prof. Keleş, şöyle konuştu:

-“Şimdi deniyor ki, ‘Cemaat çok akıllı. O nedenle biz hata yaptık, savaştık, ama gelin barışalım diyecek hükümete.’ demeyecekler. Cemaatin dinleme operasyonu, cemaatin kendi projesi içinde olduğu kadar cemaati içine alan büyük projenin de hedeflerini gerçekleştiren bir dinleme operasyonudur.”

CEMAATİN HESAPLARINI BOZAN YENİ HESAP

-“Bu hamlede cemaatin bizatihi inisiyatifi ne kadar, onun üzerindeki yapının cemaati böyle bir kamikazeye zorlamasının ihtimali ne kadar. Başbakan ile ilişkileri daha iyi noktaya taşıyabilirlerdi. AK Parti’yi kendi istedikleri gibi dizayn ederek Başbakan’dan sonraki AK Parti’yi ele geçirebilirdi. Devletin kendisi olurdu, paraleli olmazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı indirir; operasyonu tam yapardı. Yol haritaları buydu. Ama hesaplarını bozan başka bir hesap oldu.

O hesaba göre Tayyip Bey’in cumhurbaşkanı olmasını istemeyen AK Parti’nin şekillenmesini istemeyen büyük proje,
Başbakan Erdoğan’ın ABD ziyareti sonrasındaki olaylarla, Gezi ile düşünebilir. Cemaate erken bir görev verilmiştir. Onun üzerinden başlayan, yeterince hazırlanılmamış hareket olarak ilk hamlede hükümet mat edilemeyince geri dönüşü cemaatin panikleme oldu. Bozguna uğradı, söylem ve hareket planlaması olarak çöküşe giriş başladı.”

DİCLE ÜNİVERSİTESİ PARALEL'İN KANDİLİ

Dicle Üniversitesi için “Paralel devletin Kandil’idir” diyen Prof. Dr. Keleş, şöyle konuştu:

-“Jale Hoca rektör atanınca, etrafına Kırkıncı Cemaatten, Menzil’den, Paralel Yapı’dan bir arkadaşı yardımcı atadı. Beni de genel sekreter yaptı. Hangi cemaatten ne teklif gelirse gelsin üniversiteye alınması sağlanacaktı. Ancak 4 yıl içinde tamamen Gülen Cemaati kadrolaştı. Paralel Yapılanma Türkiye’nin en hayati kurumlarını ele geçirmeyi kendilerine proje olarak belirlemiş. Dicle Üniversitesi’ni üst olarak seçti. Çünkü bu üniversite Diyarbakır’da bölgenin kalbi. Diyarbakır da Orta Doğu’nun kalbi. D.Ü.’nün üst yönetimi, fakülte dekanlıkları ele geçirildiğinde aslında Diyarbakır için valiliği, belediyeyi ele geçirmekten çok daha önemliydi.”

ÜNİVERSİTEDEKİLERİN YÜZDE 95'İ CEMAATÇİ

“D.Ü’de hükümetin de bölgeye iyi niyetiyle, bölgenin kalkınmasına fayda sağlayacağı umuduyla hiçbir kadroya hayır dememesiyle, üç kadro istendiğinde beş kadro vererek cemaat üniversiteye aldırmak istediği araştırma görevlisi, uzman, doçent, profesör; idari personeli zorlanmayla karşılaşmaksızın rektör hanımın ve ekibinin inisiyatifiyle doldurdular. 2008’de seçime giren 542 öğretim üyesi var, 4 yıl sonra jale hanım döneminde kendilerine ayak bağı olan 150 öğretim üyesi ayrıldı. 350 kişi kadromuz kaldı. 2012’deki oy kullanan sayısı ise 852 oldu. Diğer üniversitelerde bu kadar artış yok. Sadece D.Ü’ye mahsustur. Çünkü bölgesel önemiyle devlet de muhafazakar insanların olmasını istedi. 2012 yılında 450’ye yakın öğretim üyesinin yüzde 95’i Cemaat’e mensuptur. 2014’e kadar bu alınan sayı 550-600 olmuştur diye düşünüyorum. Rektör hanım göreve atanınca arkasından, Gülen tebrik etti.

BAŞÖRTÜSÜNÜ İŞİNDE İŞ VAR

Prof. Saraç’ın başını kapatmasının da bir kalkan hareketi olduğunu, amacın Dicle Üniversitesi’ne operasyon yapılmasının önüne geçmek olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Keleş, “Rektörün hacca gittiğini biliyorum geçen sene, dönse örtünseydi bir anlamı vardı. Hadi o zaman örtemedi, başörtülü milletvekili olduğu gün örtseydi. Kamuda başörtülü memur olunca örtseydi. 30 Mart’tan önce örtseydi, anlamı olurdu. Neden basın toplantısı yapıyorsun. Doğal olarak duyulsaydı. Bunu basının önünde yaparak mesaj içeriği şudur; ‘Bize operasyon yolda, bir kalkan yapalım. Bak başbakan başörtülü rektöre operasyon yaptı’ dedirtmektir” diye konuştu.

KİŞİLERİ ÇAĞIRIP ELİMİZDE KASETİN VAR...

Cemaatin tape operasyonlarını sürdüreceğini ifade eden Prof. Dr. Ahmet Keleş, “Kamuoyunun bildiği tape operasyonu ayrı. Bir de kişileri çağırıp ‘Elimizdeki belgen, video bu’ operasyonu ayrı. Bu operasyon hala devam ediyor. Bunu kullanacaklar. Ellerindeki en önemli stratejik malzeme AK Parti’nin kendisi. Onlar AK Parti’yi içerden vurmak istiyorlar. En ciddi hassasiyet göstermeleri gereken şey bu. Rektör ile ilgili Cuma Bey açıklama yaptı, MKYK üyesi Mehmet Akın Bey yalanladı. Paralel yapıya AK Parti içinde destek veren önemli isimler olduğu, AK Parti’nin en zayıf anında devreye sokulacaklar olduğunu gösteriyor.”