BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Papadopulos'un sevgisi öldürücü

Kıbrıs seçimlerinden zaferle çıkan CTP lideri Mehmet Ali Talat Rum lider Papadopulos'un çözüm istemediğini savundu ve bunu ilginç bir örnekle açıkladı.

Abone ol

Züleyha Karaman bildiriyor KKTC'de dün yapılan seçimlerde oy oranını artırarak birinci parti konumunu sürdüren Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin (CTP) lideri, Başbakan Mehmet Ali Talat, koalisyon için birden fazla seçeneklerinin olmamasının demokrasi açısından üzücü olduğunu söyledi. Seçimlerde yüzde 40'ın üzerinde oy alacaklarını belirttiklerini ve hedeflerine ulaştıklarını belirten Talat, bugün hükümet seçenekleri için bir çalışma yapmayacağını, yabancı basın mensuplarıyla yapacağı bir dizi görüşmenin ardından, bu akşam partisinin Lefkoşa İnönü Meydanı'nda düzenleyeceği şölene katılacağını kaydetti. Talat, İnönü Meydanı'ndaki kutlamaya tüm KKTC halkını davet ettiklerini ifade ederek, ''Bu, Kıbrıs Türk halkının çözüm arzusunu, kararlılığını bir kez daha ortaya koyacak, diyaloga hazır olduğumuz mesajını tüm dünyaya bir kez daha duyuracağız'' diye konuştu. ''Hükümet seçeneği konusunda pek alternatif kalmadı, tek alternatif var gibi görünüyor'' diyerek Serdar Denktaş'ın başkanlığındaki Demokrat Parti (DP) ile yeniden koalisyona gideceklerinin sinyallerini veren Talat, ''Bu da aslında rahatsızlık vericidir, keşke birden fazla alternatif olsaydı, o zaman daha rahat bir değerlendirme, pazarlık yapabilirdik'' diye konuştu. Talat, Meclis aritmetiğinin alternatifleri çok azaltmasına karşın, yine de son kararın parti içi değerlendirmeler sonucunda alınacağını belirtti. Talat, başka partilere oy veren birçok kişinin de adada çözüm istediğine inandığını belirtti. ''CİDDİ VE KÖKLÜ İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ'' Talat, dün seçim sonuçlarına yönelik ilk değerlendirmesinde kullandığı ''KKTC ciddi ve köklü iktidar değişikliğine gidiyor'' ifadesine açıklık getirmesinin istenmesi üzerine, ''Parlamenter sistem içinde CTP'nin neredeyse tek başına iktidar olacak çoğunluğu elde etmesiyle, Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri de göz önünde bulundurulduğunda, KKTC'de büyük bir değişimin oluşmaya başladığını'' söyledi. ''Artık yepyeni bir devir başlıyor'' diyen Talat, ''ayrılıkçı ve çözüm yanlısı olmayan genel politik görünüş, yerini çözüm, barış isteyen bir görüntüye bırakıyor. Bu, tarihi tersine çevirmek anlamına geliyor. Bu, Rum tarafını ciddi ölçüde baskı altına alacak bir değişikliktir'' diye konuştu. Talat, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın bu sabah AA'ya verdiği demecinde, kendisinin Başbakanlık görevine ek olarak müzakereciliği de yürütebileceğine, Cumhurbaşkanlığı için kendi tercihinin üzerinde mutabakata varılan siyaset dışı bir isimden yana olduğuna ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu: ''Keşke gerçek durum Sayın Cumhurbaşkanının söylediği gibi olsaydı, benim de tercihim oydu. Belki Denktaş'tan sonra ilk defa tarafsız, bütünleştirici bir Cumhurbaşkanını seçebilirdik. Ancak gelin görün ki, dünyanın algılayışı o değil. Toplum lideri genel oyla seçilmiş kişidir, bu da genel oyla seçilen Cumhurbaşkanıdır. BM örneğin toplum liderini muhatap alıyor. KKTC tanınsa, dediği doğrudur. Ben illa Cumhurbaşkanı ben olmalıyım demiyorum, ama bir bürokrat, herkesin kabul edeceği birisi değil, tuttuğunu koparan, dişli, sağlam, siyasi bir Cumhurbaşkanına ihtiyaç var, çünkü görüşmelerin muhatabı o olacak.'' ''PAPADOPULOS TARZI SEVGİ'' Talat, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a, Annan Planı üzerindeki değişiklik isteklerini vermeyeceği yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine, Papadopulos'un adada çözüm istemediğini söyledi. Papadopulos, Talat'ın ''Rumlar Kıbrıslı Türklerin boğazını sıkıyor'' sözleri üzerine yaptığı açıklamada, ''Biz onların boğazını sevgiden sıkıyoruz, Kıbrıslı Türkleri bedel ödemeden AB üyesi yaptık'' diye konuşmuştu. Talat, bu sözlerin hatırlatılması üzerine ise şöyle konuştu: ''Buna yanıt verilir mi bilmiyorum. Yani düşünce yapısını gösteriyor Papadopulos. Bu çok cüretkar ve çirkin, ayıp bir ifade, kendisini ayıplıyorum. Kıbrıslı Türkler çok bedel ödedi. Kıbrıslı Rumlardan daha fazla bedel ödedi. Hem 1974'e kadar ağır bedeller ödedi, hem de 1974 sonrasında ambargoyla tecritle yine bedeller ödedi. Bir de sevgiden boğaz sıkmak nasıl olur, doğrusu onu da anlayamadım. Bu da Papadopulos tarzı bir sevgi herhalde. Papadopulos'un şovenist bir kişi olduğunu herkes biliyor, sevgisi bile öldürücü.''