BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Pamuk davasına itiraz var

Şikayetçi avukat Kemal Kerinçsiz, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin Orhan Pamuk'la ilgili verdiği 'durdurma kararı'na itiraz etti.

Abone ol

Yazar Orhan Pamuk hakkında "Türklüğü alenen aşağılamak" suçundan açılan davaya "müşteki" sıfatıyla katılan avukat Kemal Kerinçsiz, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin davada verdiği "durma kararı"nın usul ve yasaya aykırı olduğunu öne sürerek, kaldırılması istemiyle İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Kerinçsiz'in İstanbul nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdiği itiraz dilekçesinde, Orhan Pamuk hakkındaki davanın Haziran ayında açıldığı, duruşmasının 16 Aralık 2005 tarihinde yapıldığı hatırlatıldı. Mahkemenin, duruşmaya 14 gün kala tarafların haberi olmadan eski TCK'nın 160. maddesinin 2. fıkrası uyarınca izin alınması amacıyla dava dosyasını Adalet Bakanlığı'na gönderdiği kaydedilen dilekçede, bu konudaki kararın "müteferrik karar' olarak verilemeyeceği öne sürüldü. Kararın duruşmada verilmesi ve aynı zamanda "durma kararı" alınması gerektiği belirtilen dilekçede, "durma kararı"ndan sonra da duruşma günü verilemeyeceği, yeniden duruşma günü verilmiş olmasının usule aykırı olduğu öne sürüldü. Dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmesi kararının da "durma kararı" mahiyetinde olduğu ve duruşmada verilmesi gerektiği savunulan dilekçede, bu yönden de usule aykırılık bulunduğu anlatıldı. CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasına göre verilen "durma kararı"na ilişkin taraflara itiraz hakkı tanınmadığı öne sürülen dilekçede, "Müştekilerin katılım taleplerinin hüküm altına alınması ve sanığın ifadesinin alınması zaruridir. Aksi halde, kanunun tanıdığı itiraz hakkını mahkeme durma kararını vermekle ortadan kaldırmış olur" denildi. Suçun İsviçre'de yayınlanan bir röportajla gerçekleştiği, suç yerinin yurtdışı olduğu belirtilen dilekçede, bu durumda eski TCK'nın 159. maddesinin 4. fıkrasının uygulanacağı, söz konusu madde için de bakanlıktan izin alınmasına gerek olmadığı kaydedildi. Bu nedenle bakanlığa gönderilen dosyanın dönüşü beklenmeden, karardan vazgeçilerek dosyanın geri istenmesinin uygun olacağı ifade edilen dilekçede, şu görüşlere yer verildi: "Bakanlık izni, usule ilişkin bir şekil kuraldır. Genel hukuk kuralı uyarınca, bu konudaki yasa değişikliğinin yapıldığı tarihte yürüyen bütün dava ve tahkikatlara uygulanır. Yeni yasa 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu tarihte hazırlık tahkikatı devam etmektedir. Bu izin kuralı derhal uygulanacağından, artık bakanlık iznine gerek yoktur. Bu sebeple bakanlık iznini öngören mahkemenin 16 Aralık 2005 tarihli kararı usule ve esasa aykırıdır."