Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş Gezi Eylemlerindeki duvar yazısı "Çare Drogba" sözünü taşıdı bugün köşesine.
Abone olYazısına, "Gezi eylemlerinin en sempatik duvar yazılarından biri, Galatasaraylı bir çapulcu kardeşimizin feryadıydı: ”Çare Drogba!” diyerek başlayan Aslı Aydıntaşbaş ülkedeki "mesih kültürünü" eleştirdi.
Her zaman bir "kurtarıcı" beklendiğini anlatan Aydıntaşbaş, paketten ikna edecek bir sonuç çıkarsa da destekleyeceğini söyledi.
Galatasaray'ın yenilgisinin ya da yenecek olmasının bir futbolcuya veya teknik direktöre bağlanmasının doğru olmadığını belirten yazar, "Salı geceki 6-1’lik hezimetten sonra, çarenin ille de Drogba olmadığını gördük." dedi.
Galatasaray'ın hezimeti sonrası yapılan yorumları ve hezimet faturasının kişilere endekslenmesini yanlış bulan Aydıntaşbaş, "demokraside de böyle" diyerek olayı çözüm sürecine bağladı.
DROGBA'YI BEKLER GİBİ PAKET BEKLİYORUZ
"Durum, demokrasi için de böyle. Aylardır Drogba gibi beklenen bir ‘Demokrasi Paketi’ var. 2010 yılında bize ‘İleri Demokrasi’yi bahşeden hükümet, bu kez de demokrasi paketi sayesinde vitesdeğiştireceğimizi iddia ediyor.
Aslında paketin ufak bir kadroyla hazırlanması ve tek bir kişinin onayına tabi olmasını, dünya demokrasi tecrübesi açısından sıradışı bir durum. Birkaç hafta önce Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında Bülent Arınç paketin Başbakan’a sunulduğunu, içeriğine kendisinin karar vereceğini ve ”takdir edeceği” bir zamanda açıklanacağını söylediğinde, durumu garipsedim. ”Bu memlekete demokrasi gelecekse, onu da biz getiririz” mantığı. Bari yalandan da olsa, katılımcı, çoğulcu bir süreç ya da parlamenter işleyiş varmış gibi davransaydık..."
Yazısının devamında, demokratikleşme paketinin bu kadar gizli kapaklı yürütülmesini de doğru bulmadığını ifade eden yazarın yazısının devamı şöyle:
BU KADAR ESRARENGİZ TAKILMAYA GEREK VAR MI?
"Aylardır televizyon haberlerinde bazı adamların (hep erkek) Ankara’da toplantı yaptığını ve ”paketin son haline şekil verildiğini” dinliyorum. 37 defadır son şekli verildi; hep ”uzun soluklu” ve ”titiz” bir çalışma yürütüldüğü söyleniyor.
Allah aşkına bu kadar titizliğe ne gerek var! Memleketin demokrasi noksanlarının ne olduğu belli. Yıllardır konuşuyoruz. Üstelik her yıl AB bir de rapor yayınlıyor. Talep de, çözüm de ortada. O kadar esrarengiz takılmaya gerek var mı?
Paket çıkınca, doyurucu bir içerik varsa alkışlamaya hazırım. Ama itiraf etmeliyim, Tansu Çillerdöneminden beri devletin zoraki attığı çeşitli ”adımların” büyük beklentilerle ”Çare Drogba” misali pazarlanmasına biraz gülüyorum.
Demokratikleşme Paketi lafı bile şu anda hepimizin zaten demokratik olmayan bir hayat yaşadığının itirafı değil mi? Demokrasi pazarlık değil, seçim hesabı değil, tek bir adamın kafayorması değil, açık toplumu, ifade özgürlüğünü ve belli normları garantileyen kurallar ve kurumlar bütünüdür.
Ama dediğim gibi, içerik tatminkarsa, yine de alkışlamaya hazırım!